TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, CNN Türk ekranlarında yayınlanan "Eğrisiyle Doğrusuyla" programında gündeme dair açıklamalarda bulundu ve Başbakan’ın kendisi hakkında söylediklerine yanıt verdi.

Erdoğan'ın TÜSİAD’la ilgili şöyle konuşmuştu:

“Dün TÜSİAD Başkanı çıkıyor, olduğundan çok farklı bir Türkiye çizmeye çalışıyor. Neymiş? HSYK kanun teklifinden büyük rahatsızlık duyuyormuş? Senin rahatsızlık duyduğun ne? Neden rahatsızlık duyduğunu hiç gelip de bu ülkenin yetkili olan Adalet Bakanı'yla görüştün mü? Etrafınızda maaşlı memurlarınız var. Onların sizde verdiği bilgilerle mi değerlendirirsiniz. Siz işinize gelmeyeni hemen kapıya koyarsınız. Hükümet, bu ülkenin menfaatlerini korumayan insanları istediği gibi sağa sola atama imkanına sahip mi? Maalesef eli kolu bağlı, biz onları düzenliyoruz. Peki ananas meselesinden niye rahatsız değilsin? Uganda'da sizlere rafineri bağlantısı kuranlardan neden rahatsız değilsin? Yargı içindeki ağır baskıdan niye rahatsız değilsiniz? Çünkü bazılarının işleri tıkır tıkır yürüyor, ananaslar gelip gidiyor. Ananas bildiğiniz ananas değil tabi. Rafineriyi alırken rahatsız değilsin, peki cezalar kesilirken niye rahatsız oluyorsun?

TÜSİAD kusura bakmasın, bugüne dek hiç milletin yanında bulunmadı. TÜSİAD'a rağmen, iş dünyasındaki tehditleri biz kaldırdık. Bu TÜSİAD bugüne kadar bu ülkede hiç samimi davranmadı ve yeri geldi şu ifadeyi de kullandılar 'Hükümet başarılı ama bizim oyumuz başka yere'. Zaten vermezsen verme bize milletimiz yeter. Siz yine gidin o yolsuzluklarla iç içe olanlarla lobi faaliyetleri yapmaya devam edin.

Darbe girişimine karşı tavır koymuyorsunuz öyle mi. O zaman bizi karşınızda bulacaksınız. Kalkıp da TÜSİAD Başkanı 'Böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez' diyemez. Diyorsa bu vatana ihanettir. Biz bu makamlara TÜSİAD ile gelmedik, TÜSİAD'a rağmen geldik.”

TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın konuşmasının önemli satırbaşları ise şöyle:

-Vakayı tespit edip gerekli uyarıda bulunmakta TÜSİAD Başkanının görevidir. Türkiye 'deki yabancı şirketler benim üyem. Niye uyarmadın diye bana sorarlar. Türkiye ekonomisinin yarısından fazlasını bu şirketler üretiyor. Türkiye'nin yatırım ortamını caziptir diye kefil olmaya çalışıyorum. Herkesi götürüp güneydoğuya yatırım yaptırmaya çalışıyorum. Bütün bu çabaların memlekette istihdamın oluşabilmesi için yatırım yapılması gerekiyor.

Doğrusu vatanseverliğime kimseye sorgulatmam. Vatan hainliği gibi bir şey kabul edilemez. Bu kadar kolay bahsedilemez. Herkes vatanını seviyor. Eğer birbirimizin vatanseverliğini sorgularsak birbirimizden ayrı düşeriz. Bu sözlerin kolay kullanılması doğru bir yaklaşım değil. Kurumumun başındaki başkan olarak kabul edemem. Herkes çoluk çocuğuna bir leke gelmesin diye uğraşmıyor mu. Vatanseverliği sorgulanan bir kişi olarak hatırlanmak istemem. Çok üzüldüm, Başbakan beni çok üzdü. Çok üzdü.

- Kendisini ziyaret ettim. Türk iş dünyasının temsil edildiği bir kurumun başkanıyım.

- Bekleyip beklememek diye bir şey söz konusu değil. Ben böyle bir vatan hainliği söylemini reddediyorum. Türkiye'de refahın artması için neler yapılması gerektiğini söyledim. Kazananı olmayan bir kavgada enerjimizi tüketiyoruz diye söyledim. Bütün söylediklerimin yapıcı olarak anlaşılmasını tercih ederdim. Yapıcı olmazsanız Türkiye'deki kavga bitmez.

- İçeride sermayeye yatırım yahut kendinize bir şey alacaksınız o zaman da hukuk önemli değil mi? Hukuktan şüphe ettiğiniz yerde yatırım yapar mısınız? Hukukun üstünlüğünün bizi bir arada tutması gerekmiyor mu? Kafamızı kuma sokmayalım. Bütün dünyada Türkiye konuşuluyor. Davos'ta arkadaşlarım diyorlar ki başka bir şey konuşulmuyor. Türkiye'nin durumu konuşuluyor. Ben de bunu dile getirmek talep etmek durumundayım. Bir an önce ne eksiğimiz varsa toplayalım. Anayasamızı da Kopenhag kriterlerine getirelim yapalım Türkiye bu konuda bir eksiği kalmayan bir ülke desinler. Niye tam aksine yaklaşalım birbirimize.

- Sanki ben o konuya değinmemişim gibi sayın Başbakan bazı konulara değinmediğimden bahsetti. Gözleri kör eden söz konusu kavganın temelinde hukuk devleti, güçler ayrımı, temiz siyaset gibi vazgeçilmez demokratik kavramlar konusundaki zaaflar yatıyor. Diğer yandan devletin güvenlikle ilgili kurumlarında yaşananlardan sonra bu kurumların daha önce nasıl işlediğini, bundan böyle nasıl işleyeceğini sorgulamadan da edemiyoruz. Her ikisini de kabul edemeyiz biz, ne ananas cumhuriyeti, ne muz cumhuriyeti.

- Benim üyelerimin birçoğu yabancı sermaye, tedirginliklerini görüyorum. İlk önce onlardan gelen tedirginliği ve bilgileri en birinci ağızdan aktarmaya çalıştım. Biz de Türkiye'nin TÜSİAD'ıyız. Bunlar geçer, yatırımlarınızı ertelemeye gerek yoktur. Geçecek bitecek inşallah.