Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İsrail’e nisanda ziyarette bulunabileceğini belirterek, “Bizim topraklarımızda zaten ulusal iletim sistemimiz var. (İsrail gazının) Bir kısmı oradan rahatlıkla transfer edilebilir. Ama ileride daha yüksek hacimlerde bir miktarın taşınması gündeme gelirse, belki ilave boru hatları da yapmak gerebilir. Ama ilk etapta oradan gelebilecek bir gazı rahatlıkla hem ülke içerisinde hem yurt dışında taşıyabiliriz” dedi.

Bakan Dönmez, CNN Türk canlı yayınında enerji gündemine ilişkin soruları yanıtladı.

Erdoğan’ın Herzog’un ziyaretinden sonra dışişleri ve enerji bakanlarının temasların başlayacağını söylediğini anımsatan Dönmez, nisanda İsrail’e gitmeyi planladığını bildirdi.

Dönmez, iki ülke arasındaki muhtemel bir boru hattı projesinin tarafların menfaatinin uyuşmasıyla alakalı olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Projenin genel hatlarıyla bakınca, yaklaşık 500-600 kilometrelik bir hat gerekiyor. Öbür tarafta, Avrupa’ya bundan en az iki-üç kat daha fazla boru hattı çekmek gerekiyordu. Bizim topraklarımızda zaten ulusal iletim sistemimiz var. Bir kısmı oradan rahatlıkla transfer edilebilir. Ama ileride daha yüksek hacimlerde bir miktarın taşınması gündeme gelirse, belki ilave boru hatları da yapmak gerebilir. Ama ilk etapta oradan gelebilecek bir gazı rahatlıkla hem ülke içerisinde hem yurt dışında taşıyabiliriz. Bir de enerji transferinde gerek gazda gerek elektrikte Swap mekanizmaları var, bunlar da kullanılabilir. Bu, oradan gazı 10 birim alırsınız, illa aynı gazın yurt dışına çıkması gerekmez. Biz başka bir kaynaktan aynı miktarda gazı yurt dışına aktarabiliriz. Bu da mümkün. Bunlar da görüşülebilir. Zaman gösterecek.”

RUSYA'NIN İŞGALİ

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle enerji arzında herhangi bir risk söz konusu olmadığını vurgulayan Dönmez, Gazprom ile BOTAŞ’ın sık sık görüştüğünü ve mevcut durumun şu an Türkiye’yi etkilemeyeceğini tahmin ettiklerini söyledi.

AKKUYU NGS

Dönmez, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) de herhangi bir gecikme olmadığını da söyleyerek, “Şimdi Trakya için böyle bir çalışma yapıyoruz. Aslında Türkiye’nin iklim değişikliği ile birlikte karbon emisyonlarını azaltabilmesi için sadece yenilenebilir yatırımlarla ülke ihtiyacının tamamını kesintisiz, düzenli bir şekilde karşılama imkanımız yok. Kömürden çıkacaksanız, belki ileride doğalgazdan çıkacaksanız sıfır emisyonlu bir teknoloji olan nükleer güç santralleri Türkiye’nin gündeminde olmaya devam edecek” dedi.

ENERJİ MAALİYETLERİ

Enerji maliyetlerindeki artışların Türkiye’ye etkilerini de değerlendiren Dönmez, şunları söyledi: “Elektrik üretimimizin yarısı ithal kaynaklara bağlı. Doğalgaz ve kömür. Burada artan maliyetler doğal olarak elektrik üretim maliyetlerini artırdı. Geçtiğimiz yıl hükümetimiz vatandaşımıza bunun tamamını yansıtmadı. Neredeyse 100 milyar liralık bir destek sağlamış oldu. Bunun 80 milyarı doğal gazdan 20 milyarı elektrikten geliyor. Bir de akaryakıtta pandemi dolayısıyla vatandaşımız zaten sıkıntıda diye ÖTV sıfırlanmıştı eşel mobil sistemiyle, 65 milyar liralık da öyle bir katkı sağlanmış oldu. Yani geçen yıl hükümetimiz doğrudan ve dolaylı olarak desteklerle enerji sübvansiyonu adı altında 165 milyar liralık bir destek sağladı. 2022’de fiyat artışları artarak devam ediyor. Kullandığımız doğalgazın yüzde 99’unu ithal ediyoruz. Petrolün yüzde 92’sini ithal ediyoruz. Kömürde santrallerde kullanılanın yarısını ithal ediyoruz. Böyle bir fotoğraf var.”

Petrolde son haftalardaki artışın nedeninin Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş olduğunu anlatan Dönmez, taraflardan birinin dünyanın en büyük petrol, doğalgaz ve hatta kömür üreticilerinden biri olan Rusya olduğunu ve Rusya’ya dönük Batılı ülkelerin aldığı yaptırım kararları bulunduğunu hatırlattı.

Dönmez, bu fiyat seviyelerinin makul olmadığını gördüklerini ancak yüzde 92’sinin ithal edildiği bir üründeki fiyat artışlarını en düşük seviyede vatandaşa yansıtmanın gayreti içinde olduklarını ifade etti.

ZEYTİNLİK ALANLAR

Zeytinlik alanların bazı madencilik faaliyetlerine açılmasıyla ilgili de konuşan Dönmez, şunları kaydetti: “Biz zeytin düşmanı bir bakanlık değiliz. Hükümetimiz de özellikle son 20 yılda zeytin varlığını neredeyse iki katı artırdı. Sadece kendi iç talebimizi karşılamıyoruz. Bugün artık zeytinyağını biz ihraç eder hale gelmişiz. Niye böyle bir şeyi engelleyelim? Onun için bizim bu düzenlememiz tüm maden alanlarını kapsamıyor. Sadece elektrik üretim santrallerimiz, kömüre dayalı olanlar, bunlara daha önce devlet ruhsat kesmiş. Maden sahasının üstüne bir zeytinlik alan denk gelirse, tarım il müdürlüğümüz, tarım ilçe müdürlüğümüz o sahada bunun taşınması dışında başka alternatif var mı yok mu gelecek bir inceleme yapacak. Maden işleri elemanlarımız da oraya gidecek. Bir zaruret hali söz konusuysa kesme yapmayacağız, taşıma yapılacak. Kesme kesinlikle yok.”