Cebrail AYAZ / Su Ürünleri Mühendisi

Demokrat Haber Muğla

 

Önceki gün Tokat'ın Almus İlçesi'nde, baraj gölü içinde bulunan ağ kafeslerindeki balıklara yem verirken dengesini kaybedip baraj gölüne düşerek kaybolan 25 yaşındaki Eray Erman'ı arama çalışmaları devam ediyor.

 

Eray Erman, arkadaşları Tezcan Tar ve Sedat Özveren'le birlikte balıklara yem vermek için sandala bindi. 200 metre uzaklıkta bulunan kafeslere yaklaşık 30 metre kala dengesini kaybederek sandaldan suya düştü. Düşen arkadaşını kurtarmak için suya atlayan Tezcan Tar, başarılı olamadı.

 

Erman'ın, Facebook'taki sayfasında, 'Açık deniz sevdalısıyım suyu çok seviyorum' ifadelerine yer verdiği öğrenildi. 22 Şubat 2011 tarihinde, motorlu Sandal ile Almus Baraj Gölü'ne balık tutmaya çıkan Tufan Aybek de barajda kaybolmuş ve yapılan tüm çalışmalara rağmen cesedi bulunamamıştı.

 

KİM KAZANIYOR-KİM ÖLÜYOR...

Zamanı geri almak imkansız, gideni geri getirmek de.

 

Kaderci bir toplum olduğumuz için 'Allah rahmet eylesin', ‘mekanı cennet olsun’dan öteye gidemiyoruz.

 

Oysa çoğumuz, iş yaşantımızda ölüm oranımızın yüksek olduğunu görebiliriz.

 

Yani yüksek ölüm riski olan bir meslekteyiz. Buna karşın düşük ücretli bir sektörde çalışıyoruz.

 

Hayat güvencemiz çok düşük.

 

Gençliğimde seyrettiğim bir filmin afişinde şöyle yazıyordu: SAVAŞ CİNAYETE KILIF OLAMAZ, CİNAYET CİNAYETTİR.

 

Uygar bir ülkede, kaderden önce gerçekler konuşur, nedenler ve sonuçlar araştırılır. Sorumlular bulunur.

 

Bahsettiğimiz şey bir iş kazasıdır ve sonu ölümle sonuçlanmıştır.

 

Eray Erman'ı tanımam, bilmem, teşvik-i mesaimizde yok. Beni ona bağlayan büyük ve güçlü bağ, önce aynı sektörde oluşumuz, sonrada vicdanımdır.

 

Uygar bir ülke diyorduk, hükümet ağzından düşürmez ileri demokrasiyi, yüksek iş kazalarının olduğu ülkede ileri demokrasi=yüksek ölüm oranı olur. Nasıl olsa insan çok, ölene Allah rahmet eylesin kalan sağlar bizimdir.

 

Uygar bir ülkede böyle bir durumda iş ve işçi güvenliği tedbirleri en üst düzeye çıkarılır. Bir daha olmaması için önlemler alınır. Sonra Allahtan rahmet beklenir.

 

Bizler daha önceleri de iş arkadaşlarımızı-meslektaşlarımızı çeşitli iş kazalarında kaybettik.

 

Bir daha olmaması için çok dua ettik ve yaşadıklarımızdan anlıyoruz ki bu son olmayacak.

 

Balık üretim çiftliklerinde, çalışan Su Ürünleri Mühendisleri-Teknikerleri az ve yetersiz.

 

Eray, 1 Mayıs 1988 doğumlu, yani daha ölemeyecek kadar genç bir işçiydi. Önünde idealleri ve uzun bir hayatı olacak biriydi. Meyve vermeden kesilen bir ağaç gibi bu gün.

 

Dün 1 Mayısı kutlamıştım oysa, Beşiktaş’lı taraftarların Çevik Kuvvet'e ‘beyaz’ dedirtmek için oturduklarına ve azimle ‘siyah’ diye bağırdıklarına şahit olmuştum. Ağıza en güzel gelen renktir 'beyaz'. 1 Mayıs’ta Muğla rengarenkti, insanların yüzlerinde çiçekler açmıştı.

 

En mutlu ve en huzurlu uyuduğum geceydi 1 Mayıs 2012.

 

Şimdi beyazlar karaya büründü ve anladım ki beyaz gerçekten çok çabuk kirleniyor…