Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İnsan Hakları İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nde (İHİDEM) yaptığı konuşmada, “adalet hiçbir zaman tümüyle tarafsız olmamıştı ama hiçbir zaman da bu kadar şirazesinden çıkmamıştı” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’nin kötü bir dönemden geçtiğini söyleyen Günay, kendisinin de İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olduğunu hatırlattı ve Türkiye’de bu kadar hukuk cinayeti işlenirken, Hukuk Fakültesi hocalarının kürsülerde ne anlattıklarını merak ettiğini söyledi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın savunma makamını temsil etmesine rağmen “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan akademisyenleri suçladığını belirten Günay, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin hukuk devleti olduğunu, “adaletin mülkün temelidir” sözünün, bir devlet tecrübesi olduğunu vurguladı.

Günay konuşmalarını şu sözlerle sürdürdü;

“Dünyada esenliği sağlamak için birinci şart, adalettir. Osmanlı Devlet geleneği de bunu söyler. Hukukçular, hakimler ve savcılar, siyasetten değil, adaletten hizaya geçelim demelidirler. Darbe sadece askerin kapıya dayanması ile olmaz. Hukukun askıya alınmasıyla da darbe olur. Türkiye’de maalesef böyle bir darbe oldu. Bu darbenin kanıtları da hakimlerin ve yolsuzluğu soruşturan polislerin tutuklanmasıdır. Türkiye’de hukuk organları verdiği kararlardan dolayı hakimler tutuklandığında ayağa kalkmalıydı. Kalkmadığı için bugünleri yaşıyoruz.”

40 yıldır siyasetin içinde olduğunu, ilk defa bu kadar karanlık bir dönem yaşadığını belirten Ertuğrul Günay, “biz Ankara ve İstanbul için konuşuyoruz ama Sur’da, Cizre’de Silopi’de ne olduğunu bilmiyoruz. Yaşananlar, bize bumerang gibi terör olarak geri dönüyor. Şiddet demokrasinin değil, otoritenin işine yarıyor” dedi.