Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, bugün TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'de yoksullaşan insan sayısının arttığını ifade eden Baş, "Zengin, imkanları bol, çalışkan insanlardan oluşan bir ülkede yoksulluğun, yoksullaşmanın artışının temel nedeni, şurada duran saraydır. O saraya, sarayın etrafına baktığımızda hepimizin neden yoksullaştığını görüyoruz" diye konuştu.

"ALBAYRAK'IN ELVAN'IN NEREDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜN BELKİ KENDİNİZE YER BULURSUNUZ"

Baş, “Aralık ayından itibaren bu ülkede her ay enflasyonun nasıl düştüğünü hep beraber göreceğiz" diyen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'ye hitaben, "Arkadaş, her ay çıkıyorsun açıklama yapıyorsun, her ay başka bir yalan söylüyorsun. Hangi sözüne inanacağız. İnsan bu kadar mı basit yalanlar söyler. Aralıkta hep beraber görecek miyiz? Valla biz sizi aralıkta görecek miyiz, biz onu merak ediyoruz Sayın Bakan? Bana sorarsanız; aralıkta enflasyonun nerede olacağı yerine Berat Albayrak’ın, Lütfi Elvan’ın nerede olduğunu düşünün. Belki kendinize de bir yer bulursunuz" dedi.

"BU TABLOYA DUR DEME ZAMANININ GELİP GEÇTİĞİNİ SÖYLÜYORUZ"

Baş'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Memleketi AKP-saray rejiminden kurtarmadığımız her hafta bu tablo daha da kötüleşmeye, ülke ekonomisi batmaya, insanlar daha zor şartlarda yaşamaya mahkûm. O yüzden de bu tabloya dur deme zamanının gelip geçtiğini söylüyoruz. ‘Bu tablo nasıl durdurulabilir’ sorusuna yanıt aramak istiyoruz."

"SOKAKLARDA YÜRÜRKEN BİLE ÜLKENİN NASIL YOKSULLAŞTIĞINI GÖREBİLİYORUZ"

"Biz, artık memleketin her geçen gün artan sorunlarından, yoksulluktan, açlıktan, sefaletten söz etmekten, bu kürsüde bununla ilgili örnekler vermekten, sıralamaktan bıktık. Herhangi bir yurttaşla konuşmaya bile gerek yok, gazete okumaya, televizyon seyretmeye, sosyal medyada bakmaya gerek yok. Sokaklarda yürürken bile ülkenin nasıl yoksullaştığını görebiliyoruz."

"ÖFKEMİZ UTANCIMIZDAN ÇOK DAHA BÜYÜK"

"Bıktık dedik; ülkeyi bu hale getiren bir iktidar tarafından yönetilmekten, insanlarımızın çaresizliğe mahkum edilmesinden, bu yönetim anlayışından utandığımızı buna eklemeliyim. Fakat herkes bilsin ki öfkemiz utancımızdan çok daha büyük. Bu öfkemizin bir nedeni var. İktidar ve iktidarın yandaşları, buldukları her fırsatta yoksulluğun kader olduğunu anlatıyorlar. ‘Dünyanın her yerinde böyle, ne yapalım, elden ne gelir’ yalanlarına başvuruyorlar. Görüyoruz ki bu ülkeyi yönetenler, ‘ben nasıl olsa istediğim gibi yönetebiliyorum, halk da bu rezalete, bu açlığa nasıl olsa alışacak, böyle de devam edip gidecek’ rahatlığında. Alışmayacağız. Halkımızın da aldatılmasına, alıştırılmasına asla müsaade etmeyeceğiz."

"TÜRKİYE ASLINDA ZENGİN, KAYNAKLARI BOL BİR ÜLKEDİR"

"Her gün artan bu yoksulluğun temel bir sebebi var. Biz ‘yoksulluk var’ deyince bu sorun çözülmüyor. Çare, yoksulluğun nedenlerini ortadan kaldırmaktır. Önce yoksulluğun nedenini doğru biçimde saptamalı ve bu nedeni ortadan kaldırmak üzere harekete geçmeliyiz. Hepimiz biliyoruz, Türkiye aslında zengin, kaynakları bol bir ülkedir. Ve ne mutlu bize ki Türkiye halkı çalışkan insanlardan oluşuyor. Bütün bunlara rağmen zengin, imkanları bol, çalışkan insanlardan oluşan bir ülkede yoksulluğun, yoksullaşmanın artışının temel nedeni şurada duran saraydır. O saraya, sarayın etrafına baktığımızda hepimizin neden yoksullaştığını görüyoruz."

"MİLYONLARCA İNSAN, ‘ALLAH BELANIZI VERSİN' DİYOR"

"Türkiye’de milyonlarca insanımız yiyecek ekmek bulamazken halkımızın parasıyla vur patlasın çal oynasın iftar yemeği düzenleyenler var ya, işte bizim meselemiz tam da budur. Utanmadan, sıkılmadan bir de çıkıp cevap veriyorlar. Kendilerini eleştirenlere ‘Kudursunlar’ diyorlar. Asıl siz kudurmuşsunuz. O iktidar koltukları gözünüzü kapatmış. Halkın sesini duymuyorsunuz ya o milyonlarca insan sokakta ekmek ararken sizin o vur patlasın çal oynasın iftarlarınızı seyreden milyonlarca insan, ‘Allah belanızı versin, gözünüze dizinize dursun, boğazınızda kalsın, haram zıkkım olsun’ diyor. Duymak istediğiniz bu mu? Halk aynen bunu söylüyor."

"BİZ, ONLARIN HORTUMUNU KESECEĞİZ"

"2021 yılında 4,5 milyonun üzerinde insan elektrik ve doğal gaz faturasını ödemediği için elektrik ve doğal gazları kesilmiş. Bu arada bu çeteler, devletten 3,6 milyar dolarlık genel aydınlatma ödemesi almışlar. Yani evinde elektriği kesilen yurttaş Ayşe Teyze, doğal gazı kesilen Ahmet Amca, senin elektriğin, doğal gazın niye kesiliyor biliyor musun? O emeğinle, alın terinle devlete ödediğin vergi bu çetelere gittiği için senin elektriğini kesiyorlar. Doğal gazınız niye kesiliyor, biliyor musunuz? Bu halkın tüm kaynakları o çetelere peşkeş çekildiği için. Onlar daha fazla para kazansınlar diye bizim elektriğimiz, doğal gazımız kesiliyor. Biz, onların hortumunu keseceğiz. Halkın rahatça yaşayabilmesi, evinde ısınma derdi çekmemesi için, evi aydınlanabilsin diye bu çetelere giden hortumların kesilmesi gerekiyor."

“VALLA BİZ SİZİ ARALIK'TA GÖRECEK MİYİZ, BİZ ONU MERAK EDİYORUZ SAYIN BAKAN”

"Diyor ki Sayın Bakan Nebati, ‘Aralıktan itibaren enflasyonun nasıl düştüğünü hep beraber göreceğiz’. Daha önce ne demiş Sayın Bakan? Hatırlayacaksınız, Aralık 2021’de göreve başladı, 9 Aralık günü, ‘Enflasyonu düşük seviyelere indireceğiz’. 5 gün sonra, 14 Aralık’ta net tarih vermiş, ‘Ocakta pik yapar, 2023’te tek hanelere iner’. Bir ay sonra, şubatta, ’Nisanda zirve yapar ama yüzde 50’yi geçmez’. Bir ay sonra, martta, ‘Takılı kalmayın ya sonsuza kadar sürmez’. Şimdi nisanda da ‘Aralığa kadar sürmez’.

Arkadaş, her ay çıkıyorsun açıklama yapıyorsun, her ay başka bir yalan söylüyorsun. Hangi sözüne inanacağız. İnsan bu kadar mı basit yalanlar söyler. Aralıkta hep beraber görecek miyiz? Valla biz sizi aralıkta görecek miyiz, biz onu merak ediyoruz Sayın Bakan? Bana sorarsanız; aralıkta enflasyonun nerede olacağı yerine Berat Albayrak’ın, Lütfi Elvan’ın nerede olduğunu düşünün. Belki kendinize de bir yer bulursunuz."