BDP Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu ve Uludere Alt Komisyonu Üyesi Ertuğrul Kürkçü, Roboski Katliamı'na dair hazırlanan raporun Kürt halkında güvensizlik yaratacağını belirtti.

Kürkçü, konuyla ilgili olarak Fırat Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirmede, "Çözümsüzlük dediğimiz katliam baskı inkar ve şiddet değil mi, Şimdi halk TBMM'ye nasıl güvenecek" diye sordu.

"SİZE KAN PARASI DIŞINDA BİR ŞEY VERMEYİZ DENİYOR"

Kürkçü, "Hiç umudum yok ama bir imkan olarak bulunduğu için, raporun geri çevrilmesi ve iade edilmesi, gözden geçirilmesini isteyeceğiz. Eğer bu kabul görürse olumlu bir gelişme yaşanır ama tekrar edeyim; umudum yok" dedi.

Kürkçü, itirazlarının dikkate alınmadığı takdirde Kürtlerde güvensizliğin artacağına vurgu yaptı:

"Roboski köylülerinden, yani doğrudan doğruya bu katliamın hedefi olmuş insanlardan başlayarak, Kürt halkı için Türkiye Cumhuriyeti, kendi hak ve özgürlüklerinin gerçekleşebileceği bir ülke olmaktan çıkacak. Böyle bir inançları olanların inançları zayıflayacak."

Kürkçü, raporun anlamını ise "Deniyor ki; 'çocuklarınızı öldürdük fakat bunun için size kan parası dışında bir şey vermez; suçluları mahkemeye götürmeyiz.' Birincil dereceden sorumlu olanların yargılanamayacağı söylenmiş oluyor" şeklinde açıkladı.

'MECLİS, KENDİSİNİ ÇÖZÜM ORTAĞI OLMAKTAN UZAKLAŞTIRDI'

AKP hükümetinin, Kürt sorunuyla ilgili olarak yapılan son günlerdeki görüşmelerde samimi olmasının, Roboski Katliamı'na yaklaşımıyla da bağlantılı olduğunu kaydeden Kürkçü, şöyle konuştu:

"Çözüm sürecinde hakikaten samimi olanın, bu meseleyi çözmesi gerekir. Zaten çözümsüzlük dediğimiz de bunlardan oluşmuyor mu? Çözümsüzlük katliam, baskı, dışlama, asimilasyon, inkar ve şiddetten oluşuyor. Bu olayların en tipiği ve son dönemin şiddet kampanyasını karakterize eden saldırının faillerinin açığa çıkarılması çözüm sürecini büyük oranda desteklemiş olurdu. Çözümün psikolojik arka planınu kurardı. Şu an ise tersine bir durumu pekiştirecek. Meseleyi sadece bu olayın gerçeğinin açığa çıkması için önemsemiyoruz; aynı zamanda Meclis tarafından inisiyatif olarak kullanılması ve çözümün ortamına dönüştürülmesine ihtiyaç vardı. Şimdi Meclis'e nasıl inanılacak? Sayın Öcalan 'Meclis çözüm kararı alsın' dedi. Şimdi, bu kararı alamayan, katliamcıları açığa çıkaramayan Meclis'in sürece ilişkin büyük çaplı kararlar almasına insanlar nasıl güvensin? Meclis, bu hamlesiyle, kendisini çözüm ortağı olmaktan uzaklaştırdı."