Ünlü post-Marksist felsefeci Antonio Negri, MonoKL Yayınları'nın Bakırköy Belediyesi ile ortaklaşa düzenlediği uluslararası konferans kapsamında İstanbul'a gelecek.

Negri, 27-28 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek "Yeni Özgürlük ve Özne Biçimleri" konferansına katılacak.

MonoKL Yayınları ve Bakırköy Belediyesi'nin "Filozoflarla İstanbul'da" konferans serisi kapsamında düzenlenen ve iki gün sürecek "Yeni Özgürlük ve Özne Biçimleri" konferansı kapsamında İstanbul'da olacak. Konferans 27-28 Nisan tarihleri arasında Bakırköy Belediyesi'nin Yunus Emre Kültür Merkezi'nde olacak.

AGAMBEN DE GELMİŞTİ

Bakırköy Belediyesi - Monokl Yayınları, 30 Kasım-3 Aralık 2012 tarihlerinde düzenledikleri "Demokrasiler Çağında Uygarlık" başlıklı konferansta da Giorgio Agamben'i Türkiyeli okurları ve dinleyiciler ile buluşturmuştu.

HARDT VE NEGRİ

Michael Hardt ile birlikte 2000 yılında yayınlanan "İmparatorluk" adlı kitaplarında küresel egemenliğin yeni biçimini tanımlayan Antonio Negri, dünya çapında bir etki yaratmışlardı.

Bu kitaplarında sosyalist kuramda da köklü bir paradigma değişikliği öneren ve bunun teorisine girişen Hardt ve Negri, emperyalizm teriminin artık durumu açıklayamadığını, bunun yerine ulus-devletler kadar ulusüstü kurum, şirket ve STK'ları da içeren, her yere yayılan bir emperyal ağın var olduğunu savundular. Bu yeni egemenlik biçimini, düşmanı ve alanı belirsiz, sürekli bir küresel savaş hali olarak da anlatan Hardt ve Negri, bu durumun yaşamın her alanına yayılıp, demokrasinin süresiz askıya alınmasına zemin hazırladığını ve "Küresel bir Apartheid" düzenine girildiğini anlatmışlardı.

YENİ BİR ÖZNELLİK TANIMLAMIŞLARDI: ÇOKLUK

Tanımladıkları bu küreselleşme biçiminin aynı zamanda sayısız küresel ortaklaşma biçimine de hayat verdiğini ve son yıllardaki direnişlerde bunun görüldüğünü belirten Hardt ve Negri, farklı emek biçimlerinin kendi tekilliklerini koruyarak birlikte ortak zeminler geliştirdiklerini ve bunların her tür üretimin koşulu haline geldiğini ileri sürmüşlerdi. Bu ortak payda temelinde etkileşim içinde olan tekilliklerin farklılıklarından vazgeçmeden bir araya geldiklerini anlatan Hardt ve Negri, buradan hareketle "Çokluk kavramını geliştirmiş ve 2004 yılında da bu kitaplarını yayınlamışlardı. Hardt ve Negri, "Çokluk"u, sözünü ettikleri tekillik ve ortaklık dinamiğinden doğan öznellik olarak tanımlamışlar ve ne halk gibi türdeş ne de kitleler gibi parçalı olmadığını vurgulamışlardı.

"TEKİLLİKLERDEN ÖRÜLÜ AĞ"

Hardt ve Negri'ye göre, her bariyeri aşan kontrolün tektipleştirici gücünden uzaklaşan daha melez bu öznellikler özdeşlik olmaktan çıkarak, tekillikler oluyor ve bu tekilliklerden örülü ağ hareketi de küresel kapitalist hiyerarşiler için sürekli bir tehdit oluşturuyordu.