20 yıllık evli olan bir kişi, karısının ısrarı üzerine Toplu Konut İdaresi'nden ( TOKİ) bir daire satın aldı.

Dairenin taksitini ödemekte zorlanan koca, karısından kolundaki bileziklerle, boynundaki kolyeyi istedi. Kadın, ziynet eşyalarını vermeyince adam, pense ile karısının kolundaki üç adet bileziği keserek aldı. Karısının boynundaki altın kolyeyi de alan adam eşinin şikâyeti üzerine gözaltına alındı.

Bursa 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, 'gasp' suçunu işlediği gerekçesiyle sanık kocayı 5 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Temyiz edilen karar Yargıtay 6’ncı Ceza Dairesi'nce onandı. Devreye giren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın gasp değil 'hırsızlık ve tehdit' suçu olduğu gerekçesiyle onama kararına itiraz etti. Başsavcılığın itirazı üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu emsal nitelikte bir karara imza attı. Kurul, olay sonrasında boşanan ve yargılama sürecinde yeniden evlenen çiftin kız ve erkek çocuklarının gözü önünde cereyan eden olayın 'yağma' suçunun oluşturduğuna hükmetti.

Oy çokluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazını reddeden genel kurul “Ziynet eşyasının katılanın kişisel malı olduğu, bu sebeple 'edinilmiş mallara katılma rejimine' dayalı bir hukuki ilişkiden söz edilemeyeceği, sanığın da aşamalarda zorla aldığı altınların ortak mülkiyetinden söz etmediği ortadadır. Sanık hakkında TCK'nun 150’nci maddesinin birinci fıkrasının uygulanma koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir” dedi.