Mersin Emek Partisi İl Örgütü yaptığı basın açıklamasına Emek ve Demokrasi Bileşenleri de yapılan açıklamaya destek verdi.

Açıklamayı yapan Mersin Emek Partisi İl Başkanı Yusuf Kaya, “Amacı dışında faaliyet gösteren kurumları istifaya davet eden Sol Parti ve Halkevleri üyesi 20 arkadaşımızın ifadeye götürülmeleri kabul edilemezdir” dedi.

Maraş merkezli depremin ardından 24 gün geçmesine rağmen bölgedeki sorunların halen çözülmediğini, güvenli yaşam alanlarından barınma, sağlık ve eğitime kadar birçok sorunun çözülmediğini belirten Emek Partisi Mersin İl Başkanı Yusuf Kaya, “AFAD’ın yaptığı açıklamalara göre 45 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Yüz bini aşkın yaralı varken 11 ili etkileyen şehirlerden yaklaşık 14 milyon yurttaşımız depremden etkilendi ve yaklaşık 4 milyon kişide deprem bölgesini terk ederek diğer illere yerleşmiştir” dedi.

“SANSÜR VE YASAKLAR SUÇLULUK PSİKOLOJİSİNİN ÜRÜNÜDÜR”

Depremin yetkililerce “yüzyılın felaketi” olarak adlandırılmasının sorumluluklarını kapatmak olduğunu ifade eden Kaya, “Depremi 'kader' olarak gösterme çabasının olduğu açıktır. Kentlerin fay hattı üzerine yapılması, imar afları ve halkın yaşam ve konut hakkının rantiye ve kara kurban edilmesi, toplanan deprem vergilerinin bu alanda kullanılmaması enkaz olarak ülke halklarının başına yıkılmıştır. Sorumluluk mevkiinde bulunanların basın yayın kuruluşlarına sansür uygulayarak yasaklamaya çalışması da suçluluk psikolojisinin ürünü olarak tezahür etmektedir” şeklinde konuştu.

"OHAL DÖNEMİNİ ANIMSATIYOR"

Devleti “şirket gibi yöneten” anlayışın kurumların içini boşalttığını ifade eden Kaya, “Liyakata son veren ve sadakati esas alan atamalar, halkın vergileriyle toplanan bütçeden ayrılan ödenekler, vatandaşlardan toplanan bağış ve yardımlar ile finanse edilen Kızılay gibi kurumların deprem gününde bile depremzedelerin ihtiyaçlarını para ile satması kurumların ne denli çürüdüğünü göstermektedir. Amacı dışında faaliyet gösteren bu kurumlarda sorumlu olanları istifaya davet eden Sol Parti ve Halkevleri üyesi 20 arkadaşımızın evlerinden alınarak emniyet müdürlüğüne ifadeye götürülmeleri kabul edilemez bir uygulamadır. Bu uygulamayı protesto etmek ve kamuoyunu bilgilendirmek için 28 Şubat 2023 Salı günü saat 12.30’da Valilikçe basın açıklaması için ayrılan alanlarda Özgür Çocuk Parkında yapılmak istenen basın açıklaması güvenlik güçlerince hukuksuz bir şekilde engellenmiş yaklaşık 45 dakika sonra Valiliğin yasaklama kararı getirilerek ilgililere tebliğ edilmiştir. Bu yapılanlar OHAL dönemini hatırlatmaktadır” ifadelerine yer verdi.

"GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRMELİYİZ"

Depremlerde, iş cinayetlerinde, sokaklarda ölmenin serbest olduğunu ancak sorumlu olanları eleştirmenin yasak olduğunu ifade eden Kaya, “Yaşam hakkını savunmak, ilgilileri istifaya davet etmek yasaktır denilmek isteniyor. Kurumlar yetersiz kalırken Türkiye halkları büyük bir dayanışma örneği göstererek yaralarımızı birlikte sarmanın tek seçenek olduğunu göstermiştir. Eşit haklar temelinde demokratik bir ülkede barış içinde bir arada yaşamak için ellerimizi ve güçlerimizi birleştirmeye devam etmeliyiz. Depremde zarar gören bütün illeri yeniden inşa ederek güvenli ve insanca yaşam alanları oluşturulması gerekiyor. Bunlar yapılırken de sorumlular istifaya davet edilmesi ve bağımsız yargı önünde hesap vermelerinin istenmesi temel talep olarak önümüzde durmaktadır” dedi.

HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILACAK

Kaya, “Mersin Valiliğin 28 Şubat tarihli 15 günlük süreli yasaklama kararı temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğu kadar başta siyasi partiler olmak üzere bütün demokratik kamuoyuna susturma girişimidir. Yani OHAL’siz OHAL uygulamasıdır. Bu kararın yürütülmesinin durdurulması talebine ilişkin hukuki süreç tarafımızca sürdürülecektir” ifadelerini kullandı.