12.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Çankaya Köşkü'ne çıktı ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den görevi teslim aldı.

Köşk'te devir teslim töreninde bir konuşma yapan Erdoğan 'eski Türkiye' döneminin kapandığını ifade etti.

Demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin yükseltilmesi için çok büyük reformlar gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, "Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir. Kapıları ardına kadar açılan yeni dönem ise cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki öz ve ruhu taşıyan yeni Türkiye, büyük Türkiye dönemidir" dedi.

Türkiye'nin dış politikada daha aktif rol alacağını ifade eden Erdoğan, Suriye ve Filistin'de yaşananlara değindi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Seçilmiş cumhurbaşkanı ve seçilmiş hükümet, el ele vererek ekonomiyi daha hızlı şekilde büyüteceklerdir. Toplumsal refah artırılacak, farklılıkları birer zenginlik olarak görmek suretiyle kardeşçe buluşmalar sağlanacaktır.

AB’ye yürüyüşü daha kararlı şekilde devam edecektir. Demokratik reformlarımız hız kesmeyecek, çözüm süreci olmak üzere 77 milyonun birliği ve bütünlüğü daha güçlü şekilde tesis edilecektir.

Türkiye’nin dış politikasında ana eksen barış dayanışma ve refahtır. Türkiye’nin hiçbir ülkenin topraklarına, iç işlerinde asla gözü yoktur. Planı projesi yoktur. Başta komşularımızla, yeryüzünün her karışında barışın ve refahın egemen olmasını arzuluyor, dış politikamızı da bu şekilde şekillendiriyoruz. Zulmün karşısında durmayı ana eksenimiz olarak görüyoruz.

Filistin davasına çok güçlü şekilde sahip çıkmamızın nedeni ölenlerin insan olmasıdır. Suriye meselesinde bir milyon iki yüz bin insana kucak açmamızın sebebi en önce onların insan olmasıdır.

Şu anda 200 bini aşkın insanın öldürülmüş olduğu Suriye’ye sessiz kalamayız, kalamazdık. Bunu insani ve vicdanı bir sorun olarak addediyor, siyasetin sorumluluğu noktasında da siyasetin merkezine özellikle oturtuyoruz. Bizim için etnik kökenlerden, dillerden, derilerinin renklerinden, petrolden altından elmastan öte insan vardır, can vardır.

Bize dost olan her ülkeyle dostluğumuzu yüceltmenin mücadelesi içinde oluruz. İnsana düşman olanı da uyarmak da bizim insanlık vazifemizdir. Kimse bunu içişlerine müdahale olarak kabul etmesin. Bize yada kendi halkına düşman olanı uyarmak her insanın görevidir diye düşünüyorum. Dış politikamız daha aktif ve etkili biçimde devam edecektir.