"Nefret Söylemi Denetim Projesi"ni uygulamaya koyan Ekşi Sözlük, yayın hayatında yeni bir döneme girdi. Artık Ekşi Sözlük yazarları entry yaparken iki kez düşünecek. Kimi üyeler uygulamaya olumlu bakarken, kimileri bunun sansür aracı olarak kullanılmasından endişeli...

BİA / Haluk KALAFAT

19 Haziran 2011 Pazar günü ekşisözlük'e giren kullanıcılar şöyle bir duyuruyla karşılaştı: Ekşi Sözlük Nefret Söylemi Denetim Projesi.

Therapy nick'li kulacının imzasıyla girilen entry'de (Ekşi Sözlük'te yayına sokulan her yazıya entry deniyor) şöyle deniyordu: Nefret söylemi denetim grubu şu andan itibaren Ekşi Sözlük dâhilinde yazılmış entry'leri denetlemek, bu entry'ler arasında nefret söylemi içerenleri tespit etmek ve söz konusu nefret söylemlerini yayından kaldırmak amacıyla yetkilendirilmiş ve aktif olarak çalışmaya başlamıştır.

Bu grubun kurulması için çalışmalar Eylül 2010'dan beri yürütülüyor. Oldukça uzun bir süre çünkü konu aslında oldukça karmaşık, tartışmalı ve içinden çıkılması çok da kolay değil. Çünkü Ekşi Sözlük kurulduğu günden itibaren olabildiğince özgür bir ortamdı.

Site, yazarlarını üye olarak kabul ederken ince eleyip sık dokuyor ama daha sonrasında çok ciddi, yaygın bir denetleme mekanizması kurmuyordu. Davaya konu olabilecek konularda "gammaz" ya da "ispiyoncu" adı verilen gönüllülerin ispiyonları doğrultusunda üyelikten atma ve tüm entry'leri silme gibi bir uygulamaları vardı. Ancak bu "gammaz"ların yargıları tahmin edileceği üzere oldukça nesnel kalıyordu. İspiyonlar site adminlerine ulaşıyor ve gerekli görülenler temizleniyordu.

Ekşi Sözlük'ün nefret söylemiyle ilgili belirli bir yaklaşımı düne kadar yoktu.

Sitenin kurucusu ssg, 22 Nisan 2011'deki entry'sinde Ekşi Sözlük'ün ulaştığı nefret söylemi kapsamını şöyle açıklamıştı:

"Irk, etnik köken, dil, inanış durumu, fiziksel veya zihinsel engel, bölgesel farklılıklar, cinsiyet, cinsel kimlik ya da cinsel yöneliminden dolayı belirli kişi veya gruplara bu temel özelliklere dayalı, mevcut her türlü olumsuz önyargılardan beslenerek yöneltilen nefret ve/veya şiddet oluşturabilecek nitelikteki ifadeler nefret söylemi olarak kabul edilir."

ssg ayrıca tanımın denetime nasıl uygulanacağı ve koşullarının google groups'taki "nefretsoylemi" grubunda tartışıldığını herkesin katılabileceğini duyurdu.

Sonuçta ilan edilen açıklamada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu, atıf yapılan mahkeme kararları ve bazı Kuzey Avrupa ülkelerinin ilgili yasaları incelendiği belirtildi. Nefret söylemi kavramının "Tek başına evrensel bir tanımı olmadığı için net ve işlevsel bir tanım yapma yoluna gidildiği" açıklandı.

Sonuç ne olur? Arınma mı, cadı avı mı?

Eylül 2010'dan bugüne tartışılmış olması, tartışmanın bittiği anlamına gelmiyor.

Açıklamanın yapılışının ardından bu başlığa gelen tepkilerin altıncısı aynen şöyle: Çok can yakacaklar... Çünkü nesnel kurallarla objektifçe belirlenip sınırları çizilmiş, "Bu budur, bu bu değildir!" gibi olmayan, öznel olan bir konunun denetimcisiler... İşleri çok zor... Dünyanın çözemediği sorunu sözlükte denetleyecekler..." Bu entry "fatihaltaylı" nick'ini kullanan yazara ait.

Ve birkaç entry sonra sobek nickli yazar şöyle demiş: "Şimdi nefret söylemi sebebiyle entry silme sebeplerini oluşturan unsurlar şunlarmış: 'etnik köken, dil, inanış, fiziksel veya zihinsel engel, cinsiyet, cinsel kimlik/yönelim'. Buradaki 'inanış'ın açıklanması lazım. Diyelim ki ben scientology mensubuyum. Tom Cruise benim için çok önemli ve kutsal bir kişi. İsa'dan Muhammed'den farkı yok. Bu durumda kendisine yapılan her hakareti ns ile ispiyonlamak farz."

Bir başkası, ayipli okur yazmış: "Sözlük'ün geri sayımını başlatacak proje. Cadı avı başlayacak yakında. Bunu bir de ilan ediyorlar."

İtirazlar böyle sürüp gidiyor. Ancak yeni uygulamanın ilk gün neden olduğu sonucu connectus erectus, duyuru yapıldıktan bir saat kadar sonra ilan ediyor:

"Neredeyse sesli gülmeme neden olacak projedir. Yok projeye gülmüyorum. Bu duyuru yapılır yapılmaz sol frame'in 40 tas suyla yıkanmış gibi tertemiz olmasına gülüyorum. Ahahah sesli güldüm lan. Allahtan sandalyede oturmuyorum."