Çarşamba günü İsviçre'nin Cenevre kentinde başlaması öngörülen Suriye toplantısı öncesinde, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad AFP Haber Ajansı'na özel bir mülakat verdi.

Cenevre Konferansı'ndan çıkacak en mantıklı sonucun Suriye'de terörle mücadele konusunda atılacak açık adımların belirlenmesi olacağını söyleyen Esad, özellikle 'terör ihraç eden ülkeler' olarak nitelediği ve Suriye'deki teröristlere yardım, para ve silah sağladığını iddia ettiği Suudi Arabistan ve Türkiye üzerindeki baskının arttırılması gerektiğini ifade etti.

Beşar Esad, "Bu terör örgütlerine siyasî paravan olan Batı ülkeleri üzerindeki baskıyı arttırmak da Cenevre Konferansı'ndan çıkabilecek en olumlu sonuç olur" dedi.

Suriye Devlet Başkanı, bu konferanstan çıkabilecek ve terörle mücadeleyi devre dışı bırakan çözümlerin ise hiçbir değer taşımayacağını kaydetti.

Esad, "Her yerde, sadece Suriye'de değil, komşu ülkelerde de terör dalgası eserken siyasî bir çözüm sağlanamaz. Cenevre Konferansı, Suriyeliler arasında bir uzlaşma platformu olabilir. Siyasî çözüm, sadece Suriye'de ve Suriyeliler arasında sağlanabilir. Cenevre bu sürece yardımcı olabilir ancak bunun yerini alamaz" dedi.

ADAYLIĞIM İÇİN KESİN BİR ŞEY SÖYLEMEK İÇİN HENÜZ ERKEN

Cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağına ilişkin soruya cevabında Esad; seçimlere adaylığının kendi şahsi kararı ve Suriye kamuoyuna dayalı olduğunu söyledi.

Esad şahsi olarak aday olmasında hiçbir mesele görmediğini ifade ederken, Suriye halkının kararı için bir şey söylemek için de henüz zamanın erken olduğunu sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Esad seçim tarihinin belirlenmesi ardından o zamana kadar şahsi açıdan bir sorun olmaması ve kamuoyunun durumuna göre karar alınacağını belirtti. Esad “kısacası aday olma ihtimali ve fırsatı yüksektir..” şeklinde konuştu..”

Suriye'nin maruz kaldığı savaşın Batılı ve daha başka kimi tarafların yansıttıkları gibi ‘devrim’ yada demokrasi veya benzeri bir dava olmadığına işaret eden el Esad; tüm bu yalanların günümüzde tüm netliği ile ortaya çıktığını belirtti.

Esad devrimin ancak ve ancak gerçekten bir halkın iradesiyle ve ulusalcı olması koşuluyla başarılı olabileceğini, halkın iradesini alt etmenin de mümkün olmadığını söyledi.

BİR ÇOK TARAF YABANCI İSTİHBARAT CİHAZLARI TARAFINDAN YARATILDI

Cenevre II’ye katılacak muhalefetin bölünmüş olduğunu ve Suriye'de birçok akımın bu muhalefetin kendisini temsil etmediğini düşündüğünü, bu konuda uzlaşmanın sağlanması halinde hayata nasıl geçirileceğine ilişkin soruya cevabında Esad; Suriye hükümetinin de bu soruyu sorduğuna dikkat çekti.

Müzakerelerde karşı tarafta kimin olacağının yada Cenevre II’ye kimlerin katılacağının henüz belli olmadığına işaret eden Esad; mevcut süreç içinde Suriye hükümeti ile müzakerelere oturan bir çok tarafın daha önce mevcut olmadığını, kriz süresince yabancı istihbarat cihazları tarafından yaratıldıklarını belirtti.

Esad Türkiye, Fransa, İngiltere, Katar, Suudi Arabistan ve daha birçok devletin yarattıkları bu taraflarla müzakerelere oturmanın bu ülkelerle müzakerelere oturma anlamına geldiğine dikkat çekerken, bu devletlerin de Suriye'deki krize çözümün bir parçası olmalarının mümkün olmadığını vurguladı.

Buna rağmen Suriyeli yurtsever muhalif güçlerin bulunduğunu ve bunlarla müzakerelere oturmanın mümkün olduğunu belirten Esad; Suriye'nin geleceğinin bu güçlerle tartışılabileceğini, devlet yönetimi ve idaresinde ortak olabileceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Esad gerek Cenevre II’de gerekse Suriye dahilinde alınacak her kararın mutlaka halkın oylamasına sunulacağını ve vatandaşların onayını alması gerektiğinin altını çizdi.

Suriye'de terör eylemlerine katılan güçlerin büyük çoğunluğunun siyasi ajandalarla ilgileri olmadığını savunan Esad; bunların bir kısmının yağmalama ve hırsızlığı meslek edindiklerini, bir kısmının da tekfirci ideolojiye sahip olup radikal bir emirlik kurmak istediklerini söyledi.

Bu gibi tarafların Cenevre II ile ilgilenmediklerine dikkat çeken el Esad dolayısıyla Muaddamiye ve Berze’de olduğu gibi sahada siyasi çalışmaların önemli olduğunu belirtti.

Gelecek hükümette başbakanın muhalefetten olmasını kabul etmeye hazır mısınız sorusuna cevabınd  Esad; bunun söz konusu muhalefetin kimi temsil ettiğine bağlı olduğunun altını çizdi.

Esad; söz konusu muhalefetin Parlamento yada başka yerde çoğunluğu temsil etmesi halinde hükümete başkanlık etmesinin gayet doğal olduğunu belirtti.

Esad fakat çoğunluğu temsil etmeyen bir muhalefetten başbakan yapmanın dünyanın tüm devletlerinde siyasi mantığa aykırı düştüğüne dikkat çekti.

Her şeye rağmen seçim sandıklarında tüm muhalefetin kimleri ve ne kadar büyük bir halkı temsil ettiğinin belli olacağını belirten Esad ilke olarak çoğunluğu temsil eden bir muhalefetin hükümete katılmasının sakıncası olmadığını belirtti.

Esad sözlerini şöyle sürdürdü:

“Petro doların uluslar arası arenada rollerin değişmesinde oynadığı rolü anlamakta zorlandık. Örneğin marjinal ve önemsiz olan Katar büyük bir ülkeye dönüşebiliyor.

Fransa ise Katar’a bağlı Katar’ın politikalarını uygulayan bir ülkeye dönüşebiliyor. Şu an Suudi Arabistan ile Fransa arasında benzer bir durum yaşanıyor.

Petro dolar bazı batılı yetkilileri ve özellikle Fransa’da Fransız devriminin ilkelerini birkaç milyar dolara satmaya itiyor. Buna benzer insanların anlamakta zorlandığı ve kabul edemediği birçok durum var.” (BBC, Sana, Anf)