EMEK Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, baroların ‘savunma yürüyüşü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

“AKP iktidarının tek adam tek parti rejimini ayakta tutmak, bütün toplumu sindirmek için en çok devreye soktuğu kurum yargı oldu” diyen Tüzel, “Darbelere boyun eğmemiş,12 Eylül darbecilerine direnmiş İstanbul Barosu başta olmak üzere nosyonlarına ve geleneklerine sahip çıkan Baro Başkanları ve Avukatlar insan hak ve özgürlüklerinden demokrasiden yana tutum sergilemişler, barolara kurulan tuzağı bozmuşlardır. Barolar "bağımsız yargı, özgür savunma" diyerek yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti anlayışıyla tek adam rejiminin yargıdaki sultasına boyun eğmeyeceklerini göstermiştir” ifadelerini kullandı.

EMEK Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel’in açıklaması şu şekilde:

Tek adam rejiminde bunu da gördük. Ankara'ya yürüyen baro başkanları kente sokulmadığı gibi polis şiddeti ile karşılandılar. En temel haklardan gösteri ve yürüyüş hakkı bu kez hukukçulardan esirgendi.

53 baro başkanı, avukatlık yasası değişikliği yoluyla mesleklerine, barolara, savunma hakkına, halkın hak arama özgürlüğüne iktidar eliyle saldırganlık girişimine savunma yürüyüşüyle karşı durmak üzere yola koyuldu.

AKP iktidarı bir süredir bunun hazırlığını yürütüyor, Erdoğan'ın talimatı ile meclise yasa teklifi getirmeye hazırlanıyordu. Demokrasi söylemleri altında çoklu baro dedikleri, avukatların iradelerine ve kendi yönetimlerini belirleme, bağımsız bir meslek yürütme hakkına müdahale hesabı içindeki iktidar, baroları susturmak ve biat etmeye dönük bir hazırlığa girişti.

AKP iktidarının tek adam tek parti rejimini ayakta tutmak, bütün toplumu sindirmek için en çok devreye soktuğu kurum yargı oldu. Siyasi yargılamalar ile Anayasa ve hukukla bağdaşmayan bir yönetim tarzı devreye sokuldu. Yargının bir parçası olan Barolar ve Avukatlar bu gidişatı onaylamadılar, bu oyunun parçası olmadılar.

Darbelere boyun eğmemiş,12 Eylül darbecilerine direnmiş İstanbul Barosu başta olmak üzere nosyonlarına ve geleneklerine sahip çıkan Baro Başkanları ve Avukatlar insan hak ve özgürlüklerinden demokrasiden yana tutum sergilemişler, barolara kurulan tuzağı bozmuşlardır. Barolar "bağımsız yargı, özgür savunma" diyerek yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti anlayışıyla tek adam rejiminin yargıdaki sultasına boyun eğmeyeceklerini göstermiştir.

Barolar ve yürüyen başkanları bugün adalet bayrağını ellerinde tutmaktadır. Nitekim hukuk, özgürlük, ekmek, barış ve demokrasi arayan halkımız bu yürüyüşe destek vermiştir. Bursa Barosu başkanını karşılayan ve çevre mücadelesi sürdüren Kirazlıyayla köylüleri jandarmaca engellenmek istenmiştir. Bu durum dahi barolara müdahalenin esasında tüm meslek örgütlerine ve halka dönük, hak arama hakkını gasp etmeye dönük olduğunu göstermiştir.

80 Baro ve TTB savunmaya dönük bu tuzağı onaylamayacaklarını ilan etmişlerdir. Buna aykırı davranan Birlik Başkanı Feyzioğlu bu yürüyüşü karalamaya çalışan açıklamalarla barolara tuzak kuranların tarafında yer almış, iktidarın avukatların içine soktuğu sözcü kimliğine bürünmüştür. Barolar tarihleri boyunca her şey devlet içindir diyenlerin, faşizme biat edenlerin safında yer almamışlardır, bugün de almayacaklardır. Avukatlar kendi meslek örgütlerini olması gerektiği gibi ve nosyonlarından taviz vermeyenlerle yönetmesini bilecek, barolarla ve avukatlarla kavgalı temsilcilerden kurtulmayı başaracaktır.

Avukatlar ve Barolar halkın safındadır, halkın haklarını temsil etmektedir ve adalet mücadelesinin savunucularıdır. Onlarla birlikte ve yanyanayız. İnsanca yaşam, hukuk ve demokrasi isteyen tüm yurttaşlar ve örgütlü toplum olarak hep birlikte adalet mücadelesini büyütmeye kararlıyız.