HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, CHP’nin ilgili önergesi üzerine söz aldı ve Artvin Cerattepe’deki ormanlık alanlarda devam eden madencilik faaliyetlerindeki hukuksuzluklara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Meclis Genel Kurulunda konuşan Kürkçü, şunları söyledi: 

Cerattepe'yle ilgili araştırma önergesi, tıpkı önceki önergeler gibi reddedilecek. Cengiz Holding Cerattepe'yi soymaya devam edecek. Onun gibi, yüzlercesi, binlercesi Türkiye'nin her tarafını eşelemeye, buldukları her arsaya bir inşaat, buldukları her boş araziye bir maden tesisi kurmaya devam edecekler. 

RİZE MAHKEMESİ DÜNYAYA SERMAYEYLE AYNI YERDEN BAKIYOR 

Ortada bir yargı kararı üzerinden Meclis araştırması talebi var. Şimdi, Cumhurbaşkanı olsaydı derdi ki: "Ya, bizde yargı bağımsız." Fakat Cerattepe’ye ilişkin karara baktığımız zaman bütün kuvvetlerin sermaye etrafında bir araya geldiğini çok açık görebiliriz. Hakikaten Rize mahkemesinin sermayeyle aynı yerden dünyaya baktığını, hatta bir şeye bakmasına bile gerek kalmadığını görebiliriz. 

Sadece Cerattepe'yle ilgili olarak değil, oradaki Cengiz Holdingin girişimleriyle ilgili olarak değil, yapısal bir sorunla karşı karşıya olduğumuz için çok daha derin bir araştırmaya ihtiyacımız var.

Esasen bütün dünyada, bu "G20" denilenlerin ilk 5'i dışındakiler ve onların altındaki bütün ekonomiler "orta gelir tuzağı" denilen yere takılıp kalmışlardır. Çünkü son derece hummalı bir iktisadi faaliyet vardır fakat hiçbir değer ürememektedir. Çünkü "eş dost kapitalizmi" dediğimiz bir ekonomik ilişki hâkimdir.

TOPLUMUN GERİ KALANI İÇİM HİÇBİR İMKAN YARATAMIYOR 

Eş dost kapitalizmi, girişimin, sermaye sınıfı ile siyaset sınıfı arasında kurulmuş bağlar sayesinde kazanç sağlamasına dayalı bir ekonomik ilişki biçimi. Bunu Cengiz Holding’in büyüme sürecine baktığımızda görebiliriz. Cengiz Holdingi, Cengiz Holding yapan her şey, Hükûmet ihalelerini ya da özelleştirmeleri devralarak, birbiri peşi sıra devralarak, başka herkesin önü kapatılıp onun önü açılarak sağlanmış olan bir zenginleşme. Tam da eş dost kapitalizminin iktisadi tanımına uyan bir ilerleme.

Eş dost kapitalizmi, kamuya ait maden ruhsatlarının ve inşaat izinlerinin belli bir gruba dağıtılmasıyla oluşuyor. Bunun sonucunda da bir politik güce, o politik gücün etrafında derlenip toplanmış olan sermaye gruplarına sonsuz bir zenginlik sağlanıyor. Birbirine eklemlenen grupların yan yana gelişiyle dar bir zümreyi büyük bir hızla yükseltiyor. Toplumun geri kalanı için hiçbir imkân yaratmıyor. Apaçık toplumun iliklerini eriten, sömüren bir düzen hâlinde yürüyor. O yüzden, Cengiz Holdingin faaliyetleri sadece kendiyle ilgili ve yaptığı işle ilgili değil. Bir bütün olarak Türkiye'de yürüyen iktisadi ve politik düzenin tomografisini vermesi bakımından son derece önemli.

TÜM TÜRKİYE'NİN DAMARLARINDA ATIYOR 

Dolayısıyla, Artvin'de başlayan isyanın esasen Türkiye'de her yerde insanların damarlarında atan isyanın dili olduğunu düşünebiliriz. Artvin sosyal farklılıklarla çok fazla yarılmamış, Hemen hemen herkesin aynı şeyden aynı şiddetle etkilendiği bir yer olması dolayısıyla böyle büyük bir itiraz bloku oluşturuyor. Bu, aynı sağlamlıkta, aynı katılıkla olmasa da Türkiye'nin her yerinde hissettiğimiz bir itirazdır. Esasen, bunun dilimizde çok fazla karşılığı var. “Tüyü bitmedik yetimin hakkı” yenerek elde edilen bu zenginleşme, hiç kimse için mutluluk ve hiç kimse için zenginlik olarak nitelenmiyor. 

O nedenle, bu konuda bir araştırma yapılacak olursa eğer Türkiye ekonomisinin son yirmi yılının mutlaka titiz bir biçimde mercek altına alınması lazım. Yanlış anlaşılmamalı. AKP'nin Hükümet olması öncesindeki dönem bundan daha berrak, bundan daha saydam, bundan daha adil değildi.

KENDİ GELECEĞİ HAKKINDA FİKİR EDİNEBİLİR 

Cumhurbaşkanı çevresinde toplanan güç ilişkilerine, yankılarına baktığımızda neden söz ettiğimiz apaçık gözükür. Kamu gücünün sadece bazı grupları zengin etmek için değil, aynı zamanda bazı grupları da alaşağı etmek için nasıl büyük bir acımasızlıkla kullanıldığını, nasıl büyük bir iktisadi mekanizma hâline geldiği kamu gücünün apaçık ortadadır. O yüzden Cengiz İnşaatın, Cengiz Holdingin Rize Bölge İdare Mahkemesini ele geçirmiş olduğu iddiasına şaşmak gerekmez. O yüzden Rize'ye bakarak, Artvin'e bakarak Türkiye kendi geleceği hakkında bir fikir edinebilir. Giderek böyle olacaktır eğer halk buna politik bir itiraz ile karşı çıkmazsa.

DEVLET BİİZM SAYEMİZDE DEVLETTİR 

Rize'de benzer bir biçimde inşaat şirketlerine Rize yaylalarına inşaat izni verildiğinde ve Yeşil Yol diye bir proje başlatıldığında herkesin diline pelesenk olan bir Havva Bekar vardı; Havva Ana. Dedi ki Havva Hanım: "Mahkeme nedir? Mahkeme biziz." Tabii, o bunu kendi lehçesiyle çok daha etkili bir şey olarak söylüyor. "Devlet nedir? Devlet yok, halk var. Kimdir devlet? Umarım Havva Bekar haklı çıkacaktır, o ruhla bir gün devleti haramilerin devleti olmaktan çıkartmak mümkün olacaktır, yeter ki Meclis böyle halkının arkasında dursun.