Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, Evrensel Gazetesi’ne yaptığı Newroz değerlendirmesinde seçimlere ilişkin görüşlerini de paylaştı:

“Bütün siyasi güçlerin Kürt sorununa ve Kürtlerin taleplerine ve elbette yeni bir anayasada bu sorunların nasıl ele alınacağına dair politikalarını ortaya koymak zorunda olmaları, bu yılın Newrozunu her zamankinden daha da anlamlı, önemli ve belirleyici kılmaktadır” şeklinde konuştu.

Tüzel, “Düne kadar yok sayılan Kürt halkı sözde kabul görmekte gerçekte ise yine yok sayılmaktadır. Çünkü halen Kürtler bir ulus olarak kabul edilmemekte, ve Kürtlerin ‘eşit haklar ve özgürlüklere dair güncel isteklerine kontrol edilemez bir noktaya gider’ korkusuyla yaklaşılmaktadır. Hele de bu ulusal direniş ve mücadelenin siyasi güçlerinin demokratik içerikli siyasetleri, iktidar güçleri açısından bir tehdit olarak algılandıkça, bunun  karşısında Kürt halkını oyalayarak yedekleme, tehdit unsurlarını sindirme ve tasfiye politikası tek seçenekleri olmaktadır. Bütün bu nedenlerle bu ‘denge’ böyle devam ettiği sürece, Kürtlerin arzu ve hak ettikleri barış, eşit haklara dayalı onurlu yaşam, demokratikleşme ve özgürlük istekleri karşılığını bulamayacaktır. Bu dengeyi bozacak ve ulusal mücadeleyi hak kazanımlarına kavuşturacak olan elbette bu Newroz’da da ortaya çıkacak olan ulusal birlik ve ülkemizin demokrasi güçlerinin bu taleplere sahip çıkmasıdır” dedi.

BİRLİK VE MÜCADELE

Kürt ve Türk emekçilerin, barış ve demokratikleşme beklentisi içinde olan tüm kesimlerin, eşit haklar ve özgürlükler mücadelesi içindeki tüm siyasi güçlerin mevcut AKP hükümetinin ve düzen güçlerinin bu beklentiye denk düşen bir çözüm iradesini taşımadıkları gerçeğini görmesi gerektiğini ifade eden EMEP Genel Başkanı Tüzel, “Burada artık bir ‘samimiyet’ beklemenin yeri olmadığı gibi egemen güçleri ‘zorlayıcı’ tek etkenin, birleşik kitlesel demokratik bir halk hareketi olacağı görülmelidir. Bundan kastın sadece Bölge ve Kürtlerle sınırlı bir mücadele ve etki olmadığı açıktır. Başından beri Kürtlerden çok ülkenin ve Türklerin sorunu olan bu konuda Türkiye güçleri olarak birlik ve mücadele vazgeçilmezdir” dedi.

GENEL SEÇİMDE ALINACAK TUTUM

Newroz ve önümüzdeki genel seçimlerin bu anlayışın hayat bulması için veriler sunduğunu belirten Tüzel, “Artık barış, ortak yaşam ve çözüm isteği toplumun önemli bir kesiminde bir karşılık bulmaktadır. İş ki bunun yürütücüsü siyasi güçler Türkiye halkının karşısına böyle bir birlik iradesiyle ve mücadele platformuyla çıkmayı başarabilsinler. Haziran seçimlerinde partimiz AKP ve düzen güçleri karşısına böyle bir demokratik birlik ve mücadele platformuyla; demokratik bir blokla çıkılmasını öngörmüş; BDP, diğer demokratik siyasi güçler, sendikal ve emek çevreleriyle bu düşünceyi paylaşmıştır. AKP ve halka vaad ettiği sorunlar, muhtemel saldırılar karşısında böylesi bir demokratik blok-güçbirliği oluşturmak her çevrede makul, olması gereken yol olarak kabul görmektedir” şeklinde konuştu.

Tüzel, “Burada ‘işçi sınıfı ve emek güçleriyle Kürt demokratik mücadele dinamiklerini, ülkemizin demokratik aydın potansiyelini buluşturmak; bu güçleri demokratik bir halk anayasası için harekete geçirmek, seçimlerde bu platformun ortak bağımsız adaylarını çıkartabilmek; bütün bunların seçim sonrasına da güçlü bir halk hareketini yürütecek bir siyasi merkez oluşturmayı gözeterek ele almak’ gibi hususlarda parlamentoda ve demokratikleşme mücadelesinde yeri olan BDP’nin tutumu önem göstermektedir” dedi.

NEWROZ’A, BİRLİĞE, GELECEĞE

Bütün mücadele güç ve dinamiklerini kucaklayacak, onların beklentilerine hitap edecek bir birlik anlayışı ve tarzıyla hareket etmeyi arzu ettiklerini söyleyen Tüzel, “Bu yaklaşıma uygun bir pratiğin bugüne kadar başarılabildiği söylenemez. Nasıl ki bugün çok daha acilleşmiş olan Kürt sorununda barış ve çözüm, beyanatlardan öte; örgütlü birleşik bir mücadeleyle kazanılacaksa, demokratik bir blok ihtiyacına vurguyla yetinmek ya da milletvekili adaylarının böyle bir anlayışla saptanacağını söylemek de bu ihtiyaca yanıt olmayacaktır. Açıktır ki bugüne kadar böyle bir blok oluşturulmuş değildir. Demokratik bir anayasa mücadelesine hizmet ve Meclis’te bu demokrasi ve barış mücadelesinin güçlü bir kürsüsünü oluşturması için, bu siyasi merkezi iradenin ülkenin tüm emek ve demokratik muhalefetini temsil eder bir kapsayıcılıkta olması önemli ve gereklidir” değerlendirmesinde bulundu.

Halkların ortak yaşam ve onurlu barışının yolunun buradan geçeceğini dile getiren Tüzel, “Şimdi hâlâ vakit varken ve geç olmadan bu mücadele dinamiklerinin halkımızın geleceğine dönük taşıdıkları sorumluluk gereği bu demokrasi bloğunu oluşturmak ve bu gücün seçim mücadele platformu ve adaylarını ortaya çıkartmak üzere hızla harekete geçmesidir. Newroz gerçekten ‘yeni gün’ olacaksa bu, alanlarda  özgürlük ateşiyle bayramını kutlayan milyonlarca Kürt ve Türk emekçinin birlik ve gelecek iradesiyle buluşmuş emek, barış ve demokrasi güçlerinin sorumluluğuyla başarılacaktır” şeklinde konuştu. Tüm halkların Newroz’unu kutlayan Tüzel, sözlerini, “Yaşasın Kürt ve Türk emekçilerinin onurlu ortak geleceği, Eşitlik, özgürlük, barış ve iş için Newroz’a, birliğe, geleceğe” diyerek bitirdi.

EVRENSEL