Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Sigorta’nın tanıtımı için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törende açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, “Sel gider izi kalır derler, dünyayı kasıp kavuran bir salgından sıfır hasarla çıkmak mümkün değildir. Biz bu süreçten asgari etkilendik. Kamu ve özel sektörümüzdeki yatırımlara hız verdik. Ekonomimizi yeniden rayına oturttuk. Ağustos ayındaki veriler yakalanan ivmenin sürdüğüne işaret ediyor. Ekonomik güven endeksi 62,9’dan yüzde 85,2 seviyesine çıktı. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı 65.5 seviyesinden ağustos ayında 73 seviyesine yükseldi. Son zamanlarda finansmana sağladığımız desteklerle konut ve otomobil satışlarında rekor kırdık” dedi.

Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde:

VARLIK FONU GÜÇLÜ BİR PORTFÖYE ULAŞTI’

Tarihi bu program nedeniyle sizlerle bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum. Gelecek nesillere güçlü bir ekonomi bırakmak için Varlık Fonu’nu kurmuştuk. Kuruluşundan bu yana Varlık Fonu güçlü bir portföye ulaştı. Bugün de sigorta sektörüne vizyon kazandıracağına inandığım stratejik bir hamleyi hayata geçiriyoruz.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Denetleme Kurumu’nu kurarak kritik bir adım attık. Ziraat Sigorta, Halk Sigorta, Güneş Sigorta, Ziraat Emeklilik, Halk Emeklilik bundan sonra Türkiye Sigorta çatısı altında hizmetlerine devam edecek. Bu büyük birleşme ile Türk sigortacılık sektörünü çok daha güçlü ve rekabetçi bir yapıya kavuşturduğumuza inanıyorum. Reel ekonomiye ve piyasaya da önemli katkıları olacaktır.

Birbirini tamamlayan 6 köklü kamu faaliyetimizin bir çatıda toplanması sektöre yeni bir dinamizm kazandıracaktır. Türk sigortacılığının en önemli sorunu yeni ürün geliştirmekte zorlanmasıdır. Sigortacılık hizmetleri, istikrarlı büyümeye katkı sağlayacaktır. Önümüzdeki dönemde sektörde hem sigorta hem de emeklilik tarafından önemli gelişmeler yaşanmasını bekliyoruz. Türkiye’den bölgesel güç bir sigorta şirketi çıkarmaya bir adım daha yaklaştığımızı düşünüyorum.

‘HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK’

Covid-19 insanlığın son asırda karşılaştığı en büyük sağlık krizidir. Gelişmiş ülkeler dahil birçok ülke bu krize hazırlıksız yakalanmıştır. Maddi olarak bizden üstün olan ülkeler temel ihtiyaçların teminine kadar birçok ürüne ulaşmakta zorluk yaşadılar. Dünya artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni bir döneme girmiştir. Covd-19 hayatımızın her alanını derinden sarsmıştır. Ekonomiden turizme kadar pek çok alanda salgının artçı şoklarını hala hissediyoruz.

Salgının sarsıcı etkisinin daha iyi anlaşılması ile uluslararası kuruluşlar büyüme beklentilerinde aşağı yönlü revizyona gitmek durumunda kalmışlardır. Ekonomide 2020’nin ikinci çeyreğinde Japonya yüzde 10, Almanya 11,7, İngiltere yüzde 21,7, İspanya yüzde 22,7 daralmıştır. Türkiye ilk çeyrekte 4,4 büyüyen Türkiye, ikinci çeyrekte yüzde 9,9 daralma ile bu ülkelerden pozitif ayrışmıştır.

‘ESNAFIMIZI KORUMAYA ALDIK’

Esnafımız ve vatandaşımızı salgının etkilerine karşı korumaya aldık. Ne sağlık sisteminin çökmesine, ne kamu sisteminde aksaklık yaşanmasına, ne de ekonominin tamamı ile durmasına izin verdik. Türkiye gerçeklerinden kopuk, fevri kararlar almak yerine soğuk kanlı kararlar ile süreci yönettik. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin avantajlarını en iyi şekilde kullanarak hamdolsun ülkemizi bugünlere kadar getirdik.

‘YATIRIMLARA HIZ VERDİK’

Sel gider izi kalır derler, dünyayı kasıp kavuran bir salgından sıfır hasarla çıkmak mümkün değildir. Biz bu süreçten asgari etkilendik. Kamu ve özel sektörümüzdeki yatırımlara hız verdik. Ekonomimizi yeniden rayına oturttuk. Ağustos ayındaki veriler yakalanan ivmenin sürdüğüne işaret ediyor.

Ekonomik güven endeksi 62,9’dan yüzde 85,2 seviyesine çıktı. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı 65.5 seviyesinden ağustos ayında 73 seviyesine yükseldi. Son zamanlarda finansmana sağladığımız desteklerle konut ve otomobil satışlarında rekor kırdık. Otomobil satışları temmuz ve ağustos ayında yüzde 62 seviyesinde yükseldi. İhracatımızdaki toparlanmanın sürdüğünü de görüyoruz.

Firmalarımızın aldığı yeni siparişlerde, ihracat siparişlerinde gözle görülür iyileşmeler yaşanıyor. Ülkemize gelen turist sayısının ilk 8 ayda 10 milyon sınırına ulaşması bir diğer önemli gelişmedir. Bankacılık sektörümüzün oldukça sağlıklı bir görünüme sahip olduğunun altını çizmek istiyorum.