Asker ve polisin baskılarına karşı halkın 'öz yönetim' ilan ettiği Varto, Silvan, Sur, Cizre gibi bölgedeki il ve ilçelerde, 'öz yönetim' ilanları bomba ve silahlarla karşılık buluyor. Diyarbakır Eş Başkanı Gültan Kışanak, bölge il ve ilçelerinde son dönemdeki 'öz yönetim' ilanlarıyla ilgili olarak, halkın özerklik talebinin 'siyasi' olduğunu belirterek, "Bu halkın özerklik talebi, siyasi bir taleptir. Varsa siyasi bir talebiniz siyasetle cevap verin," dedi.

Konuya ilişkin olarak Millet gazetesi yazarı  Ergun Babahan ise Batı'ya seslendi ve "Egeliler, öz yönetim asıl size gerekli!" dedi. Babahan, "Ege, Ege olarak kalmak istiyorsa, yönetim erkini kendi eline almalı, kaderini kendi belirlemelidir," diye yazdı.

Babahan'ın "Egeliler, öz yönetim asıl size gerekli!" başlıklı yazısı şöyle:

PKK’nin Güneydoğu’da bir çok yerleşim merkezinde öz yönetim ilan etmesi en çok Batı’daki ulusalcıları rahatsız ediyor. Bu durumda, nefret ettikleri Erdoğan ile birleşiyor ve birlik-beraberlik türküleri çağırıyorlar.

Oysa, ister öz yönetim, ister yerinden yönetim deyin, bu model en çok size lazım.

Adamlar içtiğiniz rakıdan rahatsız. Kordon Boyu’nda oturup bir kadeh rakı içip balık yemenin tadına varmamış adamlar, senin içtiğine karışıyor. Kadının eteğinin boyuna göz dikmiş, herkesin tek tip baş örtüsü giymesini hayal ediyor. Kaç çocuk yapacağını devlet politikası haline getirmeye çalışıyor.

Renksiz, tek tip, yasakçı, İslamcı bir hayat biçimi dayatıyor sana.

Okullarını imam hatip yapıp İslamcı bir kuşak yetiştirmenin hayalini kuruyor. Sen Yunan adalarında Yunanlılarla şerefe derken o IŞİD’lilerle halvet olmanın düşlerini görüyor.

YAŞAM ŞEKLİNE KARIŞIYORLAR

Özetle, sen neysen o tam zıddı.

Öyle olmakla kalmıyor, sana da kendisi gibi olmayı dayatıyor.

Turizm cennetisin ama din dersi öğretmekten doğru düzgün bir İngilizce öğretme iddiası yok adamın çocuklarına.

Anadolu kasabasının baskıcı, bunaltıcı ahlakına devlet eliyle dayatmaya çalışıyor sana.

İçine sindirecek misin?

Seçimi kazanamayan belediyelerin hizmetlerini engellemekten utanmayan, projelerini engelleyen bu zihniyet açık bir İslami faşizm. Bunların muhafazakar demokratlıkla yakından uzaktan ilgisi yok.

Bölünme korkusu içini öyle sarmış ki, yerinden yönetimden bile korkuyorsun. Bilmiyorsun ki, kararı Ankara’nın elinden alıp yerele vermek sadece Kürtlerin yararına değil, senin de çıkarına.

ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP ÇIK

O zaman bırak Yozgatlı, Kayserili, Konyalı isterse bütün okullarını imam-hatip yapsın. İçki içmeyi zorlaştırsın.

Sen kendi seçtiğin yerel parlamentonla tam tersini yap. Bölgende özgürlük ve adalet rüzgarları essin. Kimse kimseye yaşam tarzı dayatamasın. Kordon’da içki içenin, mini etekle gezenin bir endişesi kalmasın.

Türkiye’nin bugün geldiği noktada Ankara, Diyarbakır’a nasıl konuşacağını, Tunceli’ye nasıl ibadet edeceğini, İzmirliye nasıl giyinip nasıl tüketeceğini dayatamaz.

Dayatmaya çalışırsa, ipleri atar.

Çözüm yolu farklılıklar için de birliktir.

Ege, Ege olarak kalmak istiyorsa, yönetim erkini kendi eline almalı, kaderini kendi belirlemelidir.

Türkiye’de merkezi yönetim faşizan bir uygulama olmanın ötesine geçmeyecektir. Tecrübelerimiz bize bunu açıkça gösterdi.

Bu ülkenin hastalıklarının tedavisi yerinden yönetim mekanizmalarını güçlendirmekten, bölgeler arası yaşam, kültür farklarını kabul etmekten geçecek. Daha çok demokrasi, daha fazla mutluluk demektir. Korkma, iste.