El Nido
 

 
Oslob’dan Cebu’ya 3-4 saatlik bir otobüs yolculuğu ile gidip, bir avm’de (örneğin Ayala Center) dinlenip, oradan havalimanına gidiyor ve bu sefer Palawan Adasına geçiyoruz. Dünyanın çok sayıdaki seyahat dergileri tarafından dünyanın en güzel adalarının başında gösterilen Palawan, aşağı yukarı 450 km uzunluğunda ve 50 km genişliğinde. Bu adadaki en güzel bölgelerden biri de El Nido. Puerto Princesa’ya uçak yolculuğu 1 saat 15 dakika sürüyor.
 

 
Uçaktan itibaren El Nido’ya minibüs bileti pazarlanmaya çalışılıyor. İnince de çok sayıda firma müşteri kapmaya çalışıyor. Çünkü insanların buraya gelme amacı belli; El Nido. Rekabet olunca pazarlıkla fiyatlar da düşüyor, klimalı bir minibüse (van) binip, yağmurlu havaya rağmen ve yarım saatlik yemek molası dahil, 230 km’lik yolu tamamlayarak 4 saat içinde El Nido’ya varıyoruz. Oysa otobüs yolculuğu 8 saate kadar uzayabiliyormuş. Yol üzerinde, Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan meşhur Puerto Princesa Subterranean River National Park’ta yer alan ve 8.2 km uzunluğunda olan yer altı nehrine uğranabilir.
 

 
El Nido’da kalınacak yer Bacuit Bay’ın bulunduğu merkezdir. Bacuit aynı zamanda El Nido’nun eski adı ve bu civardaki takımadaların da ismi. Turlar da hemen burada kalkar. Birbirine paralel birkaç küçük, dar ve kalabalık sokaktan oluşur. Yine de gayet sakin ve huzurlu olan bu sokaklar genelde otel, pansiyon, restoran ve kafelerle doludur. En önemli ve bilinen sokak Sirena Street (Sirena Sokağı). El Nido’nun kalbi burası. Art Cafe ve Cafe Athena kahvaltı için ideal mekanlar, yine Art Cafe ve La Salangane ise yemek için en beğenilenler. Bunun dışında kumsala da kıyısı olan çok sayıda lokanta ve benzeri salaş mekan var. Kahvaltı ve yemek porsiyon fiyatları bizden daha düşük.
 

 
Evet, El Nido’nun eski ismi “Bacuit”. Yörede kireç kayalı yamaçların çatlaklarında bir tür kırlangıç kuşu yuva yapar. Halk bu kuşların yuvasını Nido (İspanyolca “yuva” demek) adındaki gurme çorbasında kullanır ve zamanla kilosu 3.000 dolara kadar satılmaya başlar. Bölgenin adı da buradan hareketle “El Nido” olarak anılır. Nüfusu 40 bin kadar.
 

 
Bir başka gün ise tur dışı faaliyetlere ayrılabilir. Bu amaçla bir tricycle ile günlük ulaşım için anlaşabilirsiniz. İlk önce Nacpan Plajını görmelisiniz, burası adeta bir cennet. Yol 40 dk kadar sürüyor ve gittikçe yol kötüleşiyor. Fakat ulaşılan manzara inanılmaz. Ufak tefek adalara bakan upuzun, geniş ve sakin bir sahil. Mercansız, midyesiz ve taşsız bir sahil, sırf beyaz kum. Aslında Sarımsaklı plajımızı andırmıyor değil kumsalı ama manzara ve ambiansı bambaşka.
 

 
Yan yana birkaç kafe var, burada serinletici bir şeyler alabilir ve dinlenebilirsiniz. Bundan sonra, dönüşte iki tarafa da 20 dk mesafede Kalit-Nagkalit Şelaleleri bir başka durak noktamız oluyor. Şelaleye ulaşmak 40 dk süren bol dere geçişli bir orman içi trekking yapılmasını gerektiriyor. Rahat giysiler ve kaymaz ayakkabılar ve su geçirmez çanta kullanılmalı ve bulundurulmalı.



Sonrasında Las Cabanas plajı Marimegmeg mevkiinde zipline ve günbatımı izleme yapılabilir. Adadan adaya zipline 850 metre uzunluğunda, inanılmaz bir heyecan ve muhteşem bir manzaradan geçiyorsunuz. (Phuket’te Flying Hanuman tesislerinde derinliği 100 metreyi bulan yağmur ormanlarının üstünden saatler süren olağanüstü zipline macerasından sonra, burası da artık anılarda parlak bir yer bırakacak. Bizim ülkemizde de, bunlarla kıyasla çok çok kısa ve ilkel düzeyde olmak üzere, zipline nispeten basit ve kolay bir outdoor ve adrenalin faaliyeti olarak ilgi çekmeye başladı.) Ardından sahile inip taşlı yoldan Las Cabanas plajına geçip oradaki tek mekanda ahşap ve rahat koltuğunuza kurulup adalar arasından batan güneşi izlemeye koyularak günü bitiriyorsunuz.
 

 
Bacuit Bay turlar için de bir merkez demiştik. A-B-C-D arasından hep önerilen Tur C saat 8-4 arası ve kapsamı şöyle: Helikopter Island, Hidden Beach, Star Beach, Secret Beach ve Matinloc Shrine. Tur A ise 9’da başlıyor, kapsamı: Seven Commandos Island, Miniloc Island, Secret Lagoon, Big Lagoon ve son olarak Small Lagoon.
 

 
El Nido’da daha fazla zamanınız varsa, güneydeki Taytay kasabasına motor ile ulaşabilirsiniz. Burada İspanyol koloni döneminden kalan 300 yıllık bir kilise ve kale bulunuyor. Kuzeydeki Nacpan, Duli, Mariposa ve Verde Safari sahilleri gezilebilir. Civar köyler dolaşılabilir. 4 tura da katılabilirsiniz. El Nido ile Puerto Princesa arasında kalan Port Burton’a mutlaka biraz kafa dinlemek için uğranmalı.
 


Coron
 

 
Coron (Busuanga) Adası, Manila’dan uçak ile gidip gelmek isterseniz, sadece 50 dk sürüyor. Uçak pırpırlı olduğu için, bagaj hakkınız da 10 kg ile sınırlı. El Nido’da turların da kalktığı Bacuit Bay’da yürüme mesafesindeki feribot iskelesinden feribota binebilirsiniz. Yavaş olanı 8 saat, hızlı olanı (ve biraz daha pahalı) ise 3,5 saat sürüyor ve artık her gün var.
 

 
Feribot küçük ama gayet konforlu ve klimalı. 1-2 film izlerken zaman geçiyor ve yol bitiyor. Sabah 6’da bindiğinizde, kahvaltı saatlerinde Coron’da olabiliyorsunuz. Feribota binmeden klasik Duterte uygulamalarından geçiyorsunuz, uyuşturucu arayan bir köpek getirilip birbiri ardına dizmiş olduğunuz bütün valiz, bavul ve çantaları tek tek ve birkaç defa kokluyor. Köpek işini bitirince, bir alkış kopuyor... Bu işlemden sonra feribota geçiş yapılıyor.
 

 
Coron'da sahil ise pek iç açıcı değil, zaten insanlar buraya genelde ada turlarına katılmaya geliyorlar. Burada Tur A ve Tur B tercih edilmeli. Uğranacak olan önemli noktalar ise: Kayangan Gölü (Kayangan Lake), Yeşil Lagun (Gren Lagoon), Quin Reef (Resifler), Las islas de Coral (Koral adaları), CYC Beach (Kulüp Plajı), Atwayan, Barakuda Gölü (Barracuda Lake), Smith Plajı (Smith Beach), Resif Bahçesi (Reef Garden), Skeleton Wreck (Batık dalışı), İkiz Lagun (Twin Lagoon). Kentte yemek yiyebileceğiniz barbekü deniz ürünleri ağırlıklı başlıca tavsiye edebileceğim mekan Sinugba sa Balay olacaktır.
 

 
Kent merkezinin basitliği ve nispi sefilliğine rağmen, oteller gayet hoş, temiz ve rahat. Visitors Hotel tavsiye edilir, oda fiyatları 2000 pesonun altında. Fakat kentte 250 pesoya (3 dolar) bile kalabileceğimiz sırt çantalı (backpacker) hosteller var. Turları da yine otelden ayarlayabiliyorsunuz ve otelden alıyorlar, turlar 8-16 arası.
 

 
Mt. Tapyas (Tapyas Tepesi) belirli bir noktadan itibaren 742 basamakla çıkılan, Coron'un en yüksek noktası, fakat aslında sadece 210 metre. İstanbul'un tepelerini (Çamlıca, Yuşa, Aya Yorgi) andırıyor. Bu tepede metalden yapılma bir haç ve (gece ışıklandırılan) Coron yazısı bulunuyor ve tüm çevre adalardan rahatlıkla görülebiliyor. Harika bir manzara izlemek ve adalar arasından muhteşem günbatımını fotoğraflamak için mutlaka denenmeli. Tricycle'dan indiğiniz yerden itibaren tırmanmak yalnızca 15 dakika sürüyor.
 

 
Bir de Manquinit Kaplıcasına uğranmalı. Denize nazır büyükçe birkaç havuzdan oluşan kaplıcada herhangi bir kapalı alan ve duş olanağı yok. Giriş ücretli (kişi başı 200 peso) ve içeride bir büfe bulunuyor. Kaplıca suyu oldukça temiz ve sıcak ve sanırım biraz da deniz suyu karışıyor. Mangrov ağaçlarının arasından tahta yoldan geçerek denizi izleyebilirsiniz. Ayrıca, burası akşama kadar kapanmıyor, tam aksine güzel aydınlatması ve serinleyen havası nedeniyle daha çok akşam saatlerinde tercih ediliyor ve kalabalıklaşıyor.
 

 
Coron daha ucuz bir yer, bir köy olduğundan dolayı, ulaşım yani daha doğrusu tricycle ücretleri de oldukça makul. Tur teknelerine bineceğiniz rıhtımda bir pazar yeri var, burada temel meyve ve sebzeler ve açıkta et satılıyor. Buradan otele, otelden kaplıca ve tepeye toplam 30 pesoya (1 dolardan az) rahatça gidebilirsiniz, kesinlikle 100 pesodan fazla ödemeyin. Zaten günlük ada turları dışında, bu tepe ve kaplıcadan başka görülmesi gereken bir yeri de bulunmuyor doğrusu.
 

 
Alışveriş için, şehir merkezinde yer alan Central (Public) Market öneriliyor. Buranın içerisinden geçilerek kıyı kesimine ulaşılabilir ve zaten burası da bir alışveriş noktası ve adanın asıl pazarı. Kuzey bölgesinde zürafaların bile olduğu safari turları da yapılıyor. Buna African safari deniliyor ve adanın Calauit bölgesinde. 2. dünya savaşından kalan batıklara da tüplü dalışlar yapılabiliyor. Bembeyaz kumlar, berrak göller ve muhteşem resifler sizleri bekliyor olacaktır...