“Sınırlamalardan korkmuyorum ve hiç hesabını yapmıyorum. Tek korktuğum yeisin kalbime ulaşması.” (Naci el-Ali)

Kardeş Türküler'in “Çocuk Haklı” albümü, çizmeyi hapishanede öğrenen, ilk karikatürlerini mülteci kampının duvarlarına nakşeden  Filistinli karikatürist Naci el-Ali’nin çizgi kahramanı Hanzalayı da hatırlatıyor. Dilinin ve kalbinin yerini dünyalılara göstermeyi dert eden ama sırtını dönüp yüzünü gizleyerek zalimleri cezalandıran “yüzsüz!” çocuk Hanzala... On iki yaşından sonra hiç yaş almayan, Özgür Filistin’e dönünce yeniden büyümeye başlayacak, o güne kadar kimseye yüzünü göstermeyecek Hanzala... Teoride doğru söyler pratikte şaşmayan sürgün çocuk.

Yalınayak, bakımsız ve kirpi saçlı “yüzsüz çocuk!”, “küskün kahraman” Hanzala daha çok izleyicidir. Ama hayat çağırdığında eyleme geçer; bazen bir taşa uzanırken bezen de taş atarken görürüz onu. Yalancılara dil çıkaran bu kıssadan hisse çocuğun hikâyesini öğrenmek, kendi hikayemizi öğrenmek, Filistin’de doğru (!) söyleyip, bu topraklardaki halklara yalan söyleyenlerle baş etmenin şartıdır.

ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’e kızdıktan sonra elini arkasında bağlayıp çözmeyerek tarihe geçen Hanzala'nın sessizce tanıklık ettiği göç, yoksulluk ve kamp hayatı, yaratıcısı Naci el-Ali’nin de kişisel hikâyesidir. İmâları imzası olan, dünyadaki imlâ hatalarını düzeltmenin imgesi Hanzala künyesini şöyle açıklar: “Ben Hanzala… Babamın adı: Önemli değil… Annemin adı: Nakba… (Filistinliler İsrail Devleti’nin ilan edildiği 15 Mayıs 1948’i ‘Nakba’ [Büyük Felaket Günü] olarak tanımlar.) Kız kardeşimin adı: Fatıma… Ayakkabı numaram: Bilinmiyor. Çünkü ben hep yalın ayakla dolaşırım…”

Şair Kemal Özer; “Çin Seddi bittiği akşam duvarcılar nereye gittiler?” demişti. Yaratıcısı Naci el-Ali, 1987’de Londra’da Mossad tarafından öldürüldüğünde  “Maskeliler” ve “göbekliler” bu asi ve aksi çocuktan kurtulduklarını zannettiler. Soru şudur; yaratıcısı öldürüldüğünde Hanzala nereye gitmiştir? O bizi “yalancılara” teslim olmaktan koruyor, zalimleri suçüstü yapmayı sürdürüyor. Yalan’ın resmi dile dahil olduğunu, devletlerin dili yalanlarla beslediğini bilerek kapsam alanını genişleterek dünya halklarının kalbinde varlığını sürdürüyor. Hanzala, Filistin için söylenen her doğru sözün (!), bu topraklarda yaşayan halklara söylenen yalan olduğunu sırtını dönerek, ellerini arkasına bağlayarak, yüzünü gizleyerek her yerde anlatıyor.

Kemal Özer’in, şiir için söylediği, “…kıyıcının, zorbanın, işgalcinin ve suskunluğun üstüne yürürken yalınayak değildir. Çıkarıp kafalarına fırlatacağı bir ayakkabısı her zaman vardır” cümlesini  muhabbete dahil edelim. Hanzala yalınayaktır; zalimlere fırlatacağı bir ayakkabısı bile yoktur! Ama bizim mahallenin çocuklarının, bütün zalimlerinin başlarına fırlatacak bir Hanzalası hep vardır...

Sezai Sarıoğlu

Tarih    :  23 EKİM PAZAR (2011)

Saat     :  18.00

Mekan  :  LİVANE

(Osmanağa Mahallesi, Osmancık Sokak, No: 11, Kadıköy/ 0216 414 40 96)