Kabine Toplantısı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapıldı. Beştepe'deki toplantı yaklaşık 2 saat 45 dakika sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantının ardından açıklamalarda bulundu.

Erdoğan Türkiye'yi gemiye benzeterek, "Hepimiz aynı gemideyiz" dedi.

Ekonomik krize değinen Erdoğan, “Bugün itibariyle bütün dünya yüksek enflasyon gerçeği ve işsizlik tehdidiyle boğuşuyor. Türkiye ise ekonomik modeli sayesinde tarihinin en yüksek üretim, ihracat, istihdam seviyesine ulaşmıştır. Enflasyon rakamlarımızın nominal olarak çok yüksek seyretmesi elbette üzüntü vericidir. Biz enflasyon rakamlarının insanlarımızın hayatındaki olumsuz etkilerini, her kesimin gelir seviyesini yükselterek bertaraf etmeye çalışırken aynı zamanda enflasyonu düşürecek tedbirleri alıyoruz” dedi.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"- Sözlerime Gaziantep ve Mardin'de meydan gelen kazalarda hayatını kaybedenlere başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum. Kazalar tüm boyutlarıyla soruşturulmaktadır. Soruşturmalar neticesinde, failler hakkındaki işlemler yapılacaktır. Benzer kazaların yaşanmaması için her alanda gerekli tedbirleri belirleyerek hayata geçireceğiz. Bu meselenin üstesinden gelmeye kararlıyız.

Failler hakkında gereken işlemler elbette yapılacak. Benzer kazaların bir daha yaşanmaması için trafik ve araç güvenliği başta olmak üzere tedbirleri belirleyerek süratle uygulamaya geçireceğiz.

- Dünyanın en önemli kriz başlığı olan Ukrayna- Rusya Savaşı, ülkemizle birlikte tüm insanlığı ilgilendiren sonuçlar doğuran etkileri ile devam ediyor. Türkiye olarak bu savaşın önce önüne geçmek, ardından da barışla sonuçlanması için her türlü gayreti gösterdiğimize herkes şahittir. Tahıl krizinin önüne geçecek mekanizmanın kurulması da yine bizim gayretlerimizle mümkün olmuştur. Dünya tahıl üretiminin 3’te birinden fazlasını Rusya ve Ukrayna’nın gerçekleştirdiği göz önüne alındığında sadece Ukrayna tahılının ülkemiz üzerinden dünyaya gönderilmeye başlanması bile insanlık için başlı başına kritik bir gelişmedir.

Amacımız, inşallah uzak olmayan bir tarihte Sayın Putin’le, Sayın Zelenskiy'i ülkemizde bir araya getirerek bu krizi kökünden çözecek yolu açmaktır."

- Son dönemde ülke ve millet olarak bizi en çok zorlayan konunun faiz, kur, enflasyon denklemi ile sınandığımız ekonomi alanı olduğu bir gerçektir. Dünyadaki gelişmeleri ve ülkemizin gücünü dikkate alarak ekonomimizi mahvetme tehdidi gibi açık ve alçak bir saldırıya maruz kaldığımız 2018’den itibaren bu alanda yeni programı hayata geçirmeye başladık. Bugünkü enflasyonu 2001 ile karşılaştırmak haksızlıktır.

- Bugün itibariyle bütün dünya yüksek enflasyon gerçeği ve işsizlik tehdidiyle boğuşuyor. Türkiye ise ekonomik modeli sayesinde tarihinin en yüksek üretim, ihracat, istihdam seviyesine ulaşmıştır. Enflasyon rakamlarımızın nominal olarak çok yüksek seyretmesi elbette üzüntü vericidir. Biz enflasyon rakamlarının insanlarımızın hayatındaki olumsuz etkilerini, her kesimin gelir seviyesini yükselterek bertaraf etmeye çalışırken aynı zamanda enflasyonu düşürecek tedbirleri alıyoruz.

Uzunca süredir enflasyonsuz ekonomik iklimde yaşamaya alışmış ülkelerde bizimkiyle mukayese edildiğinde daha küçük gözükün oranların etkileri çok daha derin ve yıkıcı hissediliyor. Bugün yaşadığımız enflasyon bütçe ve işsizlik kaynaklı değil küresel gelişmelerin tetiklediği dengesiz fiyat hareketlerinin sonucudur. Yani maliyet odaklı enflasyondur. Finansal dalgalanmalar ve varlık hareketleri üzerinden soymayı alışkanlık haline getirenler bizi aynı yola sokmak için canhıraş bir gayret içindeler. Ülkemiz ekonomide kendi yolunu çizmiştir, kararlılıkla yürümektedir. Türkiye'nin ihtiyacı faizi yükseltmek değil, yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazlayı arttırmaktır.

Gelişmiş ülkelerdeki bizden daha derin farklar içeren politika faizi ile enflasyon ilişkisine bakmayanların Türkiye'deki durumu felaket tellallığı edasıyla anlatanların halleri farklıdır. Bugün Türkiye her alanda bir başka ligin, bir başka dünyanın oyuncusudur. Kendi krizlerinin yükünü azaltmak için politikamıza benzer hatta daha ileri adımlar atan gelişmiş ülkeler görüyoruz.

Hiç kimse kusura bakmasın. O eski Türkiye artık geride kaldı. Biz tıpkı güvenlik politikalarımız, enerji, sanayi, sosyal politikalarımız gibi, ekonomi politikamızı da kendi ihtiyaç ve çıkarlarımıza göre belirlemeyi sürdüreceğiz. 20 yılda yaptığımız eğitim, sağlık, ulaştırma, enerji, tarım, teknoloji yatırımı velhasıl inşa ettiğimiz her altyapı işte bugünler içindi.

Bu yatırımları küresel finans kurumlarına daha çok kaynak aktarmak için değil kendi vatandaşlarımızın hayat seviyesini yükseltmek, geleceğini güçlendirmek içindir. 184 milyar dolara yakın yatırımla ulaşım altyapımızı, kendisi ve bölgemizin ihtiyaçlarını karşılayacak hale getirdik.

- Vatandaşlarımızdan ve iş dünyamızdan tek ricam, kendi ülkelerine ve dolayısıyla kendi paralarına güvenmeleridir. Artık hiç kimsenin sadece parasının değerinden endişe ederek dövize ve altına yönelmesi için sebep kalmamıştır. Tasarruflarını hâlâ döviz ve altında tutan vatandaşlarımızı, buralardaki kazançlarını da garanti alan Türk lirası mevduatlara dönmeye davet ediyorum.

- Toprak Mahsulleri Ofisimiz, mısır alım fiyatını, destek hariç, ton başına 5 bin 700 lira olarak uygulayacak.