Bir dönem Sabah Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmenliğini de yapan gazeteci Ergun Babahan, Millet Gazetesi'ndeki köşesinden oyunu kime vereceğini açıkladı. Babahan, oyunu HDP'ye vereceğini belirtirken, "en etkili muhalefetin HDP olduğunu" da belirterek; "CHP ve MHP’nin sıkışmış oldukları oy bandını aşmaları pek mümkün görünmüyor. Erdoğan’ın kafasındaki denklemi bozacak tek parti HDP. Bu seçimde HDP’nin yüzde 10 barajını aşması Türkiye’nin geleceğini de önemli oranda şekillendirecek," dedi ve herkesi oyunu HDP'ye vermeye çağırdı.

Ergun Babahan'ın "Çocuklarım için oyum HDP'ye!" başlıklı yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dur durak bilmeyen hırsıyla hem ülkeyi büyük bir uçuruma sürüklüyor hem de kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayan, tüketmeyen insanlara hayatı çekilmez hale getiriyor.

Erdoğan’ın hayalindeki başkanlık sistemi gerçekleşirse, Türki cumhuriyetlerdekine benzer yarı faşizan, keyfi bir sisteme geçmiş olacağız. Mal ve can güvenliği sadece bir kişinin iradesine bağlı olacak, Alevisi, seküleri, ateisti giderek küçülen gettolara sıkışıp yaşamak zorunda kalacak, Anadolu’ya yüzlerce yıldır renk katan Yahudiler daha süratle terk edecek bu toprakları.

CHP ve MHP’nin sıkışmış oldukları oy bandını aşmaları pek mümkün görünmüyor. Erdoğan’ın kafasındaki denklemi bozacak tek parti HDP. Bu seçimde HDP’nin yüzde 10 barajını aşması Türkiye’nin geleceğini de önemli oranda şekillendirecek.

Meclis’te güçlü bir şekilde temsil edilen HDP, her şeyden önce kadınların üzerindeki giderek artan baskıya bir set çekecek. Mini eteğini özgürce giyen kadın da, başını örten kadın da siyasi atmosfere bağlı olmadan kendi iradesiyle seçimini yaşamak istiyorsa, HDP’nin Meclis’te olması gerekiyor.

EN ETKİLİ MUHALEFET PARTİSİ

Türkiye’nin önümüzdeki yılları da bölünmeden geçirebilmesi de HDP’nin sandıkta göstereceği başarıya bağlı olacak. MHP ve CHP’nin Doğu’ya gidemediği bir Türkiye’de Batı’ya açılmayı başaran HDP, birlik ve beraberliğin de sigortası olacak.

HDP’nin katkısıyla yapılacak bir anayasa, tek kişinin sultasına engel olmakla kalmayacak, Ege’nin laikliğini, Anadolu’nun muhafazakarlığını, Doğu’nun kendi kimliğini serbestçe yaşamasını sağlayacak.

Selahattin Demirtaş ve arkadaşları, gerek cumhurbaşkanlığı seçiminde, gerek İç Güvenlik Yasası’nın Meclis’teki görüşmeleri sırasında Türkiye partisi olmak yolunda önemli adımlar atmakla kalmadı, etkili bir muhalefet yapmanın yollarını da gösterdi.

HDP’ye verilecek oylar, Türkiye’nin yüzünü Batı’ya mı döneceğini yoksa sonu belirsiz bir maceraya girerek despotik Doğu’ya mı yöneleceğini de belirleyecek. En önemlisi Sultan’ın hevesini kıracak, baskıyla kapatılan yolsuzluk dosyalarının tekrar gündeme gelip hesabının sorulmasının önünü açacak.

ÖRGÜTE SIZAN MİT’ÇİLER...

Bu nedenle önümüzdeki dönemde HDP’yi şiddetin bir parçası, hatta sorumlusu olarak gösterecek provokasyon girişimlerinin arttığına tanıklık edebiliriz. Kürt hareketine MİT’çilerin ne denli sızmış olduğu molotofkokteyli ile yakılarak öldürülen Serap’ın davasında ortaya çıktı.

AKP’nin İç Güvenlik Yasası’na bahane olarak kullanmak istediği molotofkokteylini örgüte sızmış bir MİT ajanının attığını artık sağır sultan bile duydu. Benzer olayları seçime kadar daha fazla yaşarsak şaşırmamak gerekir.

Ege Üniversitesi’nde yaşanan çatışma, çeşitli merkezlerde HDP binalarına yönelik organize saldırılar, planlı bir hareketin işaretleri.

Kaderi bu seçime bağlı olanların işi zor. HDP barajı aşsa da, aşmasa da rahata eremeyecekler. Ama demokratik bir Türkiye arzuluyorsak, HDP’nin yüzde 15 sınırını zorlamasına katkıda bulunmamız gerekir. Onun için benim oyum da HDP’ye…