2023 seçimleriyle ilgili konuşan Erdoğan, "Meclis'te Cumhur İttifakı'nın, Cumhurbaşkanlığını da bizim kazanmamız şart. Bu seçim kızgınlık, kırgınlıkla hareket edilebilecek bir seçim değildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin ATO Congresium'da düzenlediği "Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı"nda konuşma yaptı.

2023 seçimlerinin çok önemli olduğunu belirten Erdoğan, "Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasından taviz vermemek için 2023 seçimlerini Meclis'te Cumhur İttifakı'nın, Cumhurbaşkanlığını da bizim kazanmamız şarttır. Evlatlarımızın ve onların çocuklarının geleceği için bu imtihanı da başarıyla vermeye mecburuz. Bu seçim kızgınlık, kırgınlık, nefsaniyetle hareket edilebilecek bir seçim değildir" ifadelerini kullandı.

"Siyasi gücümüzle, diplomatik etkinlik, ekonomik büyüklük, eser ve hizmet altyapımızla farklı bir yerdeyiz. Daha açık bir ifadeyle artık kaybedecek çok şeyimiz var" diyen Erdoğan, "2023'te yanlış tercih durumunda küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligindeki yerimizle bu ligin lokomotif ülkeleri arasına girme fırsatımızı tehlikeye atmış olacağız" şeklinde konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

PEYGAMBERİMİZİN SANCAĞI ALTINDA BİR ARAYA GELECEĞİZ

Sizler AK Parti'nin bugünkü temsilcisi olduğu kadim medeniyet davamıza gönüller kazanarak katkı vermiş bir kadrosunuz. Sizler belediye başkanlığınız döneminde gerçekleştirdiğiniz eser ve hizmetlerle adlarınızı tarihe yazdırmış bir kadrosunuz. İnşallah bu birlikteliğimizi son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Ebedi alemde de hep birlikte Peygamber Efendimizin sancağı altında bir araya geleceğimizi umut ediyorum.

BÖYLE BİR KADROYLA YOL YÜRÜMEK PEK AZ LİDERE NASİP OLDU

Şu anda karşımdaki muhteşem tablo bir anda oluşmadı. Nice badireleri birlikte aştık. Farklı görünüm adı altında gerçekleştirilen nice saldırılara birlikte göğüs gerdik. Şeytanın bile aklına gelmeyecek yollarla kurulan nice tuzakları birlikte bozduk. Bırakın ülkemizi, dünyada pek az lidere, pek az yöneticiye böylesine köklü, geniş, kaliteli, vefalı bir kadro ile birlikte yol yürümek nasip olmuştur.

MENDERES VE ÖZAL'IN BAŞLATIĞI REFORMALARI HAYATA GEÇİRMEK BİZE NASİP OLDU

Geçmişte rahmetli Menderes ve Özal'ın başlattığı reformları çok daha fazlasıyla hayata geçirmek bize nasip oldu. Hep söylediğimiz gibi AK Parti'yi kuran da, onu 15 ay içinde iktidara getiren de, istikamet gösteren de, girdiği her mücadelede yanında duran da milletimizin bizatihi ta kendisidir.

SON YEREL SEÇİMDE GÜCÜMÜZÜ GÖSTERDİK

AK Parti, "Yerel kalkınma başlıyor" sloganıyla girdiğimiz 2004 seçimlerinde 16 büyükşehirden 12'sinin de aralarında olduğu toplam 1750 belediye başkanlığını kazanmıştır. Daha sonraki yıllarda da bu başarılarımızı önemli ölçüde sürdürmüşüzdür. En son mahalli idare seçimlerinde büyükşehirlerin yüzde 52'sini, diğer illerin yüzde 55'ini kazanarak mahalli idarelerdeki gücümüzü bir kez daha gösterdik.

ANKARA VE İSTANBUL'DA SEÇİMİ KAYBETTİK DEMİYORUM

Elbette İstanbul ve Ankara gibi ülkemizin en büyük iki şehrinin başkanlık nezdinde kaybedilmiş olmasından üzüntü duyduk. Bakın seçimi kaybettik demiyorum, sadece başkanlık nezdinde diyorum. Çünkü meclislerini Ankara'nın da, İstanbul'un da biz kazandık. Bunu iyi anlatmamız lazım belediye dediğimizde olay sadece başkan değildir, meclistir. Meclisi bir kenara koyamazsınız. Meclisle beraber güçlüyseniz o belediyede gücünüz daha farklı olur. Bu şehirlerdeki seçimleri oy oranlarımız gerilediği için değil, rakiplerimizin tamamı karşımızda birleşildiği için kaybedildiği bir gerçektir. Kayıplarımızı inşallah ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız. Milletimiz de bu hakikatleri görüyor ve değerlendiriyor. Nitekim geçtiğimiz hafta yapılan Çankırı, Dodurga seçimleri Anadolu irfanının bir göstergesi olarak siyasi tarihimizde yerini almıştır. Dodurgalı kardeşlerime teveccühleri için bir kez daha teşekkür ediyorum.

ORTALIĞI EMPERYALİST UŞAKLARINA BIRAKMAYACAĞIZ

Ülkenin ve milletin kazanımlarından sırf bize ve partimize fayda getireceği için üzüntü duyan, buna karşılık ülke ve milletin yaşadığı her sıkıntıyı sevinçle karşılayan bir güruh peyda oldu. Türkiye işgale uğrasa düşmanı çiçekle karşılayacak bu güruhu bir asır öncesi kibarca manda ve himaye taraftarlığı olarak ifade edilen emperyalist uşaklığı olarak tanıyoruz. İnşallah meydanı başkalarının çöpüne hayranlık duyup kendi ülkelerinin güzelliklerine öfkeyle saldıran bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız.

HAYAT PAHALILIĞI MİLLETİMİZİN BELİNİ BÜKÜYOR

Artık kendi vizyonunu belirleyen, bu doğrultuda adımlarını kararlıkla atan bir Türkiye var. Ülkemiz dünyanın en gelişmiş 10 devleti arasındaki seçkin yerini almaya her zamankinden daha yakındır. Elbette sıkıntılarımız, sancılarımız, ödediğimiz bedeller mevcuttur. Özellikle ekonomide, son dönemde ortaya çıkan hayat pahalılığının insanlarımızın belini büktüğünü gayet iyi biliyoruz. Ama biz ekonomimiz mahvetme tehdidiyle büyük bir saldırıya maruz kaldığımız 2018 yılındaki yol ayrımında tarihi bir tercihte bulunduk. Ülkemizin imkanlarını, finansal illüzyonlarda değil, istihdamda artırmak için kullanma tercihinde bulunduk. İşte bu anlayışla asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar, sabit kazançlıların gelir seviyesine arttırarak yaşadığımız sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede belediye başkanlarının maaşlarında iyileştirmenin de hayırlı olmasını diliyorum.

ŞUBAT-MART AYLARINDA ENFLASYONU KONTROL ALTINA ALACAĞIZ

Dünyanın resesyonun eşiğinde bulunması ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme esasına dayanan programımızın ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. İnsanlarımızın alım güçleri belki yüksek enflasyon sebebiyle bir miktar düştü. Ama kimseyi işsiz, aç, açıkta bırakmadık. İnşallah önümüzdeki şubat-mart aylarıyla birlikte enflasyonu da kontrol altına almış olarak yolumuza devam edeceğiz.

SİYASİ TERCİHLERDE EKONOMİ TEK BELİRLEYİCİ DEĞİL

Hiç şüphesiz insanların siyasi tercihlerinde ekonomi önemli bir belirleyicidir ama asla tek belirleyici değildir. Biz milletimize gece gündüz 20 yılda Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi anlatacağız. Demokratik ve ekonomik kazanımları eskiyle mukayeseli bir şekilde ortaya koyarak hafızaları sürekli canlı tutmalıyız. Bu altyapı ile ülkemizi nereye ulaştırmak istediğimizi anlatacağız. Dünyanın yeniden yapılandığı süreçte Türkiye'yi hak ettiği konuma ancak biz getirdik, biz getirebiliriz. Karşımızdaki güruhun ülkemizin ve insanımızın geleceğine nasıl zarar verebileceğini hep beraber biz anlatacağız.

YPG, PYD VE FETÖ, NATO KAYITLARINA GİRMİŞTİR

NATO zirvesinde kimlerle neyi nasıl konuştuğumuzu herhalde takip ettiniz. Bütün bunlara rağmen eğitilip donatılan on binlerce PKK'lı, YPG'lı, FETÖ teröristlerinin sınırlarımız dibinde beklediği dünyanın dört bir yanında saldırmak için sinsice hazırlık yaptığı, birilerinin de FETÖ'cü alçaklarla fotoğraf vermek için adeta sıraya girdiği, Türkiye'yi Suriye'den Ukrayna'dan da betere etmek isteyenlerin ellerini ovuşturduğu çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Ana muhalefet, yavru muhalefet şimdi buradan size sesleniyorum: NATO'nun kayıtlarına PKK girmiştir. YPG girmiştir. Hepsinden öte FETÖ bir terör örgütü olarak girmiştir. Bugüne kadar sadece AB kayıtlarında olan PKK artık YPG, PYD ve FETÖ, NATO'nun kayıtlarına girmek suretiyle resmi kayıtlarda yerini almıştır. Biz gerek NATO Genel Sekreteri'ne gerek diğer Cumhurbaşkanı ve Başbakana 'bizim kırmızı çizgimiz bunlar' dedik. Bu kayıtlara YPG, PYD, FETÖ girecek. Girmediği takdirde kusura bakmayın imzayı atmayız dedik. Onlar da bunu kabul etmek zorunda kaldılar.

NATO ZİRVESİNDE 3 DAKİKADA EKRANDAN HER ŞEYİ GÖSTERDİK

Öyle Türkiye'de ileri geri, şöyle böyle konuşmanın bir anlamı yok. Kimseyi aldatamazsınız. Artık NATO'nun şu anda hemen kayıtlarını açarsınız ve o kayıtlarda bunları çok açık net görürsünüz. Gizli bir şey artık kalmadı. 3 dakikada NATO zirvesinde ekranda Türkiye'deki teröristlerin İsveç'te, Finlandiya'da, Hollanda'da, Almanya'da, İtalya'da nasıl, yani dünyanın değişik ülkelerinde bunların nasıl cirit attığını ekranda bütün liderlere gösterdik.

BU İMTİHANI BAŞARIYLA VERMEYE MECBURUZ

Ülkemizdeki en küçük bir zafiyetin milletimize çok ağır bedelleri olacaktır. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasından taviz vermemek için 2023 seçimlerini Meclis'te Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığını da bizim kazanmamız şarttır. Evlatlarımızın ve onların çocuklarının geleceği için bu imtihanı da başarıyla vermeye mecburuz. Bu seçim kızgınlık, kırgınlık, nefsaniyetle hareket edilebilecek bir seçim değildir.

2023'TE KAYBEDECEK ÇOK ŞEYİMİZ VAR

Siyasi gücümüzle, diplomatik etkinlik, ekonomik büyüklük, eser ve hizmet altyapımızla farklı bir yerdeyiz. Daha açık bir ifadeyle artık kaybedecek çok şeyimiz var. 2023'te yanlış tercih durumunda küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligindeki yerimizle bu ligin lokomotif ülkeleri arasına girme fırsatımızı tehlikeye atmış olacağız. Bu gerçekleri önce kendi arkadaşlarımıza ve milletimizin her bir ferdine anlatacağız.