BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, “Hükümet savaş dayatmasını en üst düzeye çıkardı. Başbakan herkesi harbe çağırıyor. Başbakan Erdoğan artık Çiller’in diliyle konuşmaya başladı. Kendine itaat eden generaller buldu” dedi.

Ertuğrul Kürkçü, askeri harekâtların geçmişte kamuoyunun çatışmacı bir atmosfere bürünmesine neden olduğunu, bugün de aynı etkinin görüneceğini belirtti.

Kürkçü şöyle dedi: “Başbakan herkesi harbe çağırıyor ama harbin nedenlerini anlatmıyor. Savaş diyenlere de ‘Bu savaş değil, terörü bastırma harekâtıdır’ diyor. Dünyanın hiçbir yerinde 10 bin askerle terör bastırma harekâtı yoktur. Başbakan Erdoğan artık Çiller’in diliyle konuşmaya başladı. Kendine itaat eden generaller buldu. Çiller döneminde ‘tak şak’ diyen general gibi, hükümetin maceracı emirlerine, sonuçsuz heveslerine bu generaller askeri çerçeve kuruyor. Bu harekâtın sonucunda, Türkiye’nin her yerinden kalkıp Türk Silahlı Kuvvetleri içinde görev yapmaya giden askerlerimiz gibi Kürt gerillalar da hayatlarını kaybedecek. Ama harekâttan, geçmişte olduğu gibi hiçbir sonuç alınamayacak. Geride muazzam bir askeri kapasite kaybı ve hayat kayıpları bırakacaktır.”

Kürkçü, BDP’nin Meclis’e dönme kararı alırken amacının ‘anayasa tartışmalarına taraf olmak, çatışma ortamı yerine barış seçeneğini gündeme getirmek’ olduğunu belirterek, “Ne yazık ki mecliste karşılaştığımız tablo oldukça acıklıdır. Hükümet savaş dayatmasını en üst düzeye çıkardı. Meclisin aldığı ilk karar da sınır dışına asker gönderme tezkeresine onay vermek oldu” ifadelerinde bulundu

Erdoğan’ın medya patronları ve genel yayın müdürleriyle ‘gizli’ toplantı yapmasını da eleştiren Kürkçü, Başbakan’ın medyayı tatlı-sert fırçaladığını, ekonomik olarak baskı altına alınabileceklerini hissettirdiğini söyledi.

“O toplantı tüm medyanın AKP’nin siyasi ve askeri düşüncesine uygun yayın için ikna edilmesi toplantısıydı” diyen Kürkçü, baskı altına alınan yada dinlenme, teşhir edilme korkusuyla yaşayan medya mensuplarının Erdoğan’ın taleplerini kabul edebileceğini söyledi. Kürkçü, “Ama derdini Ezop diliyle anlatacak gazeteciler de var. Bu süreçte internet ve sosyal medya Erdoğan’ın güdülü medyasından daha güvenilir olacaktır” dedi.

“EGEMENLER İÇİN HAVA BULUTLU, BİZİM İÇİN AÇIK”

Kürkçü, Hakkari’deki saldırıların ardından Başbakan Erdoğan’ın BDP tabanına seslenmesini de şöyle değerlendirdi: “Öteki başbakanlardan farklı olarak Erdoğan daha mütecaviz. Sadece siyaset yapanları değil, halkı da tehdit ediyor. Başbakan Erdoğan’ın söylediklerini bir işyerinde patron söylese mobing sayılır. Ama bunları halka söylüyor. Hiçbir ülkede başbakan verdiği oydan dolayı kendi halkını kusurlu gösteremez. Ben BDP seçmeninin geri adım atacağını sanmıyorum. Halk Kongresi toplantıları yaptık. Kongreye Türkiye’nin bütün halklarının temsilcileri geldiler. Yalnız bırakılmış bir halka destek verdiler. Türkiye değişiyor. Artık asker ve savaş ülkesi değil barış ve demokrasi ülkesi olacak. Egemenler için hava bulutlu, bizim için açık. Hava durumu raporunun özeti budur. Savaşa, siyasi kıyıma rağmen özet budur. Türkiye’nin her yerinden askere giden çocuklarımız tabutla dönseler de budur. Çünkü o çocuklar ölmeyi değil, demokratik özgür bir ülkede yaşamayı hak ediyorlar.”