26 yıldır kayıp olan ağabeyi İsmail Bahçeci’nin akıbetini öğrenmek için mücadele eden Umut Bahçeci, daha önce Cumartesi Anneleri’ne verdiği sözü tutmayan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isterse tek talimatıyla kayıpların bulunabileceğini söyledi. 

Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu öğrencisi ve aynı zamanda Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanı iken, 24 Aralık 1994’te İstanbul’da gözaltına alınan İsmail Bahçeci’den bir daha haber alınamadı. Daha öncesinde 1991’de Adana’da 8 gün gözaltında kalan Bahçeci’nin o dönem de gözaltında olduğu inkar edilmişti. 

Yaşadığı deneyiminden sonra gözaltında kaybedileceğini anlayan Bahçeci, durumu ailesine anlatmış ve çok kez polis baskınına maruz kaldığı aile evine nadiren gelmeye başlamıştı. Polis evi her bastığında ailesine Bahçeci’nin nerede olduğunu sormuş, ancak 24 Aralık’tan sonra ailenin evi bir daha hiç basılmamıştı.

Naci Kaya'nın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, bu durumun İsmail Bahçeci’nin gözaltında kaybedildiğinin göstergesi olduğunu söyleyen kardeşi Umut Bahçeci, ağabeyi için yürüttükleri mücadeleyi ajansımıza anlattı. 

‘ONDAN GERİYE YAZDIKLARI KALDI’

Ağabeyi kaybedildiğinde henüz 21 yaşında olan Umut Bahçeci, yıllar sonra doğan ve şu an 17 yaşında olan oğluna da İsmail adını vermiş.

Ağabeyi İsmail’in üniversite öğrencisiyken kaybedildiğini hatırlatan Bahçeci, “Biz 4 kardeştik. İsmail en büyüğümüzdü. Abim üniversite öğrencisiydi ve çok aktif bir şekilde siyasi faaliyetler yürütürdü. Gençlik tarafından çok sevilen abim, çok yetenekliydi. Karikatür çizen, şiir yazan, saz çalabilen bir yeteneğe sahipti. Zaten bize de geriye çizdikleri, yazdıkları ve fotoğrafları kaldı” dedi. 

‘BAKANLAR İLGİLENMEDİ' 

Ağabeyi kaybedildikten sonra annesi Fatma ve babası Şehmus Bahçeci’nin bütün devlet kurumlarının kapısını çaldığını anlatan Bahçeci, ancak bütün kapıların yüzlerine kapandığını söyledi. Annesinin bir bilgiye ulaşabilmek için birçok girişimde bulunduğunu dile getiren Bahçeci, şöyle devam etti: 

“Abimin bulunması için arkadaşları birçok eylem yaptı. Yürüyüşler ve işgal eylemlerinde bulundular. Ama bütün çabaya rağmen ya bir cevap alamadık ya da gelen cevap ‘bizde öyle bir yok’ oldu. Ardından annem ve bir grup, Ankara’da Meclis önünde 15 günlük açlık grevi yaptı. Orada görüştükleri İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu, onlara İsmail’in işkence ile öldürülüp bir çukura atılmış olabileceğini söyledi. 

Düşünebiliyor musunuz, bunu söyleyen insan haklarından sorumlu bir bakan. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe de, ‘Dua edin de oğlunuz polislerin elinde olsun. Araştırıp size haber vereceğim’ dedi.  Ama bizi hiç aramadı. Devletin her kademesine başvuruyorduk. Başbakan Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den randevu talebinden bulunduk ama kabul edilmedik.”

‘BİR AİLEYİ YOK ETTİNİZ’

Ağabeyi kaybedildiğinden bu yana mücadelelerinden hiçbir zaman vazgeçmediklerini aktaran Bahçeci, verdikleri mücadele sırasında maddi ve manevi birçok sorunla karşılaştıklarını, babasının da 2014 yılında yaşadığı bu sorunlardan dolayı siroz hastalığına yakalanarak yaşamını yitirdiği, annesinin ise felç geçirdiğini anlattı. Bu yüzden gözaltında kaybedilen bir kişinin yalnızca o kişiyi kaybetme olarak yorumlanmaması gerektiğinin altını çizen Bahçeci, “Siz sadece bir kişiyi kaybetmediniz, siz bir aileyi de yok ettiniz. Devlet olarak bunu yaptınız” dedi. 

‘BİR MEZARI OLSUN’

Bütün her şeye rağmen ağabeyinin cansız bedeni bile olsa bulma umudu taşıdığını ifade eden Bahçeci, ulaşabilmeleri halinde cenazeyi babasının yanına defnetmek istediğini söyledi. Bahçeci, cenazeye ulaştıktan sonra da sorumluların yargılanması için adalet mücadelesini yürüteceğini vurgulayarak, devletin anneler üzerinde de bir ayrışma yaptığına değindi. 

Devletin kayıpların akıbetini ne pahasına olursa olsun açığa çıkarması gerektiğini, aksi takdirde devletin bir utancı olarak kalacağını dile getiren Bahçeci, ismi ‘faili meçhul’ cinayetlerle anılan Mehmet Ağar’ın daha önce söylediği ‘Bir tuğla çekersek, bütün duvar yıkılır!’ sözlerine atıfta bulunarak, “Siz bu annelerin çocuklarını bulmakla yükümlüsünüz. Evlatlarımız sizin yüzünüzden katledildi” diye tepki gösterdi. 

‘KAYIPLARIMIZI BULUN’

Devletten özel bir şey istemediklerini kaydeden Bahçeci, sözlerine şöyle devam etti: “Haklı mücadelemiz var. Çözüm isteseler, çözmeyecekleri bir şey yok. Hele tek adam sistemine geçildiği böyle bir süreçte çok rahatlıkla çözülebilir. Bugün mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir lafı ile her şey oluyor. Başkanlık sistemiyle Erdoğan, ‘Cumartesi Annelerinin kayıplarını bul’ dese bir ay içerisinde bulurlar. Niye biliyor musunuz? Erdoğan Başbakan olduğu dönemde Berfo Anne’ye ‘Evladının akıbetini bulacağım’ diyerek söz verdi. Biliyorsunuz Cemil Kırbayır 1980 tarihinde gözaltında kaybedilenlerden. 1979’da Kırbayır’ın Kars’ta bir handa çalışan ve diyaloga girdiği bir çaycıyı buluyorlar. Talimatı verdi ya 3 günlük çalışan çaycıyı buluyorlar. 1979 yılındaki bu olayı araştırırken böyle bilgilere ulaşılabiliyorsa, 1990’lı yıllardaki gözaltında kaybedilenleri de bulabilirsiniz. Bir talimatla her şey çözülebilir. Ama tek adam rejimindeki kişi bizden olmadığı için o yüzden tıkanıyor. İnşallah bizden biri oraya gelir de bizim haklı adalet mücadelemiz neticelenir.”