Binlerin katıldığı etkinlikte “Yol Haritası”nı açıklayan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın temsilcileri, halklara ortak mücadele yürüyüşlerine katılma çağrısı yaparak, “İddiamız da hedefimiz de büyüktür. Yürüyüşümüz de çok büyük olacaktır” dedi. 

Emek ve Özgürlük İttifakı, “Yol Haritası”nı içeren deklarasyonu, Haliç Kongre Merkezi’nde açıklıyor. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüleri Esengül Demir ve Cengiz Çiçek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı (EMEP) Ercüment Akdeniz, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Perihan Koca, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Sözcüsü Özge Akman, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem Sözcüleri Dilşad Canbaz ve Barış Kayaoğlu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanları Özlem Gümüştaş ve Şahin Tümüklü, Yeşil Sol Parti Eş Genel Başkanları İbrahim Akın ve Ayşe Erdem, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanları Canan Yüce ve Cavit Uğur, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Eşsözcüleri Kezban Konukçu ve Sezgin Kartal ile ittifakın bileşen partilerinin milletvekilleri ile temsilcileri de yer aldı.

Salonda üzerinde “Demokrasi”, “Özgürlük”, “Eşitlik”, “Kadın”, “Emek”, “Barış”, “Doğa”, “Gençlik” yazan loliloplar koltuklarda yer aldı. Ayrıca salonda, “Birlikte Değiştireceğiz” , “Emek ve Özgürlük İttifakı” pankartları asıldı. 

Kongre merkezinin giriş kısmında Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yelken bayrakları dizilirken, salonda sahnede bulunan dev ekranda ise ittifak bileşenlerinin logolarının olduğu jenerik gösterildi. 

HALAYLAR, ZILGITLAR 

Buluşmaya, kadınından gencine, işçisinden siyasetçisine birçok kesim renkleri ve farklılıkları ile katıldı. İşçiler kongre merkezine “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganları ile giriş yaparak taleplerine dikkat çekti. Zılgıtlar eşliğinde halay çeken yüzlerce kişinin coşkusu şölene dönüştü. İşçiler kasklarıyla, kadın işçiler de zılgıt atarak uzun süre halay çekti. Farklı halklar da çekilen halaya katılarak omuz omuza mücadele mesajı verdi.

TUTUKLU YAKINLARI SALONDA 

Aylardır İstanbul’da polis saldırılarına rağmen Adalet Nöbeti eylemlerini sürdüren tutuklu yakınları ile Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, üzerinde “Hasta tutsaklara özgürlük” yazılı önlüğüyle kortej halinde etkinliğe katıldı. Kongre bahçesinden yürüyüşle gelen tutsak yakınları ve anneler, “Bijî berxwedana zindanan”, “Jin, jiyan, azadî” sloganı ve zılgıtları ile salona giriş yaptı. “Hasta tutsaklara özgürlük” yazılı önlükler giyen anneler, bu sırada ayakta alkışlanarak karşılandı.

‘BÊ SEROK JİYAN NABE’ SLOGANLARI 

HDP Gençlik Meclisi ve gençlik örgütleri de “Bê serok jiyan na be” ve “Bijî Serok Apo” sloganları ve zafer işaretleriyle salona kortej halinde giriş yaptı. Gençler uzun süre PKK Lideri Abdullah Öcalan lehine sloganlar atarak, İmralı’daki tecrit ve 18 aylık haber alınamama haline dikkat çekti. 

İŞTEN ÇIKARILAN İBB İŞÇİLERİ SALONDA

İşçilerde, eşit işe eşit ücret talepleri ile kortej halinde salona giriş yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından işten çıkarılanlar, ellerinde “İşimizi geri istiyoruz” dev pankartı ile salona giriş yaptı. 

İMRALI’YA SELAM SLOGANLARI

Salonu dolduran binlerce kişi, “Biji berxwedana gelan”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek” , “Kurtuluş yok tek başına ya hiç birimiz ya hep beraber”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. Gençlerin aralıksız attıkları slogan ise, “Be Serok jiyan nabe”, “Gençlik Apo’nun fedaisidir”  sloganları oldu. 

DEKLARASYON OKUNDU

Ardından toplumsal eylem ve etkinlikleri içeren kısa bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Emek ve Özgürlük İttifakı'nın deklarasyonunu, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Melis Akyürek ve Emek Partisi’nden (EMEP) Levent Gökçek okudu. Deklarasyonun ardından ittifakın bileşen partileri kürsüde konuşma gerçekleştirdi.

EHP: BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK İÇİN YOLA ÇIKTIK

İlk olarak konuşan EHP Sözcüsü Özge Akman, ittifakın üç temel kavram üzerinden yola çıktığını belirterek, emek, özgürlük ve barış için yola çıktıklarını belirtti. Akman, “Bugün ülkede mevcut ekonomik durum her birimizi büyük bir zorluğun içerisinden geçiriyoruz. Dış borcun batağına düşmüşüz, her konuda dışa bağımlılığın batağına düşmüşüz, ucuz kredilerle her yeri betonlaştırmanın batağına düşmüşüz. Bu halkımıza nasıl yansıyor? Enflasyon olarak, yoksulluk olarak, işsizlik olarak yansıyor. Enflasyonumuz sıcak savaşın içinde olan ülkelerden bile daha yüksek. O konuda dünya beşincisiyiz. İnsanlarımız yoksulluk çekiyor. Bu ülkede insanlar eğer ekmeğe bile ulaşmak bir sorun haline geldiyse, tarım ve gıda üretimi alanlarında kamulaştırmalar yapmamız ve büyük ölçüde kamu yatırımları yapmalıyız demektir. Eğer bu ülkede insanlarımız elektrik faturasını ödeyemediği için karanlıkta oturuyorsa, enerji sektöründe kamulaştırmamız ve kamusal yatırımlar yapmamız demektir. İnsanlar, hastane kapılarında inim inim inliyorsa sağlık sektöründe kamu yatırımları yapmalıyız ve kamulaştırmaya gitmeliyiz. Neden mi? Çünkü halkın temel ihtiyaçlarını özel sektörün insafına bırakamayacağımızı gördük. Temel ihtiyaçlar özel sektörün insafına bırakılamaz” diye konuştu.

BARIŞ, MÜZAKERE, DİYALOG VURGUSU 

Akman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Demirtaş yerel seçimlerde bir söz söyledi. Dedi ki ‘bağrınıza taş basın da öyle oy verin’. Oyları aldınız seçilenler. Peki bir kere bile sordular mı, ‘Kürt halkı nede bağrına taş bastı’ diye. İşte biz Kürt halkına bağrına neden taş bastığını sormak için yola çıkıyoruz. Diyoruz ki barış olacak, diyoruz ki diyalog olacak, diyoruz ki müzakere olacak. Ve bu sayede Kürt sorununu adil ve demokratik bir şekilde çözeceğiz. Kürt halkının bağrına, Kürt halkının kalbine yerleşmenin yolu budur. Ortak mücadelemizi daha da büyütmeliyiz. Bu tek adam rejimi bizim her defasında sesimizi bozmaya çalışıyor. Ama bizim böyle gitmeye hiç mi hiç niyetimiz yok. Kabul etmiyoruz otoriter rejimi, kabul etmiyoruz bu rejimi. Demirtaş demişti ki; ‘seni başkan yaptırmayacağız’. Biz de diyoruz ki seni başkanlıktan göndereceğiz. Ortak mücadeleyi büyütüyoruz. Alternatif biziz.”

EMEP: İKİ KUTUPLU BURJUVA SİYASETİNE HAYIR DİYORUZ

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İran’da ahlak polisi tarafından katledilen Mahsa Amini’yi anarak sözlerine başladı. Akdeniz, “Kalbimizin yarısı buradaysa, yarısı İran’dadır. Otokratik rejime karşı başkaldıran kadınların özgürlük mücadelesindedir” dedi. Akdeniz, ne tek adam ne de restorasyonucu siyaseti istemediklerini belirterek, halkın en iyi ittifaka ihtiyacı olduğunu vurguladı. 

Akdeniz, “Ne tek adam ne restorasyoncu diyoruz. Halkımız en iyisine layıktır. O yüzden geliyoruz. İki kutuplu burjuva siyasetine hayır diyoruz. Emek, özgürlük, halkın ittifakı geliyor. Bu daha başlangıç diyoruz. Yürüyoruz, yolumuz uzun, yolumuz zorlu. Bütün sol sosyalist partilere sesleniyoruz: gelin birleşelim. Öyle uzaktan dayanışma ile olmaz. Halk birleşin diyor. İşçilere, sendikalara, emek ve meslek örgütlerine çağrı yapıyoruz. İşçi sınıfı, emekçiler sizler bu ittifakın merkezindesiniz. Buyurun gelin, birlikte örgütleyelim. Aydınlara, edebiyatçılara, yazarlara sesleniyorum. Gelin birleşelim” dedi.

‘UMUDUMUZ VAR, HALKLAR KAZANACAK’

Akdeniz, “Bizim bir umudumuz, düşümüz, rüyamız var. Çocuklar okula gittikleri zaman yanındaki çocuğun beslenme çantasına bakıp gözleri yaşarmasın diye böyle bir Türkiye düşlüyoruz. Bunun için birleştik. Gündüzlerinde işsiz gezilmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir Türkiye istiyoruz. Bunu hep birlikte başaracağız, birlikte kazanacağız, Kürt, Türk ve Ortadoğu halkı kazanacak. Halklar kazanacak” diye konuştu.

BULDAN: YENİ ZAFERİMİZ YAKIN

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, kitleyi Kürtçe ve Türkçe selamladı. Buldan, HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Aysel Tuğluk ile cezaevinde bulunan tutuklu siyasetçilere selam yolladı. Buldan, bugün demokrasi için önemli bir adım atıldığını vurgulayarak, “Kararlılığımızla, çözüm gücümüze, coşkumuzla gümbür gümbür geldiğimizi gösterdiğimiz önemli bir gün. Değiştirmeye geliyoruz. Yeni bir başlangıç yapmaya geliyoruz. Demokrasinin önündeki tüm kilitleri hep birlikte açmaya geliyoruz. Hedefimiz gerçek demokrasi yolumuz Üçüncü Yol’dur. Çözüm için gerekli olan yolda bizdedir, bizlerdedir. Çünkü yolumuz Mahirlerin, İboların, Mazlumların, Musa Anterlerin, Mehmet Sincarların, Deniz Poyrazların yoludur. Mirasımızı Seyit Rızaların, Denizlerin dik ve onurlu duruşundan alıyoruz” dedi.

Buldan, şöyle devam etti: “Yeni Zaferimiz 7 Haziranlar kadın yakındır. İddiamız da hedefimiz de büyüktür. Dolayısıyla yürüyüşümüz de çok büyük olacaktır. Savaşların değil, barışın hakim olduğu bir coğrafya yaratmak için geliyoruz. Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözüm için geliyoruz. Onarıcı bir adaleti kanayan tüm yaralarımızı sarmak için hayata geçirmek için geliyoruz. Güzel sabahlara güneş olmak için hep birlikte yola çıktık geliyoruz rant ve yolsuzluk kanallarını kapatmak için geliyoruz. Çorlu annelerinin, Roboski annelerinin, Cumartesi annelerinin, adalet arayışındaki barış annelerin ve onların haykırdığı barışı hayata geçirmek için geliyoruz. Kadınlar için geliyoruz, saçı göründüğü için katledilen Mahsa Amini’ye can olmak için geliyoruz gençlerin özgürlüğü için geliyoruz, gençlerin yarınları ve geleceği için geliyoruz. Sevgili işçiler emekçiler sizler için geliyoruz. Kayyım rejimini darbeler mezarlığına gömmek için geliyoruz. Çözüm de çözüm gücü de biziz. Bizim hikayemiz güzel ve aydınlık günlerle buluşma hikayesidir. Hoş geldin demokrasi adalet ve barış demek için günler yakındır. Yolunuz ve yolumuz açık olsun.”

SANCAR: HALKLARA KARŞI TARİHİ SORUMLULUK 

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, kitleyi Kürtçe selamlayarak, bugünün tarihi bir gün ve önemli bir gün olduğunu vurguladı. Sancar, “Mücadele yolculuğumuzun önemli dönemeçlerinden biri. Kürt halkının demokratik siyasi mücadele birikiminin Türkiye halklarının iradesiyle buluşması yeni bir evrenin başladığı gün. Hayırlı olsun kutlu olsun hepimize. Bu ülke 10 yıllardır savaş politikalarıyla, sömürü düzeniyle, talan ve yalanla yönetiliyor. Şimdi biz savaşa karşı barışı, sömürüye karşı eşitliği ve onuru, talana karşı adaleti yalana karşı hakikati savunmak için birleştik, bir araya geldik ve büyük bir yürüyüşü başlatıyoruz. Bu yürüyüş emek ve özgürlük, demokrasi ve barış, adalet ve hakikat yürüyüşüdür. Bu yürüyüşü büyüteceğiz büyütmek, bizim bu ülkenin halklarına karşı tarihi sorumluluğumuzdur. Bu birliktelik şimdi direniş ortaklığı her türlü zulme zorbalığa, sömürüye, savaşa karşı mücadele ortaklığıdır ama büyüyecek genişleyecek bu birliktelik ve geleceğin kurucu gücü haline gelecek” şeklinde konuştu.

Parti temsilcilerinin konuşmaları devam ederken, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla sunucu Mazlum Jinda, Hozan Hogir'in "Heyran" şarkısını seslendirdi. 

SMF: İTTİFAK ALTERNAT ORTAK MÜCADELE

SMF Eş Dönem Sözcüsü Barış Kayaoğlu, ittifakın toplumsal mücadele açısından önemli olduğunun altını çizdi. Kayaoğlu, “AKP-MHP iktidarı başta olmak üzere bir bütün burjuva egemenlik sistemi karşısında geniş halk kitlelerini birleştirmek, somut demokratik kazanımlar yaratmak ve önümüzdeki sürecin ortaya çıkaracağı avantajlı ve dezavantajlı siyasal zemini doğru okuyarak siyasal konum almak ve devrimci temelde hazırlık yapmak günün tayin edici politik görevlerinden biridir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu politik görevler ve ihtiyaçlar zemininde atılmış önemli adımlardan birini ifade etmektedir. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ortaya koymuş olduğu alternatif ortak mücadele cephesi, bu süreci örmede atılmış olan önemli politik kazanımlardan biridir. 

Toplumsal mücadele cephesinde önemli kazanımlardan biri olan Emek ve Özgürlük İttifakı’nı büyütmek ve geniş halk yığınlarında, somut maddi bir güce dönüştürmek önümüzdeki başlıca görevlerden biridir. Bu anlayışla işçi sınıfı ve emekçiler başta olmak üzere, tüm ezilenleri, Kadınları, Gençleri, LGBTİ+'ları Emek ve Özgürlük İttifakı etrafında birleşmeye ve toplumsal mücadeleyi birlikte yükseltmeye davet ediyoruz” diye seslendi.

TİP: TARİHİ YENİDEN YAZACAĞIZ

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, ittifakın tarihi bir öneminin olduğu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Bize bir şey dayatılıyor kardeşler, Türkiye’de tarihsel bir kırılma yaşanırken, bölgemizde tarihsel bir kırılma yaşanırken, işçiler, gençler, kadınlar, Kürtler, Aleviler siz sadece izleyebilirsiniz diyorlar. Sadece destek olabilirsiniz, sadece alkışlayabilirsiniz. Biz bunu reddetmeye geldik. Biz buraya tarihi izlemeye değil, tarihi yeniden yazmaya geldik. Tarihi ve geleceği ellerimizle yazmaya geldik. Bizim ittifakımız halkın izleyici değil, müdahil olacağı bir sürecin adımlarını atıyor. Bugün burada bir ittifakı ilan ediyoruz. Dışarıdan bakanlar diyebilir ki, Türkiye’de artık yeni bir ittifak daha var. Oysa unutulmaması gereken bir şey var, Türkiye’de artık yeni bir ittifak daha var, unutulmaması gereken bir şey daha var, biz Türkiye’nin en yeni ittifakı olabiliriz ama bu toprakların en köklü ittifakıyız. Bizim 1960’larda TİP’in o zaman doğu mitingleriyle başlamış, bizim ittifakımız 12 Mart idam sehpalarında ‘Yaşasın Türk ve Kürt halkının kardeşliği’ diyen Deniz Gezmişlerle başlamış, bizim ittifakımız 12 Eylül zindanlarında faşist cuntaya karşı direnişle kurulmuş bir ittifaktır bizim ittifakımız. 90’lı yıllarda yargısız infazlara köy boşaltmalara karşı Cumartesi Anneleri kurdu bizim ittifakımızı. Doğrudur zaman zaman ayrı düştüğümüz anlar olmuştur ama yüreklerimiz her zaman birlikte atıyordu, o yüzden bugün burada Türkiye tarihinin en köklü ittifakını birlikte ilan ediyoruz.”

AKP-MHP’nin kaybetmek üzere olduğunu belirten Baş, “Halkımızın geniş bir kesiminin bu duygu düşüncelerle bizi takip ettiğini biliyoruz. Şunu da elbette görüyoruz, halkımızın bir kısmı 20 yıllık ceberut iktidardan kurtulmanın heyecanını yaşarken, elbette acaba mı sorularını soruyor ve kaygılar yaşıyor. Acaba mı diye soran tüm yurttaşlarımıza sesleniyorum: Emek ve Özgürlük İttifakı saray rejimine karşı mücadelenin en kararlı gücüdür. Bizler bu ittifakı oluşturanlar, ülkemizin halkımızın bu iktidardan kurtulmak için bedeli ne olursa olsun, mücadeleyi göze almış insanlarız. Biz Gezi’nin en güzel çocuklarının yoldaşlarıyız. Biz Suruç’ta 10 Ekim katliamlarında IŞİD barbarlarına teslim olmayanlarız. Biz kentleri bombalanan seçilmişleri esir alınan, her gün her saat bu iktidarın baskısına zorbalığına, hukuksuzluğuna karşı yarım adım bile geri atmayanların temsilcisi olmaya çalışıyoruz. Dost düşman herkes bilsin, bundan sonra aynı kararlılıkla ve mutlaka çok daha güçlü olarak bu mücadeleyi büyüteceğiz ve bu kavga sonuna kadar devam edecek. Yarım adım geri atmayacağız. Biz kurtarıcı beklemeyenlerin ittifakıyız. Biz bu ülke kurtulacaksa ancak halk birleşirse kurtulur diyenlerin ittifakıyız. Biz buradan bir kez daha teyit ediyoruz ve söz veriyoruz. AKP’yi Recep Tayyip Erdoğan’ı sandığa gömecek ittifakız biz” diye konuştu.

TÖP: HALKÇI BİR SEÇENEK

TÖP Dönem Sözcüsü Perihan Koca, ittifakının halkçı bir seçenek olduğunu söyledi. Koca, Türkiye’nin kurtuluşu için son derece tarihsel, tayin edici bir dönemin eşiğinde ittifakın halkın tek seçeneği olduğunu ifade etti. Koca, “İttifakımızı işçilerle, emekçilerle, kadınlarla, gençlerle, Alevilerle, Kürtlerle, bu gidişat böyle gitmez diyenlerle, bu memleketin her bir öznesiyle kuruyoruz. Devasa bir yıkım ve enkazla karşı karşıyayız. Ekonomi krizde, devlet krizde, siyaset krizde, toplum krizde. Çünkü kardeşler, memleketi boğazına kadar pisliğe batırdılar. Memleketi mafyalarıyla çeteleriyle, yobazlarıyla, dinbazlarıyla, para babalarıyla boğazına kadar suça batırdılar. Kendi bekaları için halka karşı savaş ilan ederek, adım adım memleketi faşizme doğru sürüklüyorlar. Bir avuç azınlık dışında hiçbirimiz güvende değiliz. Çünkü bu suç düzeninde, bu yağma düzeninde iş yok, ekmek yok, aş yok. Çünkü bu saltanat düzeninde barış yok, eşitlik yok, adalet yok, özgürlük yok. Hal böyle iken kardeşler, birileri de kürsülere çıkıp sabredin diyor. Seçimi bekleyin aman ha sandığı bekleyin diyor. Bu halka halksız bir demokrasi vaat ediyorlar. Bizim bu masallara da bu yalanlara da sahte umutlara da karnımız tok. Halkımızı kötünün iyisine bir ehveni şere mahkum etmeyeceğiz” diye belirtti.

Koca, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlan ediyoruz kardeşler, bu faşist karanlığı yeneceğiz, saray saltanatını yıkacağız. İlan ediyoruz, onları o başkanlık koltuklarından indireceğiz ama yerine kim gelirse gelsin demeyeceğiz. Alayını birden göndereceğiz, topunu birden göndereceğiz. Sermaye düzenine, bu patron iktidarına son vereceğiz. Bu savaş düzenine son vereceğiz. Demokratik bir barışı getireceğiz. Bu erkek siyasetine de bu erkeklik düzenine de bu homofobik düzene de biz son vereceğiz! İşte tüm bunları halkın ittifakıyla yapacağız kardeşler. Halk düşmanlarını tek tek göndereceğiz ve halkın iktidarını kuracağız. Halk demokrasisine dayanan demokratik bir cumhuriyeti kuracağız.”