Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Amasra’daki grizü patlamasıyla ilgili konuşan Erdoğan, “Kömür ocaklarında havadaki metan seviyesi yüzde 1 oranına çıktığında patlatmalar durdurulmakta, yüzde 1,5 oranına çıktığında enerji kesilmekte, yüzde 2 oranına çıktığında ise personel tahliye edilmektedir. Metan gazının patlamasının için ise havadaki oranının en az yüzde 5 ve üzerinde olması gerekmektedir. Amasra’daki ocakta yaşanan kaza öncesi kayıtlara göre, saat 18.05’te havadaki metan gazı oranının yüzde 1,5 seviyesine çıkması sebebiyle ocaktaki elektrik kesilmiştir. Maalesef saat 18.09’dan sonrasına ilişkin kayıt mevcut değildir. Kömür ocağımızda tüm önlemlere ve sistemlere rağmen nasıl olup da patlama yaşandığını henüz bilmiyoruz” dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:

"Amasra’daki elim kaza hepimizin yüreğini dağlamıştır. Türkiye Taş Kömürü Kurumu’na ait Amasra kömür ocağı 713 çalışanı ile yılda 100 bin ton üretim yapan müessesedir.

Geçtiğimiz yılda bu madene yarın iş güvenliği alanında olmak üzere 77 milyon lira yatırım yapılmıştır. Son 20 yılda bu ocakta yaşanan kazalarda hayatını kaybeden madenci sayımız 6’dır. Mevzuata göre her 250 kişi için bir iş güvenliği uzmanı bulundurulması gerekirken bu madende her 37 kişiye bir iş güvenliği uzmanı düşmektedir. Ayrıca kurum bünyesinde 30 tahliyesi görevlisi mevcuttur. Bunların yanı sıra Amasra kömür ocağımız son sistem teknolojilere ve güvenlik sistemlerine sahip bir işletme olarak öne çıkmaktadır

Son dönemde mevzuatta yaptığımız düzenlemeler doğrultusunda diğer ocaklarımız gibi Amasra’da da toplamda 50 kalemi bulan iyileştirme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Renksiz, kokusuz, tatsız, zehirsiz bir gaz olan metan patlayıcı özelliği ile tüm dünyada maden işletmelerinin ve madencilerin korkulu rüyasıdır.

Madendeki gaz izleme sensörleri 24 saat süre ile çalışmakta, oran belirli bir değerin üzerine çıktığında sesli ve ışıklı alarm vermektedir. Kömür ocaklarında havadaki metan seviyesi yüzde 1 oranına çıktığında patlatmalar durdurulmakta, yüzde 1,5 oranına çıktığında enerji kesilmekte, yüzde 2 oranına çıktığında ise personel tahliye edilmektedir.

Metan gazının patlamasının için ise havadaki oranının en az yüzde 5 ve üzerinde olması gerekmektedir.

Amasra’daki ocakta yaşanan kaza öncesi kayıtlara göre, saat 18.05’te havadaki metan gazı oranının yüzde 1,5 seviyesine çıkması sebebiyle ocaktaki elektrik kesilmiştir. Maalesef saat 18.09’dan sonrasına ilişkin kayıt mevcut değildir.

Kömür ocağımızda tüm önlemlere ve sistemlere rağmen nasıl olup da patlama yaşandığını henüz bilmiyoruz.

Kurumlarımız ve uzmanlarımız çalışmalarını tamamladıktan sonra bunu öğrenebileceğiz. Patlamayla ilgili kesin rapor çıkana kadar söylenen her şey spekülasyondan ibaret kalacaktır. Bize düşen bu rapor önümüze gelen kadar yapabileceklerimize bakmaktır. Kazanın yaşandığı andan itibaren devletimiz tüm bakanları, kurumları ve personeliyle olaya müdahale etmiştir.

Kazadan sonraki 18 saat içerisinde de arama- kurtarma faaliyetleri tamamlanmıştır. Ocağın 16 /24 vardiyasındaki 110 çalışandan 41 kardeşimiz maalesef patlamada hayatını kaybetmiştir. Yaralılarımızdan durumu ağır olan 6’sı İstanbul Çam Sakura Hastanesi’nde tedavi edilmektedir.

Cumartesi günü Amasra’ya giderek hem olayla ilgili bilgi aldım hem bazı şehitlerimizin de cenaze törenlerine de katıldım. Diğer meftalara da bakan arkadaşlarım cenaze törenlerine katılarak ailelerini ziyaret ettiler. Ben de ilk gün bu ziyareti yapan kişi oldum.

Ertesi gün İstanbul’daki yaralılarımızı bizzat ziyaret ettim. Bazılarının durumlarının iyiye gittiğini biliyorum.

Bu arada tabii Sağlık Bakanlığımıza bu hastalarımızın bütün yakınlarından 50 civarında insan Çam Sakura’daydı. Onlara da üst düzeyde adeta bir otel hizmetini verdiler. Ve halen bu süreç devam ediyor. Kendileriyle doktor arkadaşları da yanıma almak suretiyle bir ayrıca sohbetimiz oldu. Soruları varsa sorularını cevaplamak istedim. Tabii hepsi bize şükranlarını bildirdiler. Orada kendilerine gösterilen ilgi sebebiyle de memnuniyetlerini ifade ettiler. Hastanedeki tüm işçi kardeşlerimizin özellikle sağlığına kavuşarak onların da evlerine dönmesi en büyük beklentimizdir.

Kendilerine de dualarımızı yapıyoruz. Bunun yanında da sağlık olarak bakanlığımız neyi gerektiyorsa atılması gereken adımları atıyoruz.

Sağlıktaki teknoloji neyse Çam Sakura Hastanemizde bunlar mevcut. Şu anda ilgilenen doktorlarımız gerçekten alanlarında kendilerini ispatlamış profesör arkadaşlarımız.

Bartın’daki hastanelerde tedavi edilen madencilerimizin tamamı taburcu edilmiş durumda. Kazanın haber alınmasıyla birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve ekibi 110 tahliye 250 lojistik personelini kaza mahalinde görevlendirmiştir. İçişleri Bakanlığımız 116 kişilik AFAD arama kurtarma ekibini bölgeye yönlendirmiş, emniyet teşkilatımız 514 personeli ile sahanın, jandarma teşkilatımız 216 personeli ile bölgenin, sahil güvenlik teşkilatımız 45 personeliyle deniz tarafının güvenliğini tesis etmiştir.

 Sağlık Bakanlığımız 262 personeli, 51 ambulansı ile kazazedelere hizmet vermiştir. Aile Bakanlığımız psikososyal destek sağlamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığımız 310 personeli ile manevi destek vermiş ve ikramlarda bulunmuştur. Kızılayımız 115 personeli ile sahadaki yerini alırken STK'lar da bölgedeki çalışmalara iştirak etmiştir. Adalet Bakanlığımız soruşturmayı yakından takip etmiştir. Kurumlarımız canla başla görevlerini yapmaktadır.

Afet öncesi yapılan denetimleri de mercek altına aldık. Denetimlerin en yoğun uygulandığı yerlerden biri de Amasra'daki ocağımız. Ağustos ayında 7 gün süreyle 2 maden ve bir jeoloji mühendisi tarafından denetlenmiştir. Yılda 4 kez denetlenerek eksikler tespit edilerek ikazlar yapılmaktadır.  Buna rağmen kaza meydana gelmişse önü ve arkasıyla sebeplerini araştırmak ve gerekeni yapmak en başta gelen vazifemizdir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı kapsamlı bilgi verdi. Meclis grubumuz araştırma komisyonu kurulması için gereken girişimleri başlattı.

 “YAKINLARINDAN KAMUDA İŞE GİRMEK İSTEYENLERLE İLGİLİ SÜREÇLER KENDİ MECRASINDA İLERLEMEKTE”

Maden kazalarında hayatını kaybedenlere verilecek ile ilgili maddi destekle ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. 1 milyon 550 bin ile 1 milyon 700 bin lira tutarındaki ödemelere başlamışlardır. Yakınlarından kamuda işe girmek isteyenlerle ilgili süreçler kendi mecrasında ilerlemektedir. MEB de madencilerin çocuklarına eğitim hayatları boyunca burs verecek ve eğitim masraflarını karşılayacaklardır.

“HAYATINI KAYBEDEN MADENCİLERİN GERİDE BIRAKTIKLARI AİLELERİ DEVLETE EMANETTİR, BUNUN SİYASİ İSTİSMARI OLMAZ”

Hayatını kaybeden madencilerin geride bıraktıkları aileleri devlete emanettir. Bunun siyasi istismarı olmaz. Bunu yapanları da ben milletime havale ediyorum. İktidarı gelirlerse hepsinin haklarını vereceklermiş. Ne yaptığımızdan haberi yok. Soma’da ne yaptık haberi yok.

“İHMALİ GÖRÜLEN HİÇ KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKILMAYACAĞINDAN DA MİLLETİMİZ EMİN OLSUN”

Sen nereden geliyorsun ya, bu geriden geliyor. Nal toplamaya alışmış, hâlâ nal toplamaya devam ediyor. Aynı şeyi Soma'da yaptık. Kimseyi aç, açık bırakmadık. Hepsinin ailesinden birer çocuk, hepsine gereken destekleri verdik, veriyoruz. Bizim ulaştığımız yere senin hayallerin bile ulaşamaz, bunu böyle bilesin. İhmali görülen hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağından da milletimiz emin olsun.

Maden kazaları İngiltere'den Fransa'ya, Hollanda'dan Kanada'ya her yerde yaşanabilmektedir. Bunlar arasında bazılarında bakıyorsunuz Japonya'da 687 ölümün, Almanya'da 405 ölümün yaşandığı kazalara da şahit oluyoruz. Ülkemizde 1930 yılından bugüne 2014 vatandaşımız maalesef maden kazalarında şehit olmuştur. 2000'ler öncesinde kıyıda köşede ruhsatsız ocaklarda yaşanan kayıtlar dahil değildir.

Amasra’daki 41 kayıplı son hadise de nispeten yüksek ölümlü kazalar arasında yer alıyor. Bizim inancımız tek bir insanımızın burnunun dahi beşer hatasından kaynaklanan sebeplerle kanamasına rıza göstermemeyi emreder.

“BİRİLERİ GİBİ İSTİSMAR YAPMIYORUZ”

Can söz konusu olduğunda en küçük bir esnekliğimiz söz konusu olamaz. Amasra’daki hayatını kaybeden madencilerimizin her birinin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Bunu söylerken birileri gibi istismar yapmıyoruz.

Onların geride bıraktığı yavrularının, eşlerinin, anne ve babalarının yüzlerindeki hüzün adeta ömrümüzden ömür götürüyor. Biz aynı zamanda kadere inanan insanlarız. Özellikle kaza ve kadere inanan insanlarız. Elbette tespit edilirse suçlunun yakasına yapışacağız.

“BUNLARI YAPARKEN DE MUKADDERATA TESLİM OLACAĞIZ”

Şehitlerimizin geride kalanlarına tüm imkânlarımızla sahip çıkacağız. Bunları yaparken de mukadderata teslim olacağız. Yeri geldiğinde bu ülkenin yüzde 99'u Müslümandır diyor muyuz? Diyoruz.

“BU İKİSİ BİRBİRİ İLE ÇELİŞEN DEĞİL BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN TUTUMLARDIR”

Senin İslamla alakan yoksa onu zaten biz bıraktık, gitti. Bu ikisi birbiri ile çelişen değil birbirini tamamlayan tutumlardır. Hadisenin nasıl yaşandığı dahi tam olarak bilinmiyorken işi kader kavramını aşağılamaya kadar vardıranlar tehlikeli bir mecrada ilerlediğini bilmelidir. Ben kader ve kazaya iman etmiş bir insanım ve böyle yürüyorum. Bu bizim imanımızın gereğidir. Amasra'daki maden kazası takip edilecek, hiçbir meselenin karanlıkta, hiçbir ihmalin cezasız kalmaması temin edilecektir."