TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen Kürkçü, Mersin'de bulunan mahallelerin kamulaştırılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kürkçü, Mersin'deki Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerine ilişkin Bakanlar Kurulu'nun, TOKİ'ye acele kamulaştırma için yetki devri kararının Danıştay tarafından reddedildiğini, Anayasa gereği yasama ve yürütme organlarının bu karara uymak zorunda olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

 

"Çay, Çilek ve Özgürlük Mahallerinde yaşayan halk, apar topar harbe gidercesine tapularının ve arsalarının TOKİ tarafından gasp edilmesini, mülklerine eşdeğer olmayan konutlara sürüklenmeyi, komşu ve yaşam çevrelerinden koparılmayı kesinlikle istemiyorlar. Bu mahalleler AKP'ye oy vermez. Bu yüzden yapılıyor bunlar."

 

Dersim'deki Pembelik HES projesinde de acele kamulaştırma kararının, Danıştay tarafından yürütmesinin durdurulduğunu hatırlatan Kürkçü, yargı kararlarının uygulanmadığını söyledi. Kürkçü, "Yöre yurttaşları resmi ve özel güvenliğin uzun namlulu silahlarla saldırılarına maruz bırakılıyor. İşletmeci firmanın yetkilisi yöre halkına açıkça 'köylerinizi yakarım' tehdidinde bulunuyor. Bakanlar Kurulu'nun ikide bir savaş hukukuna dayanarak yurttaşların kolektif ya da şahsi mülklerine el koymaya kalkışması, kendisini yurttaşlara karşı ilan edilmemiş bir savaşın tarafı olarak görmesiyle doğrudan ilgilidir" dedi.

 

"KÜRTAJ İLE GÜNDEM DEĞİŞTİRİYORLAR"

Gazetecilerin kürtaja ilişkin soruları da yanıtlayan Kürkçü şöyle konuştu:

"Söz konusu bu düşünce, kadınların kazanılmış haklarının, uygarlığın ulaştığı düzey dikkate alınmaksızın, muhafazakar erkekler tarafından yoksun bırakılması dayatmasıdır. Hükümetin yeni bir İslami toplum mühendisliğine soyunduğunu görüyoruz. Bu düşünce, 12 Eylül Türk İslam sentezi anlayışıyla genel saldırının parçasıdır. 30'ların tek parti iktidarını, 2000'lerde hortlatmak Başbakan'ın hayali olabilir ancak halk buna boyun eğilmeyecektir. Kadınlar bu dayatmaya boyun eğmeyecektir. Hükümet, Roboski katliamı nedeniyle bulunduğu sıkışıklığı, başka tartışmalarla unutturmak istiyor. Bu nedenle 'F16 uçaklarıyla kürtaj yapmak' gibi bir tartışmanın içindeyiz. Bu düşünce, kölelik ve Ortaçağa dönüşten başka bir anlam ifade etmemektedir. Kadınlarımızın yanındayız."

 

 

THY'DEKİ GREV

THY'deki greve yönelik olarak da "THY, aşırı saldırgan ve plansız büyüme çabaları sonucunda sistematik zarara uğramıştır. Zarar söz konusu olduğunda saldırılacak olan işçilerdir" diyen Kürkçü, "Ben THY çalışanlarının yerinde olsam kendileri hakkında bu kararı alan AKP Milletvekillerinin biletlerini kesmem, uçağa bindiklerinde çay, kahve, domates suyu ne varsa başlarından aşağı dökerim" tavsiyesinde bulundu.