Emek ve Özgürlük İttifakı, seçim ittifakı konusunda anlaşmaya vardı. Yapılan açıklamada, seçime Emek ve Özgürlük İttifakı olarak girme kararı alındığı ifade edildi.

Bugün yapılan toplantıda TİP ve EMEP ittifak içinde ama kendi adlarıyla girme taleplerini dile getirdi. HDP ve diğer bileşenler son seçim sistemine göre yapılan seçim simülasyonunda bunun ittifakın zararına olacağını belirttiler. Yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varıldı ve "ittifakın bileşeni olan tüm güçlerin kazanımlarını koruyup geliştirecek yol ve yöntemler esas alınacak" denildi.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) Eş Başkanları, Başkanları ve Sözcüleri bugün, 16 Mart 2023’te deprem ve sel felaketleri, derinleşen krizler, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerindeki tutumlarından oluşan gündem başlıklarını görüşmek üzere Ankara’da toplandı.

Toplantının ilk bölümünde, 14 Mayıs’ta yeni seçim mevzuatının uygulanacağı ve dolayısıyla “artık oy” sözkonusu olmayacağı gerekçesiyle HDP’nin tek/ortak liste talebi kabul edilmedi. Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emek Partisi (EMEP), “görünür olmak ve kendi oy potansiyellerini ölçmek” amacıyla kendi amblemleriyle seçimlere girmeyi öngördüklerini dile getirdi.

TİP, sol seçmen beklentilerini karşılayacak şekilde bazı illerde gösterecekleri adaylarla milletvekili çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, HDP veya Yeşil Sol Parti logosuyla 81 ilde tek listeyle girilmesine karşı çıktı. TİP, Hatay, İstanbul ve Tunceli gibi bazı illerde kendi adaylarıyla kendi amblemiyle seçime girilmesi üzerine çalışma yürüttüğünü aktardı.

İllerde “milletvekili kaybı olmaması” hedeflenecek

Toplantının ilk bölümünde uzlaşma sağlanamaması üzerine daha dar katılımlı ikinci bölüme geçildi. Bu bölümde HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar ile TİP Lideri Erkan Baş ve EMEP Genel Başkanı Akdeniz arasında müzakere yürütüldü. Sonuçta, Emek ve Özgürlük İttifakı adıyla Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) ittifak protokolü sunularak, Genel Seçimler’e girilmesinde uzlaşma sağlandı ancak tek liste yerine bazı illerde ortak, bazı illerde ayrı listelerle seçime girilmesi kararı ortaya çıktı.

Toplantının ardından sonuç bildirgesi yayımladı. Bildirgenin tam metni şöyle:

"16 Mart Halepçe ve Beyazıt Katliamlarının yıldönümüdür. Böylesi katliamların bir daha yaşanmayacağı, yüzleşme kültürünün yerleşik hale geldiği ve her alanda gerçek adaletin tesis edileceği bir düzeni inşa etmek için var gücümüzle çalışıyoruz.

İktidarın halk düşmanı, ranta ve talana dayalı politikaları, krizlere yol açarak toplumun bugününü ve yarınını tehdit ediyor. 6 Şubat Maraş Pazarcık merkezli depremlerde ve 15 Mart Urfa ve Adıyaman merkezli sellerde yaşanan yıkımlar, can ve mal kayıpları, bu politikaların en açık ve trajik göstergesi olmuştur. Yaşanan felaketi “doğal afet veya kader planı” olarak değerlendirmeyi, normalleşme adı altında kanıksatılma ve unutturma çabalarını kesinlikle reddediyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı olarak bu halk ve doğa düşmanı iktidarı ve felaketlere zemin hazırlayan düzeni değiştireceğimizi, sorumlularından hesap soracağımızı ve insan onuruna yaraşır bir yeni yaşamı inşa edeceğimizi taahhüt ediyoruz.

Türkiye’nin kaderini değiştirecek bir seçimin arifesindeyiz. Toplumun beklentilerini umuda çevirecek, demokratik ve özgür bir geleceği inşa edecek tarihsel ve siyasal sorumluluğumuzun bilinciyle;

Mücadele ittifakı olarak başlattığımız süreci, genişleyerek bir seçim ittifakı haline de getirmek üzere bir irade ortaya çıktı. Seçime, Emek ve Özgürlük İttifakı olarak girme kararı alındı. Teknik çalışmalarda HDP başta olmak üzere ittifakın bileşeni olan tüm güçlerin kazanımlarını koruyup geliştirecek yol ve yöntemler esas alınacak.

Gündem başlıklarımızdan biri olan cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili geniş çaplı bir tartışma yürüttük. Depremden sonra cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecini tekrar değerlendirme kararı almıştık. Bugün yürüttüğümüz tartışma neticesinde oluşan ortak tutumumuzu en kısa zamanda bir basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşma kararı aldık.

Siyasi yasakların ve davaların, şiddetin ve baskının artarak devam ettiği bir atmosferde, seçim süreci ve sandık güvenliğine dair tüm toplum kesimleriyle sürdürdüğümüz ortak çalışmaları hız kazandırarak devam ettiriyoruz.

8 Mart’ta sokakları mora boyayan kadınların mücadelesinden aldığımız güçle, Newroz ve 1 Mayıs meydanlarını dolduracağız. Bütün demokrasi güçleriyle birlikte 15 Mayıs’ı kazanacağız. Tek adam rejimine son vereceğiz.

Dayanışma, mücadele ve umutla…"