Gazeteci Murat Yetkin, "Erdoğan, Peker’i nasıl engelleyecek? Şimdi soru bu" başlıklı yazısında, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in bugün yayımladığı videosunda doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitap ettiğine dikkat çekti. 

Yetkin, Peker'in "Erdoğan’ın kendisini dış güçlerin maşası, ajanı olarak suçlanmasına çok alınmış, “Nasıl ajan mışım? Helalleşeceğiz Tayyip abi” fütursuzluğuyla konuşuyor" ifadesini vurgulayarak, son yayında Erdoğan'ın yakın çevresi hakkında önemli iddialarda bulunmaya başladığını belirtti. 

Yetkin'in yetkinreport'ta yer alan yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sedat Peker’in bir sonraki videoda kendisi hakkında ileri geri konuşmasını ifşaatta bulunmasını engelleyecek mi? Nasıl engelleyecek?
Buna geleceğim ancak önce şunu söylemeliyim. Rüzgâr eken fırtına biçiyor. AK Parti döneminde Türkiye’de kalan basın özgürlüğü de engellendi. Sivil toplum engellendi. Yargı engellendi. Şimdi Meclis’in denetim yetenekleri de engelleniyor.

Bu nedenle haber alma ihtiyacındaki toplum düne kadar mafyacı diye küçümsediği bir Sedat Peker’in videolarını izliyor. Bu nedenle Almanya’dan ABD’den yayın yapan Fethullahçıların sahte-sol-liberal muhalif söylemle aktardıklarını gerçeğin ta kendisi gibi algılama eğiliminde. İşin bu noktaya düşmesindeki asıl sorumlu, toplumun haber alma, adalet ve denetim kanallarını kontrol altına alarak ilelebet dikensiz bir gül bahçesinde yaşayacaklarını zanneden Erdoğan ve AK Parti hükümetleridir.

Sedat Peker 30 Mayıs YouTube yayının bir sonraki yayınında doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitap etmeye başladı. Bir sonraki yayında artık kendisi hakkında ifşaatta bulunacağını söyledi. Erdoğan’ın kendisini dış güçlerin maşası, ajanı olarak suçlanmasına çok alınmış, “Nasıl ajan mışım? Helalleşeceğiz Tayyip abi” fütursuzluğuyla konuşuyor. Aslında son bu yayında yakın çevresi hakkında önemli iddialarda bulunmaya başladı. Arkasındaki boş panoda “baba” kitabının yazarı Mario Puzzo’nun “Aile” kitabı var.

Bu iddialara geliyoruz ama soruyu tekrarlamak gerekiyor.

Basını, yargıyı, Meclisi engelleyen Erdoğan şimdi Peker’i nasıl engelleyecek?

Örneğin hem Erdoğan hem Peker nezdinde hatırı olan birileri devreye girip videoları durduracak mı?

Erdoğan, örneğin YouTube yayınlarını mı engelleyecek? Bütün sosyal medyayı mı, interneti mi engelleyecek? Ne kadar süreyle engelleyecek?

Örneğin, 1999’da PKK lideri Abdullah Öcalan’ı Kenya’dan (CIA desteğiyle) alıp getiren MİT Peker’i de bugün yarın Birleşik Arap Emirlikleri ya da her neredeyse oradan alıp getirecek mi?

Çünkü bu arada bu saydığım türden engellemeler, ya da el altından uzlaşma olmazsa ve başına başkaca bir iş gelmezse Peker az çok nelerden, kimlerden söz edeceğinin işaretini verdi.

İçi içe geçmiş, soruşturmalık ilişkiler

Peker’in iddialarını ayrıntılarıyla tekrarlamayı gerçekten istemiyorum merak edenler izliyor videolarını zaten. Ama konu pek çok kamu kuruluşunun sigorta işini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kurduğu şirketin aldığı iddiasına gelince hepimizi ilgilendiriyor. Ya da Erdoğan’ın geçen Kasım ayında Hazine ve Maliye Bakanlığından istifa eden damadı Berat Albayrak’a, Cumhurbaşkanlığı İdari işler Başkanı Metin Kıratlı’ya gelince devleti vergileriyle yaşatan herkesi ilgilendiriyor. Peker’in bu Albayrak ve Kıratlı ile bağlantıladığı kişi Murat Sancak. Albayrak’ın Sancak’ın İstanbul, Beylikdüzü’ndeki evinde kaldığını öne sürüyor ki Sancak bu iddiayı Albayrak’ın evine hiç gelmediğini söyleyerek ve “Gelse başımın üstünde yeri var, ağırlamaktan şeref duyarım” diyerek anında yalanladı. Peker ise Sancak’ın Kıratlı’nın onay vermesi ardından Suriye’ye milyarlık ticareti yönettiğini iddia ediyor ki Sancak bunu da “Suriye’de bir kibrit çöpü ticaretim olmadı” diyerek yalanladı. 

Murat Sancak, Erdoğan’a “aşkla bağlı” iş insanı Ethem Sancak’ın kuzeni. Star Medyanın sahibiyken 2015 yılında silahlı saldırıya uğramış, önce terör saldırısı, sonra kumar borcu nedeniyle mafyatik hesaplaşma olduğu öne sürülmüştü. Şimdilerde futbol Süper Lig’e yükselen Adana Demirspor’un kulüp başkanı. (Adana Demirspor taraftarı emekçi, solcu bilinir, mundar edilmeyen bir yer kalmıyor.) Adana Suriye sınırına taş atımı mesafede. Peker bu ilişkileri MİT TIR’ları olayını takiben ki 2014-2015 yıllarına denk geliyor, ismini vermediği bir milletvekili aracılığıyla AK Parti hükümetinin bilgisi altında Suriye’deki “Türkmen kardeşlere” silah ve askeri malzeme gönderdiği sırada öğrendiği iddiasında. O arada kendi adı altında giden konvoya katılan başka kamyonlarında (o dönem) El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’ya silah sağladığını sonradan öğrendiğini de söylüyor. O arada SADAT’ın adını geçiriyor. SADAT ise malum, kurucusu emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin Ocak 2020’de “mehdi gelecek, hazır olmalıyız” beyanı sonrasında Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanlığından istifa etmek zorunda kaldığı özel güvenlik şirketi. Öte yandan o dönem Türkiye’nin el altından Suriye’deki cihatçı örgütlere silah sağladığı iddiaları özellikle Batı istihbarat servisleri tarafından dile getiriliyordu. Şimdi yeniden karşımıza bu şekilde çıkıyor.

Bunlar insanın sinirini kaldıran, tüylerini diken diken eden iddialar.

Mutlaka bağımsız yargı tarafından ve TBMM tarafından soruşturulmalı.

Demokratik hukuk devleti işleyişinde bu ilişkilerin basın ya da savcıları tarafından ortaya çıkarılıp soruşturulması, bağımsız yargıçlar tarafından gereğince cezalandırılması ve parlamento denetimine tabi olması beklenir. Tıpkı geçenlerde önemli iktisatçı Daron Acemoğlu’nun dediği gibi. Türkiye’deyse, Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın deyişiyle “mafyatik şahsın hezeyanlarından” öğreniyor, ya da öğrendiğini sanıyor.

Bu manzara, Türkiye’de bağımsız basının, yargının ve Meclis denetiminin AK Parti döneminde engellenmesi yüzünden ortaya çıkan manzaradır.

O yüzden soruyoruz basını, yargıyı, Meclis’i engelleyen Erdoğan, “Peker’i nasıl engelleyecek? diye.

Ve engellerse bu kadar kirli iddialar temizlenmiş, ortaya atılmamış mı sayılacak?

Halının altına süpürülenler giderek kabarıyor, yakında halı da saklayamayacak hale gelecek.