EMEK Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

Gürkan, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar, kadınlara reva görülen koşullara karşı onları ortaklaştıran yoksulluk, işsizlik, kriz, eşitsizlik ve şiddete karşı taleplerini haykıracak. Kapitalist sömürü düzenine karşı emekçi sınıflarla birliklerini güçlendirmeye, cesaretlerini, umutlarını ve mücadelelerini büyütmeye devam edecek Güvenceli iş, şiddetsiz yaşam ve eşitlik için meydanları dolduracağımız bugün de, tüm dünya ülkelerinin emekçi kadınlarına selam olsun” dedi.

EMEK Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan’ın “Güvenceli İş, Şiddetsiz Yaşam Ve Eşitlik İçin Örgütlü Mücadele!” başlığı ile yayımladığı açıklama şu şekilde:

"Emekçi kadınların mücadele ve dayanışma günü 8 Mart’ı, etkilerini ağır biçimde yaşadığımız pandeminin yıl dönümünde karşılıyoruz. Ekonomik krizin etkilerinin ağırlaştığı, halk sağlığının hiçe sayıldığı, işçi ve emekçilerin korunması için önlemlerin alınmadığı, şiddet – eşitsizlik- baskı- işsizlik – yoksulluk karşısında korunmadığımız, halkın kaderine terk edildiği bir yıl yaşadık.

Salgın, emekçilerin sürü bağışıklığına terk edilmesiyle birlikte adeta bir işçi hastalığına dönüştü.

Pandemi öncesi baş gösteren ekonomik krizin faturasını halkın sırtına yıkmak isteyen patronlar ve hükümet, pandemiyi fırsat bildi. Pandemi sürecinde patronların kârına hizmet etmek için atılan her adımın sonuçları, kadın emekçiler için daha da ağır oldu. Bu süreçte okulların kapanması, sokağa çıkma yasakları ve evde kal çağrıları ile çalışmayan ya da çalışamayan hane halkının evde kalması nedeniyle kadınların sırtındaki bakım yükleri arttı. Çocuk bakımı için çözüm bulamadığı için işi bırakmak zorunda kalan kadınların sayısı hızla arttı.  Kadınlar, bu sürede üzerlerine yığılan ev içi angaryadan adeta nefes alamaz hale geldi.

Tüm bunlarla beraber 2020 yılında Türkiye’de en az 300 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 171 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayıtlara geçti. Kadınlar canıyla uğraşırken hükümet kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin güvenceler veren İstanbul sözleşmesini tartışmaya açtı, kamuoyunda çocuk istismarcıları affetme tasarısı olarak bilinen düzenlemeyi defalarca gündeme getirdi, kadınların kazanılmış haklarına göz diktiğini her fırsatta ilan etti.

Ancak tüm bu karamsar tabloya karşı 8 Mart’ın tarihinden öğrendiğimiz gibi, bu yıl da kadınlar kazanılmış haklarına, hayatlarına yönelik her saldırıya karşı, hayattan koparılan her kız kardeşi için meydanları terk etmedi, kendine reva görüleni kabul etmedi.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar, kadınlara reva görülen koşullara karşı onları ortaklaştıran yoksulluk, işsizlik, kriz, eşitsizlik ve şiddete karşı taleplerini haykıracak. Kapitalist sömürü düzenine karşı emekçi sınıflarla birliklerini güçlendirmeye, cesaretlerini, umutlarını ve mücadelelerini büyütmeye devam edecek.

Güvenceli iş, şiddetsiz yaşam ve eşitlik için meydanları dolduracağımız bugün de, tüm dünya ülkelerinin emekçi kadınlarına selam olsun!"

Yaşasın 8 Mart!