Türkiye, Lozan Antlaşmasına göre azınlıkları din üzerinden tanımlıyor. Bu sebeple Türkiye’deki Ermeni nüfusuyla ilgili bilgi Hıristiyan olarak kayıtlı olan Ermenilerden sağlanıyor.

Ermenistan’dan turist olarak giriş yapan ve sonrasında Türkiye’de kaçak olarak çalışan Ermeniler ve kendini Ermeni olarak ifade etse de Müslüman olan Ermenilerin sayısı tam olarak bilinmiyor.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Açısından 27’nci Yılında Hocalı Katliamı sempozyumunda “Her 24 Nisan’da göstermelik çağdaşlık ve modernlik uğruna ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyerek, kendini Batı dünyasına kabul ettirmeye çalışan, aslında işgal altındaki İstanbul’un aydınımsı bir devamı olan malumlara inat bugün diyoruz ki ‘Hepimiz Türküz'” sözlerine Ermeni sivil toplum kuruluşu Nor Zartonk (Yeni Uyanış) Temsilcisi Murad Mıhçı, “Kalmışız 40 bin kişi, bunun yarısından fazlası ihtiyar, kalanın çoğu yavaş yavaş yurt dışına gidiyor” şeklinde tepki göstermişti.

Euronews Türkçe’den Seda Karatabanoğlu’nun haberine göre, Agos Gazetesi yazarı Patrak Estukyan ve Nor Zartonk temsilcisi Murad Mıhçı, Feyzioğlu’nun sözlerini ve Ermeni göçünün nedenlerini değerlendirdi.

Estukyan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından cinayete tepki göstermek için söylenen “Hepimiz Ermeniyiz” sloganıyla ilgili “Ermeni adını sürekli olarak bir küfür ifadesi sayan zihniyete karşı bir tokat etkisi yapmıştır. Nitekim o sloganın dillendirilmesinin hemen ardından katille özdeşlik kurularak ‘Hepimiz Ogün’üz, hepimiz Türk’üz’ sloganı dillendirildi” diyor.

Türkiye’de yaşayan Ermenilerin sayısı hakkında güvenilir bir veri bulunmadığını belirten Estukyan, “Ermenistan’dan turist olarak giriş yapan ve sonra da burada kaçak olarak yaşayanların sayısı pasaport polisleri tarafından bilinebilir. Şeklen Müslümanlaşmış Ermenilerin sayısını bilmek mümkün değil” diyor.

‘GENÇLER SAĞLIKLI BİR GELECEK GÖREMİYOR’

Ermenilerin Türkiye’den göç etme sebeplerinin genelden farklı olmadığını dile getiren, Estukyan, “Mevcut siyasi ve ekonomik iklimde özellikle gençler sağlıklı bir gelecek göremiyorlar." diyor.

Türkiye'de ulusal bir eğitim sistematiğinin oluşturulmadığını ifade eden Estukyan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Orta öğrenimde gençler sistematik olarak imam hatip okullarına yönlendiriliyor. Üstelik bu okulların akademik yeterlilik düzeyi de eskiye oranla bir hayli geriledi. Aynı şeyi yükseköğrenim ortamı için de söylemek mümkün. İşsizler ordusu içinde eğitimliler ciddi bir oran”

Estukyan, eğitim için Avrupa ve Amerika’ya yönelen gençlerin yanı sıra, işleri ters giden bazı küçük esnaf veya zanaatkâr profilinin de yeni bir başlangıç için Ermenistan’a yöneldiğini ifade ediyor.

Feyzioğlu’nun sözlerinin Ermenileri sistematik olarak hedef göstermenin bir parçası olarak gören Mıhçı, Balat’taki Ermeni kilisesine yapılan saldırıları anımsatıyor ve ekliyor:

Hrant Dink Vakfı’nın Medyada Nefret Söylemi ve Ayrımcı Söylem 2017 Raporu’nda hakkında en çok nefret söylemi üretilen üçüncü grup Ermeniler.”

‘GİTTİKÇE AZALDIĞIMIZI FARK EDİYORUZ’

Türkiye’de demokrasinin 'geriye gitmesinden' dolayı göç edenlerin olduğunu kaydeden Mıhçı, bunda iktidar ve çevresinin söylediği ayrıştırıcı sözlerin etkisinin büyük olduğunu belirtiyor.

Mıhçı, Ermeni nüfusuna dair tam bir sayı bilinmemesine rağmen “Azaldığımızı fark ediyoruz." diyor ve ekliyor:

"Ermeni okullarından yurt dışına gidişlerin artıyor. Özellikle üniversite çağındaki gençler eğitim için yurt dışına gidiyor ve geri dönmüyor. Öğrenciler ve aileleri yurt dışına ilgi gösteriyor. Burada varlığını bırakıp, bilmediğin ve var olmadığın topraklara göçmek kolay değil. Ne yazık ki bu şekilde devam ediyor”