Gecelik borç verme faizi yüzde 7,75’ten yüzde 12’ye, borç alma faizi yüzde 3,5’ten yüzde 8’e, bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma faiz oranı da yüzde 6,75’ten yüzde 11,5’e, bir hafta vadeli repo ihale faizi ise yüzde 4,5’ten yüzde 10’a yükseltildi.

MERKEZ Bankası doların tarihi rekor seviyelerine çıkmasının ardından aldığı olağanüstü Para Politikaları Kurulu toplantısında faiz oranlarında radikal artışa gitti. Merkez Bankası’nın gece 00.00’da açıklanan kararına göre gecelik borç verme faizi yüzde 7,75’ten yüzde 12’ye, borç alma faizi yüzde 3,5’ten yüzde 8’e, bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma faiz oranı da yüzde 6,75’ten yüzde 11,5’e, bir hafta vadeli repo ihale faizi ise yüzde 4,5’ten yüzde 10’a yükseltildi. Piyasanın 2-4 puan arasındaki artırım seviyelerinin çok çok üstünde gelen müdahale ile yurtdışı piyasalarda 2.2530’dan işlem gören dolar kuru 2.18’in altına indi.

ENFLASYONA ODAKLANDI

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı dün geceyarısındaki toplantı öncesinde en temel politika aracı olan faizlerin şu anda devreye alınması gerektiğini belirterek, gereken adımları “gecikmeden ve güçlü” şekilde atacaklarını söylemişti ve enflasyona odaklanacaklarının sinyalini vermişti. Nitekim PPK toplantısında borç alma faizinin 4.5, borç verme fazinin 4.25, haftalık repo faizini 5.5 puan arttırdı ve enflasyonda iyileşme sağlanana kadar para politikasında sıkılaştırmanın süreceğini belirtti. Bu açıklama ile de tüm bu adımlarla enflasyona odaklandığını ortaya koydu.

TEK FAİZ YÜZDE 10

Merkez Bankası’nın tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu toplantısında diğer önemli karar ise önümüzdeki dönemde Merkez Bankası fonlamasının temel olarak marjinal fonlama oranı yerine yüzde 4.5’ten yüzde 10’a çıkarılan bir hafta vadeli repo faiz oranından sağlanacağını açıkladı. Yani yüzde 7,75’ten yüzde 12’e çıkarılan faiz oranı olan borç verme faiz oranı değil bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 10 kullanılacak.

Kararda dikkat çeken noktalar

Son dönemlerde iç ve dış piyasalarda risk algılamasını olumsuz etkileyen gelişmeler yaşanmaktadır.
Bu süreçte Türk lirasında belirgin bir değer kaybı ve risk priminde kayda değer bir artış gözlenmiştir.
Bu çerçevede Kurul, fiyat istikrarını sağlamak amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma yapmaya ve operasyonel çerçeveyi sadeleştirmeye karar vermiştir.

Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir.
Bu duruş altında enflasyonun 2015 yılının ortaları itibarıyla yüzde 5 düzeyine ulaşacağı öngörülmektedir.

Son değişiklik 20 Ağustos’taydı

MERKEZ Bankası, yüzde 7,75 olan gecelik borç verme faizini en son 20 Ağustos 2013 tarihli PPK toplantısında 25 baz puan artırarak yüzde 7,25’ten yüzde 7,75’e çıkardı, politika faizinde ve borçlanma faizinde herhangi bir değişiklik yapmadı. Borç verme faizi 2013 yılında 4’ü indirim ve 3’ü artırım olmak üzere 7 defa değiştirildi. 16 Nisan 2013 tarihli PPK toplantısında borç verme faizi yüzde 7’den yüzde 6,50’ye düşürüldü.

UZMANLAR NE DEDİ?

'TL İÇİN ÇOK ÖNEMLİ KARAR'

Odea Bank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer, bu kararı olumlu bulduğunu belirtti. Kararın sürpriz etkisinin çok yüksek olduğunu söyleyen Sözer, "Karar sonrası anlıyoruz ki Merkez Bankası faiz koridorunu sadeleştiriyor. Yüzde 4.50'den yüzde 10'a çıkarılan 1 haftalık repo faizinden fonlama yapılacağını açıklaması TL için çok olumlu. Nitekim dolar 2.19 TL'ye kadar düşmüş görünüyor. Bu karar gösteriyor ki Merkez Bankası'nın 2014 yüzde 6.6 enflasyon tahminini bu faiz kararına göre yapmış. Bu kararın etkisi borsada bankacılık endeksine olumsuz etkisi olabilir. Ancak Merkez Bankası'nın attığı aktif adımın özellikle döviz borcu olan şirketler için iyi bir haber olduğunu belirtmek gerekir. Bu da borsada Sınai Endeksi'nin yükselişine yol açabilir" dedi.

"FED'İN OLUMSUZ ETKİSİNİ HAFİFLETİR"

Bahçeşehir Üniversitesi'nden İsmet Demirkol ise kararın dolar/TL'de aşağı yönlü etki yaratacağını ve FED'in tahvil alım azaltımı kararının negatif etkisini şu an için ortadan kaldırdığını belirtti. Demirkol, "Bu karar beklentilerim olan 300 baz puanın çok üzerinde. Alınan kararın döviz piyasasına etkisinin olumlu olacağını düşünüyorum. Merkez Bankası Mayıs 2013'de alması gereken kararı Ocak 2014'de almış oldu. Piyasalar açısından özellikle Dolar/TL de aşağı yönlü sert hareketler görmek mümkün olacak. Diğer yandan Borçlanma Faiz oranı nı yüzde 3.5'dan yüzde 8'e yükseltmesi, ve politika faizini de yüzde 4.5'den yüzde 10'a yükselterek Enflasyon ve fiyat istikrarı konusunda ne kadar kararlı olduğunu göstermiş oldu. Alınan bu karar, FED'in 10 milyar dolarlık tahvil azaltım kararının negatif etkisini şu an için ortadan kaldırmıştır diye düşünüyorum. Önümüzdeki süreçde FED'in tahvil azaltım miktarını 20- 30 milyar $ azaltması durumunda ise sermaye girişlerindeki azalmanın devam etmesi durumunda üst bandda % 14 seviyelerini görmemiz mümkün olabilir" diye konuştu.

"KREDİ MALİYETLERİNİ YÜKSELTECEK AMA..."

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Erhan Aslanoğlu kararı, "Bu karar başlangıçta kredi maliyetlerini yükseltecek. Tüketim ve yatırımlar üzerinde olumsuz bir etki yaratabilecektir. Öte yandan Merkez Bankası ironik şekilde daha fazla faiz artmaması için bu artırım kararını aldı. Özellikle kurun enflasyona etkisi azaldığında yıl içinde faizin daha fazla yükselmeyeceğini görebiliriz. Kısa vadede bazı olumsuz etkileri olsa da daha ciddi olumsuz riskleri azalttığından önemli bir karar" sözleriyle yorumladı.

"MERKEZ BANKASI TOKADI VURDU"

İntegral Yatırım Ekonomik Araştırmalar Müdürü Egemen Candır ise, Merkez Bankası'nın bu kararla şahin bir politika benimsediğini belirterek, "Merkez Bankası tokadı vurdu. Ortalama faiz yüzde 10'u buldu dedi. Candır, "Merkez Bankası, bu uygulaması ile geçtiğimiz sene FED’in parasal genişlemede azaltma yapabileceği beklentilerini fiyatlamasından bu yana piyasalarda oluşan faiz artırımı beklentisini karşılamış oluyor. Bu şekilde, TCMB’nin normal günlerde yüzde 7,10 civarındaki bankalara uyguladığı ortalama borçlanma faizi de yüzde 10’un üzerine çıkmış oluyor. Bu ciddi anlamda TL lehine bir hareket olarak algılanabilir ve yarınki FED toplantısının yaratabileceği riski de bu şekilde TCMB fiyatlamanın içine almış oluyor" açıklamasını yaptı. 

(Hürriyet)