İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Emekçi kardeşlerimizin fedakarlıklarının gününü (1 Mayıs), terör propagandası yapmak için kullanan sendikalar var” dedi.

Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası 8. İş Sağlığı ve Güvenliği konferansında konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Şüphesiz sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkı insanın en temel haklarından biridir. İHO rakamlarına göre, halen bu konuda arzu edilen seviyenin oldukça altındayız. Tüm çalışmalara rağmen istenilen seviyede değiliz. Ben burada meselenin imkan, para, teknoloji eksikliği olduğunu düşünmüyorum. Bu sorunun ortaya çıkmasının nedeni, insana yönelik çarpık bakış açısıdır. Bir fabrikanın üretim sürecinde fabrika ile insanı aynı seviyede gören bir anlayışı ben asla kabul etmiyorum.”


“Biz insana makine gibi bir üretim aracı olarak bakmayız, bakamayız. İş kazalarının azaltılması, can kayıplarının önüne geçilebilmesi için öncelikle kendimizi düzeltmeli, insanı merkeze alan bir anlayışa geçmeliyiz. Sadece hükümetin veya işverenlerin hassasiyet göstermesiyle çözülebilecek bir sorun değildir. İşçilerin de bu konuda hassasiyet göstermesi gerekir. İşçimiz çok basit nedenlerin arkasına sığınarak bu tedbirleri uygulamıyor. Hava sıcak diye bareti takmıyor mesela. Bu konuda işçi kardeşlerimizin kendilerini düşünmesi gerekiyor.”

'EMEKÇİ KARDEŞLERİMİZİ TERÖR PROPAGANDASI İÇİN KULLANIYORLAR'

“Ülkemizde yaşanan elim kazaları dahi istismar etmekten çekinmeyen bir kesimle karşılaşıyoruz. Emekçi kardeşlerimizin fedakarlıklarının gününü, terör propagandası yapmak için kullanan sendikalar var. Emekçileri kendilerine kalkan yaparak, polise saldırmanın işçi haklarıyla alakası olabilir mi? Terör örgütü flamalarıyla yollara dökülmenin işçi bayramıyla ne ilgisi olabilir? Bu tarz söylem ve eylemler, en çok da işçileri zor durumda bırakmaktadır.”

'MAAŞLAR ENFLASYONUN ÜZERİNDE'

“Türkiye'de çok önemli reformları hayata geçirdik. İnsanla barışık bir büyümeyi kendimize rehber ettik. 14 sene ülkemizde asgari ücret 184 liraydı. En düşük memur maaşı 392 lirayken bugün en düşük memur maaşı 2 bin 395 liraya ulaştı. Bunlar idealdir demiyorum, sadece bir kıyaslama yapıyorum. Bundan önceki dönemlere baktığım zaman artan değil sürekli enflasyonun bitirdiği maaşlar varken, şimdi devamlı enflasyonun üzerinde maaşın olduğunu görüyorum. Buradan işverenlerimizie sesleniyorum: İşçinin alın terinden sömürerek kazanç elde etme anlayışından vazgeçin. İşçinin alın terinin hakkını vermek sizi daha kazançlı kılacaktır.”

Öte yandan geçtiğimiz günlerde sendikaların 'kölelik yasası' olarak adlandırdığı ve işçilerin kiralanmasının yolunu açan ''Özel İstihdam Büroları Yasa tasarısı'' Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilmişti.