İstanbul’da toplu taşıma ücretlerine yapılan yüzde 40 zamla ilgili açıklama yapan Emek Partisi İstanbul İl Örgütü, zamlarla birlikte İstanbul’da işine gitmek için evinden çıkan asgari ücretli bir emekçinin aldığı maaşın yedide birini ulaşıma vermek zorunda kalacağına dikkat çekti.
Açıklamada "İstanbul’da ulaşıma yapılan yüzde 40’lık zam geri alınsın" denildi.
AKP'nin yarattığı krize karşı somut adımlar atmak yerine hedefe emekçilerin koyulduğunun ifade edildiği açıklamada, "Seçim sonrası AKP’nin yıllar süren talanından sonra farklı bir İstanbul vaat eden İBB yönetimi de AKP’nin yarattığı krize karşın somut adımlar atmak yerine; tabloda hedefe emekçileri koyarak çözümü her koşulda ulaşıma zam yapmakta buluyor" ifadeleri yer aldı.
Emek Partisi (EMEP) İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros imzalı açıklamada, İBB’ye bağlı İstanbul İstatistik Ofisinin kendi yaptığı araştırmaya göre, İstanbul’da yaşayan emekçilerin en az yüzde 57’si geçim kaygısı yaşadığı, yüzde 60’tan fazlasının ise geçinebilecek kadar kazanmadığının belirtildiği hatırlatıldı.
Açıklamada "Ortada iktidarın yarattığı tam anlamıyla bir yoksulluk ve sefalet tablosu dururken, emekçiler pahalılıktan dolayı mutfak alışverişi yapamazken, milyonlarca emekçi bankalara borcunu ödeyemezken; İBB’nin artan ulaşım maliyetleri ve giderlerini gerekçe göstererek yaptığı bu zam ile işçi ve emekçilerin yaşamını daha da katlanılamaz hale getiriyor" denildi.
KRİZİN YÜKÜ EMEKÇİLERİN SIRTINA YIKILAMAZ!
Ulaşım, su gibi en temel insani hizmetlerin kâr amacı güdülmeden sağlanması gerektiğine dikkat çekilen ve yapılan zammın derhal geri alınması talep edilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"AKP’nin Türkiye’de yarattığı ekonomik kriz şartları her yerel yönetim açısından zorlayıcı bir hal yaratmıştır fakat her kriz tablosunda emekçileri daha da büyük bir krizin içerisine itecek politikalar ancak sermayenin çıkarlarını koruyan politikalardır. Böylesi bir dönemde İBB’nin ulaşım giderleri gerekçe göstererek “zam yapmak zorundayız” yaklaşımı ile ulaşımdaki krizin faturasını emekçilere kesmesi halk düşmanı bir politikanın ürünüdür. Bugün İstanbul’da emekçilerin binlerce derdin altında eziliyor; iktidar İstanbul’daki tüm yaşam alanlarını ve altyapı hizmetlerini yandaş sermaye gruplarına bir bir dağıtıyor. Sermaye için İstanbul’un en önemli ekolojik ve doğal alanları yağmalanıyor, halkın nefes alabileceği, hayatını sürdürebileceği bir İstanbul’dan gün gün uzaklaşılıyor.
İstanbullu emekçiler tüm bu ağır koşullar altında ezilirken, bir darbe de İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yemiş durumda. Seçim sonrası AKP’nin yıllar süren talanından sonra farklı bir İstanbul vaat eden İBB yönetimi de AKP’nin yarattığı krize karşın somut adımlar atmak yerine; tabloda hedefe emekçileri koyarak çözümü her koşulda ulaşıma zam yapmakta buluyor.
BU KARA TABLOYU DEĞİŞTİRMEK, İŞÇİ SINIFININ VE EMEKÇİLERİN ELİNDEDİR
Her halükarda emekçiler zarar ederken sermaye kazanıyor; sermayenin eli, işçi ve emekçilerin cebinden çıkmıyor. Tablo çok açık ve net; sermayenin her renkten bütün partileri, işçi ve emekçileri hiçbir şekilde düşünmüyor. Onlar sadece kapitalistlerin servetini büyütmenin ve halkın tepesine binmenin derdinler! İşçi ve emekçiler, örgütlenerek birliğini sağlamadığı sürece bu kara tablonun değişmesi ise mümkün değil.
Ulaşım, su gibi en temel insani hizmetler belediye tarafından kâr amacı güdülmeden sağlanmalıdır. Şirketlerin karları garanti altına alınarak yapılan halk düşmanı ihale düzenine son verilmeli, İstanbul’un tüm hizmetleri, emekçilerden alıp sermayeye garanti yaratan bir düzenden sıyrılmalıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ulaşıma yaptığı zammı derhal geri almalıdır. İşçi ve emekçi halk, zamlara, yoksulluğa, hayat pahalılığına, krizin ve salgının yüklerine karşı harekete geçmelidir. Emek Partisi olarak işsizliğe, sefalete, geleceksizliğe mahkum edilen milyonlarca işçi ve emekçiyi, yoksulluğa ve sömürüye karşı birleşmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz."
Kaynak: Evrensel