Berlin'deki evinin müşterek avlusunda dün akşam saatlerinde üç kişinin saldırısına uğrayan ve vücudunun çeşitli yerlerine aldığı darbeler sonucu yaralanan gazeteci Erk Acarer, yaşadıklarını anlattı.

Kafasına aldığı darbeler nedeniyle bir süre hastanede müşahede altında tutulan Acarer, saldırganları tanımadığını, ancak son bir ayda yayınlanan yazılarını okuyanların faillerin kimler tarafından yönlendirildiğini anlamakta zorlanmayacaklarını söyledi.

DW Türkçe’den Elif Yalaz’ın göre, organize bir saldırıya maruz kaldığını aktaran Acarer, "Bu, AKP-MHP faşist iktidarına çıkan bir saldırıdır. Ve burada emir verdikleri taşeron tetikçiler, o faşist yapılar üzerinden bunu gerçekleştirdiler" ifadelerini kullandı.

Kendisine yönelik saldırının arkasında AKP-MHP iktidarının bulunduğunu savunan Erk Acarer, "Ancak bu şekilde bizi korkutabileceklerini düşünüyorlarsa, ki bunu sadece benim üzerimden değil, iktidarın suçlarıyla uğraşan bütün gazeteciler üzerinde defalarca test ettiler, geri adım atan olmadı" diye konuştu.

İktidara bir de tavsiyesi olduğunu söyleyen Acarer, "AKP-MHP siyasal İslamcı faşist iktidarına benim naçizane önerim şudur; Suçlarına daha fazla suç ilave etmesinler. Ey faşist iktidar, ey siyasal İslamcı iktidar gidicisiniz. Daha fazla suç işlemeden, daha fazla toplumsal infialler yaratmadan ve daha da önemlisi daha fazla rezil olamadan gidin" dedi.

"SİLAH KONULACAK YERLERİNİ TUTARAK GELDİLER"

Erk Acarer, saldırı anlarını anlatırken, saldırganların silahlı olabileceklerini söyledi. Binanın avlu kapısından girerken eşinin elleri belinde üç kişiyi gördüğünü söyleyen Acarer, "Silah konacak yerlerini tutarak gelmişler" şeklinde konuştu.

Saldırının bir gün sonraki televizyon programına hazırlık yaparken meydana geldiğini belirten Acarer, "Evimin bahçesinde yarınki televizyon programına hazırlanıyordum, yazı yazıyordum. Eşim de yanıma gelmişti, o da burada oturuyordu. Sonra biz avlu kapısının açıldığını gördük, biri uzun boylu üç kişi girdiler. Yanıma geldiler. Biri 'Yazmayacaksın lan artık' dedi. Ne olduğunu anlayamamıştım. Ondan sonrasını pek hatırlamıyorum zaten. Bana bağıran kişi beni yumruklamaya başladı. Çok uzun sürmedi gibi geldi ama öyle değilmiş. Sonra bağrışma olunca kaçtılar" diye o anları anlattı.

Saldırganların kaçmaya başlaması üzerine bir süre peşlerinden koştuğunu anlatan Acarer, "Masada kola şişesi vardı, onu kapıp peşlerinden koştum. Şişeyi fırlattım. Ama yakalamak amacıyla kovalamak değil bu, yakalasam ne yapacağım üç kişilerdi. Ama bir hedef belli etmek istedim. Belki de gazeteci refleksiyle yaptım" diye sözlerini sürdürdü.

Kapıya kadar koştuğunu aktaran Acarer şöyle devam etti:

"Üstüm başım kan olmuştu. Kapıda biraz oturdum. Polis ve ambulans geldi. Hastaneye gittik. Tomografi çektiler, uzun bir süre de müşahede altında tuttular. Eve döndüğümüzde saat sabaha karşı dörttü."

"GÖZÜ DÖNMÜŞ BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ"

Erk Acarer yazdıkları ve söylediklerinden dolayı kendisine yönelik bir saldırının olmasını beklediğini ama buna rağmen polis koruması talebi olmadığını belirterek düşüncelerini, "Polis korumasından, hayatımı bir kere daha kısıtlayacağı için imtina etmiştim. Bundan sonrasına bakacağız. Çok somut riskli bir durum olduğunu söylüyor hem avukatım hem de Berlin Emniyet Teşkilatı. Artık güvenlik birimleri ya da bakanlık buna karar verecektir" sözleriyle dile getirdi.

Kendisi de dahil, muhalif gazetecilere yönelik şiddet olaylarında artış olmasını beklediğini de sözlerine ekleyen Erk Acarer, "Ben bu saatten sonra işlerin biraz daha sertleşeceğini düşünüyorum doğrusu. Çünkü gitmekte olan ve gözü dönmüş bir iktidarla karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu refleksi gösteriyorlar" ifadelerini kullandı.