Emek Gençliği 9. Konferansı Ankara’da gerçekleşti. Konferansta konuşan Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “Şimdi güç gösterisi yapma zamanı. Her şeyin seçimlere, sandığa havale edildiği bir süreçte ‘Hayır, halkın yapacağı siyaset meydanlarda’ dendiği gündür. Bu açıdan çok yaygın bir 1 Mayıs örgütlemeliyiz" dedi. 

Gençlerin hayallerinin çalındığı, ucuz işçi olarak görüldüğü bir dönem yaşandığını kaydeden Akdeniz, "TÜSİAD, Millet İttifakının önüne program koydu. ‘Verimlilik ile bu kaostan kurtaracağız’ diyorlar. Sömürüyü artırmak istiyorlar. Gençler de tek adam yönetimini indirecek. Yerine ne getirecek? Millet İttifakını mı getirecek? Yok öyle yağma. 9 milyon genci, düzen siyasetinin yedek gücü haline getirmelerine izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

'HAYAL SATIP GELECEKLERİNDEN ÇALDILAR'

Evrensel'in haberine göre, konferansın açılış konuşması yapan Ercüment Akdeniz, Emek Partisi Genel Yönetim Kurulu ve tüm parti örgütleri adına Emek Gençliğinin 9. Konferansını selamlayarak sözlerine başladı. Akdeniz, “Gençliğe hayal sattılar, geleceğinden çaldılar... Böylesi bir süreçte bu konferans toplanıyor. Türkiye borçlanarak büyürken gençler de borçlandırıldı. Kitlesel olarak borçlandılar. 400 bin öğrenci şu an KYK kredisini ödeyemediği için hacizlik durumda. Kapitalist eğitim programı tam da budur. Borçlar erteleniyor, yapılandırılıyor ama sorun büyüyerek büyük bir yıkıma doğru gidiyor. Porsiyonu sürekli küçülen yemekhanelerde gençler, işçi gençler, barınamayan öğrenciler, cemaat yurtlarında hayatına son veren gençler... Böyle bir Türkiye tablosu çizdiler, bunu hep birlikte yaşıyoruz. Çalışabilir durumda olan 3.5 milyon genç işsiz ve çığ gibi de büyüyor. Cumhurbaşkanı verileri bile ücretlerin reel olarak hızla erdiğini söylüyor" dedi.

Emek Gençliği'nin İstanbul konferansına katıldığını kaydeden Akdeniz, “Tuzla’dan bir meslek lisesi öğrencisi genç, ‘Okula başladığımızda sınıfımızda 33 kişi vardı. Şimdi 23’e indi. Çünkü ekonomik zorluklar okumayı engelliyor’ dedi. Yoğun emek sömürüsü var. Stajyer öğrenciler taciz ve her türlü istismarın kucağına düşmüş durumda. Ekonomik kriz yaşanıyor, Türk lirası son 50 yılın en değersiz dönemini yaşıyor. Ama yıkım yeni başlıyor" diye konuştu. 

Silahlanmaya, Diyanet'e, patronlara ayrılan bütçenin gençliğe ayrılması gerektiğini kaydeden Akdeniz sözlerini şöyle sürdürdü: "Yap-işlet-devret modeli ile halka ipotek konan paraların geri tahsiliyle, faiz yükünün tekellere bindirilmesiyle, büyük sermaye kuruluşlarına servet vergisinin konulmasıyla çok kısa sürede kaynak yaratılır. Gençlik için de yaratılır. Ama bunun için öncelikle sermaye programının karşısına; işçiler, emekçiler, gençler ve halklardan yana bir ekonomik program gerekiyor. Daha uzun vadede; sosyalizm anahtar teslim evdir, ücretsiz eğitim, sağlıktır, güvenli gelecektir. Bunu anlatacağız gençliğe." 

'İKİ İTTİFAK DA SERMAYEYE KIRMIZI HALILAR SERİYOR'

Haziran 2023’te yapılması beklenen seçime ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akdeniz şu ifadeleri kullandı:

"Erken seçim mi, baskın mı, olağan seçim mi; bunu göreceğiz. Bir yerde Millet İttifakı bir yerde de Cumhur İttifakı. Cumhur ittifakı, ‘Faizi artırmam’ diyor. Yüksek enflasyon dalgasıyla halkın üzerine gelmeye devam ediyor. Millet İttifakı, ‘Faizi artıracağız’ diyor. Bu özellikle gençler için yüksek işsizlik demek. Her ikisi de uluslararası sermayeye kırmızı halılar seriyor. İşçiye, emekçiye dönük hiçbir insani düzenleme, talep gündeme gelmiyor. TÜSİAD, ‘geleceği inşa raporu’ açıkladı. Millet İttifakının önüne koydu. ‘Sen geleceksen bu sermaye programını uygulayacaksın’ dedi. İkinci olarak da ‘Otoriter rejimler bazen sermaye birikiminin önünde engel olabilir’ diyor. ‘Sermaye birikimini elde ettik, ama bu ekonomi bizim için sürdürülebilir değil. Şimdi at değiştirebiliriz’ diyorlar. Millet İttifakı'nın rüzgarıyla gençliğin buraya yedeklenmesine izin veremeyiz. Hepsinin söylediği şey verimlilik. ‘Verimlilik ile bu kaostan kurtaracağız’ diyorlar. Verimlik, artı değerden azami düzeyde sömürü elde etmek demek. İşçi ücretlerinin aşağıya indirilmesi demek. Oysa bugün bırakın 8 saati, 10-12 saat çalışan işçiler, emekçiler, gençler, mesaiye kalmak zorunda. Çünkü geçinemiyor. Neden 5-6 saat çalışarak 82 milyonluk bu ülkede gençlere istihdam alanı yaratılmıyor? Bunların gayesi açık: Daha az emek gücüyle daha fazla sömürü elde ederek kazanç elde etmek." 

'YAYGIN 1 MAYIS ÖRGÜTLEMELİYİZ'

Gerçekleşen 8 Mart eylemlerinde bütün baskılara rağmen özellikle kadınların yoğunlukta olduğunu söyleyen Akdeniz, “Görüyorum ki Emek Gençliği'nin konferanslarında da ciddi bir kadın uyanışı var. Kadınların mücadelesinin içinden gelen kadın delegelerimiz, yoldaşlarımız var. Bu mücadele Türkiye gençliğinin içerisindeki genç kadınların da mücadelenin içerisinde olması, Emek Gençliğinin de öncülüğünü yapması anlamına geliyor. Newroz yaşadık. Şunu gördük: Kürt ulusal taleplerine dair arayış var. Ama bununla beraber sosyoekonomik talepleri de var. Biz diyoruz ki Kürt halkının ve gençliğinin kurtuluşu Türk ve Kürt işçilerinin, emekçilerin, gençlerinin ortak birlikte mücadelesinden geçiyor. Ocak ayından bu yana 120 grev ve direniş yaşadık. Büyük bir işçi dalgasının ilk adımlarını gördük. Daha büyükleri gelecek, buna hazırlıklı olmalıyız. Özellikle genç işçiler, mücadelede enerjik olarak öne çıktılar. Sendikanın olmamasına rağmen 1980 sonrasında ilk defa fiili grevleri örgütlediler. Bu, Emek Gençliğinin partimiz ile birlikte örgütleyeceği bir mücadele sahasıdır. Ve 1 Mayıs... Şimdi bütün gücümüzle; sanayi havzalarında, melek liselerinde, küçük ve orta işletmelerde, üniversitelerde, liselerde ve işsiz gençlik içerisinde, köylü gençlik içerisinde yığınları alana dökme zamanı. Güç gösterisi yapma zamanı. Her şeyin seçimlere, sandığa havale edildiği bir süreçte ‘Hayır, halkın yapacağı siyaset meydanlarda’ dendiği gündür. Bu açıdan çok yaygın bir 1 Mayıs örgütlemeliyiz" dedi.