Nedir bu genetik kodlamalar? Bilenler anlatsınlar bize. Ben bugüne kadarki yaşantımdan bazı şeyler öğrendim. Mesela, göz rengi, bazı hastalıklar, huylar ki; bu bende her zaman soru işareti uyandıran bir durum, boy pos vs.

 

Tüm bunların dışında mesela bulaşık yıkamak, çamaşır yıkamak, cam silmek, yemek yapmak, çocuk ve yaşlılara bakmak, yer silmek, eve gelenlerin ayağına terlik vermek, evde ya da kamusal bir alanda (hiç fark etmiyor, orada bir kadın varsa ondan bekleniyor) gelenlere ikramlarda bulunmak gibi sayamayacağım daha bir dolu angaryanın kadınların geninde olduğundan dolayı kadın işi olduğu safsatasına ne diyeceksiniz.

 

Arkadaş, lokantalarda, hastanelerde, sokaklarda kısaca kamusal alanda ve para karşılığı yapılan tüm işlerde bu erkek tayfası genetik kodlamayı askıya alıyor ama iş eve gelince hop bakalım orada genetik kodlama derhal devreye giriyor ve adam ayakları uzatma kodlamasına geri dönüyor.

 

Bak sen şimdi şu sahtekârlığa, ikiyüzlülüğe, hodbinliğe…

 

Para karşılığı yapılınca genetik kodlamalar hooop çöpe…

 

“Peki, kadınlar bu parasız yaptığı işlere para alsalardı aylık kazançları ne kadar olurdu” dediğimizde aldığımız cevap ne; ailesi için yapıyor…

 

Peki, sen ailen için ne yapıyorsun dediğimizde; “ben dışarıda eşek gibi çalışıyorum.”

 

“Peki, kadın evde nasıl çalışıyor” dediğimizde; sükût…

 

Diyelim ki kadınlar günlerde gezip dolaşıyorlar. Bu arada erkekler ne yapıyor? Kahveler, sokaklar, arkadaşlarıyla okey oynamalar vs. Kısaca hem erkekler hem de kadınlar gayet insani hakları olan dinlenme, gezme ve eğlenme haklarını kullanıyorlar.

 

Peki, kadınların yaptıkları işin bir ekonomik karşılığı var mı diye sorduğumuzda; cevap yok. Karın tokluğu ve yatacak yer karşılığında yaptığını görüyoruz. İşte burada devreye kutsal aile kavramı giriyor. Kadının ağzına sürülmüş en kallavi bir parmak bal “kutsal aile” kavramı.

 

Kadının sosyal güvencesi: yok. Topluma göre önce babası sonra kocası (kadın her ikisinden de her an tekme yiyebilir).

 

Eğitim, kadın eğitimsiz. Neden? Gerek yok her daim başında bir erkek var zaten…

 

Emeklilik? Yok

 

Tatil? Yok

 

Erkeklerin tüm bunlara verdiği cevap. “Onun güvencesi benim, emekliliği de benim.”

 

Peki, oldu da anlaşamadınız ve ayrıldınız. Nereye gitti güvence? Nereye gitti emeklilik?

 

Aslında tüm bunların cevabı erkeklerde var. Onlar da bal gibi biliyorlar hayatın eskisi gibi yürümediğini. Artık onlar da farkındalar, kadınlar yemiyorlar bu numaraları. Ama kadınlar tüm bunları mecburen yapıyorlar.

 

Zaman ilerleyip adamlar hafiften elden ayaktan düşmeye başladığında bu sefer kadınların iktidar alanı genişliyor ve bu adamlar o kadınların elinden çok çekiyorlar.

 

Ne zaman orta yaşı devirmiş bir adamla sohbet etsem karısından şikâyet ediyor. Ben de o zaman gençlik yıllarına bir dön diyorum. Şu an gördüğün muameleyi yaptın mı karına o zamanlar… Derin düşüncelere dalıyor…

 

Ama bunun dönüşü yok maalesef…