Cumartesi Anneleri, bir kez daha Galatasaray'dan vicdanlara seslendi: "Kayıplarımızı İstiyoruz. Adalet İstiyoruz. Bunların gerçekleşebilmesi için barış istiyoruz" dedi. 35 yıldır oğlunun kemiklerini arayan anne Fatma Morsümbül ise annelere: "Neredesiniz, niye sesinizi çıkarmıyorsunuz, niye sokağa dökülüp barış istemiyorsunuz?"

Cumartesi Anneleri, Galatasaray'da yaptıkları oturma eylemlerinin 545.'sinde 12 Eylül darbesinin ardından kaybedilen Hüseyin Morsümbül'ün akıbetini sordu, sorumlularının yargılanmasını istedi.

ANNE MORSÜMBÜL: GÖSTERMELİK DEĞİL, GERÇEK BİR YARGILAMA İSTİYORUM

35 yıldır oğlunun akıbetini soran anne Fatma Morsümbül, rahatsızlığından dolayı bugün Galatasaray Meydanı'na gelemedi, gönderdiği mektupla sesini duyurmaya çalıştı.

Morsümbül'ün mektubu şöyle: "Yıllarca Galatasaray'a oğlum Hüseyin'le buluşacakmışım heyecanıyla geldim. Galatasaray'dan bizi söküp atmak istediklerinde coplandım, yerlerde sürüklendim, gözaltına alındım ama vazgeçmedim. Benim için Galatasaray'a sahip çıkmak Hüseyin'ime sahip çıkmaktı.

35 yıl önce oğlum Hüseyin Morsümbül, Kenan Evren cuntası tarafından gözaltında kaybedildi. Oğlumu gözaltına alan o dönem Bingöl'de görev yapan Yüzbaşı Durmuş Çoşkun Kıvrak'tı. Durmuş Kıvrak çok insanın canını yaktı. 35 yıldır oğlumu kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmalarını bekliyorum. Göstermelik değil, gerçek bir yargılama istiyorum.

Benim 6 çocuğum vardı. Hüseyin, en büyük oğlumdu. İlk gözağrımdı. İlk analığımdı… Hüseyin'den sonra kalan 5 çocuğuma analık yapamadım. Aklım fikrim hep Hüseyin'deydi. Çocuklarım birbirini büyüttü. Kısacası Hüseyin'den sonra bizim evde ne düğün ne bayram ne kutlama olmadı. Evimize, ailemize gözyaşı acı, bekleyiş hakim oldu. Çocuklarımın evliliği bize Hüseyin'in mürüvvetini göremeyişimizin acısı oldu. Torunlarımsa 'Hüseyin baba olamadı' acısıyla aramıza katıldı."

Aynı ortamda büyüyen oğulları Ekin'in yaşananlara isyan ederek dağa gittiğini ve yıllar sonra bir çatışmada şehit düştüğünü söyleyen Fatma Morsümbül, şöyle devam etti: "Onun ölü bedenine işkence yaptılar. Morgda soğutucunun fişini çekip bedenini çürüttükten sonra Ekin'imi bana teslim ettiler. Ben iki yavrumu bu kirli, rantçı savaşta kaybeden bir anneyim. Benim ciğerim parçalandı. Evlat acısının ne demek olduğunu, zamanla azalmayıp derine, daha derine işlediğini biliyorum."

'ANNELER NEREDESİNİZ, NİYE SOKAĞA DÖKÜLÜP BARIŞ İSTEMİYORSUNUZ?'

Bu acıyı başka annelerin yaşamaması için barış istediğini belirten anne Morsümbül, diğer annelere şöyle seslendi: "Neredesiniz, niye sesinizi çıkarmıyorsunuz, niye sokağa dökülüp barış istemiyorsunuz? Niye evlatlarının kemiklerine hasret anneler için adalet istemiyorsunuz? Evlat acısı her anne için aynı yakıcılıktadır bilmiyor musunuz?"

Morsümbül, mektubunu şöyle tamamladı: "35 yıldır Hüseyin'imin kemiklerini bekliyorum. Hüseyin'ime kavuşursam gömmeyip sırtımda gezdireceğim o tertemiz kemiklerini… Öldüğümde yavrumun kemikleri ile birlikte gömüleceğim. İşte benim en büyük düşüm bu."

'YETER ARTIK, BARIŞ İSTİYORUZ'

Cizreli kayıplardan Ömer Güven'in eşi Ayşe Güven, AKP'nin devreye koyduğu savaş konseptiyle yeniden insanların öldürüldüğünü, kayıpların resimlerinin arasına yenilerinin eklendiğini belirterek, "Yeter artık barış istiyoruz" dedi.

Eylemde Morsümbül'ün yengesi ile dava avukatı Eren Keskin de konuşma yaptı.

'KAYIPLARIMIZI, ADALET VE BARIŞ İSTİYORUZ'

Haftanın açıklamasını Neriman Çeliksen okudu. Salih Bozışık'tan bugüne tam 79 yıldır kayıpların bulunması ve kayıplardan sorumlu olan faillerin ortaya çıkarılıp cezalandırılmasına yönelik bir siyasi iradenin ortaya konulmadığını belirten Çeliksen, bu cezasızlık durumunun hukuksuzluğu, adaletsizliği, yolsuzluğu ve keyfi yönetimi de beraberinde getirdiğini söyledi.

Hüseyin Morsümbül'ün kaybedilmesinden Emekli Albay Durmuş Coşkun Kıvrak ve 12 Eylül cuntasının tüm aktörlerini sorumlu tutuklarını söyleyen Çeliksen, 12 Eylül'ün insanlık suçlarını ortaya çıkarmayan, sorumlularını yargılamayan iktidarların da bu suçun ortağı olduğunu vurguladı.

Çeliksen, "Kayıplarımızı İstiyoruz. Kaybedenlerin cezalandırılmasını istiyoruz. Adalet İstiyoruz. Bunların gerçekleşebilmesi için barış istiyoruz" dedi. (ETHA)