Türkiye'nin cari işlemler hesabı açığı, 2011 yılında, 2010 yılına kıyasla yüzde 65,3 artarak, 77 milyar 89 milyon dolar oldu.

 

Türkiye'nin 'yumuşak karnı' olarak nitelendirilen cari açık 2011'i rekorla kapattı.

 

Merkez Bankası'nın açıkladığı ödemeler dengesi istatistiklerine göre cari açık Aralık ayında 6.57 milyar dolar ile beklentilere paralel geldi.

 

Ancak, Aralık verisiyle 2011 yılı cari açık rakamı da önceki yıla göre yüzde 65.3'lük artışla 77.09 milyar olarak gerçekleşti.

 

Cari açık böylece 2011 yılında bir önceki yıla kıyasla 30.45 milyar dolar artmış oldu. Cari açığın milli gelire oranı ise yüzde 10'a yaklaştı.

 

2012'DE GERİLEME BEKLENTİSİ VAR

Oyak Yatırım Başekonomisti Mehmet Besimoğlu, yıl geneliyle bunu bir rekor olduğunu ancak 2012'de bir gerileme beklendiğini söyledi.

 

Besimoğlu, yıl sonu itibariyle beklentilerinin 55 milyar dolar seviyesinde olduğunu ifade etti.

KAYNAĞI BELİRSİZ PARA YAĞDI

En çok dikkat çeken verilerden biri net hata noksan kalemi oldu. 2011 yılının tamamında 12 milyar 461 milyon dolarlık kaynağı belirsiz para girişi yaşandı.

 

Net hata noksan kalemindeki bu tutar bir önceki yıl 2 milyar 733 milyon dolar düzeyindeydi. Kaynağı belirsiz para tutarı bir yılda yaklaşık 5 kat artış gösterdi.

 

12.4 milyar dolarlık para girişi cari açığın finansmanında önemli kalemlerden birini oluşturdu. Net hata noksan kaleminde Ocak'ta 1 milyar 457 milyon dolar, Şubat'ta 793 milyon dolar, Mart'ta 474 milyon dolar, Mayıs'ta 3 milyar 712 milyon dolar, Hazrian'da 1 milyar 973 milyon dolar, Temmuz'da 1 milyar 521 milyon dolar, Eylül'de 1 milyar 109 milyon dolar, Ekim'de 1 milyar 185 milyon dolar, Kasım'da 920 milyon dolar para girişi yaşandı. Nisan'da 288, Ağustos'ta 381, Aralık'ta da 14 milyon dolarlık çıkış yaşandı.

 

PARA FAZLALIĞI NASIL OLUŞTU?

Net hata noksan kalemindeki fazlalık nereden kaynaklandı? Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Aslanoğlu ihtimalleri ntvmsnbc'ye değerlendirdi:

 

- Turizm gelirleri tahminen yazılıyor. Burada bir tahmin hatası olabilir. Bu durum bakanlığın da dikkatini çekiyor. Bavul ticareti etkili olmuş olabilir.

 

- Bavul ticareti rakamı da Merkez Bankası'nın tahmini. Buradaki hata olasılığı güçlü.

 

- Kurların yükseldiği dönemde yastık altından döviz çıkıyor. Kur artışıyla vatandaşların nakde dönmeleri etkili olabilir. Sisteme girdiği anda görülmeyen işlem geliri olarak yazılıyor. Para Irak'tan mı geldi, yastık altından mı çıktı bunu ayırmak kolay değil.

 

- İthalatla ilgili ödemeler firmaların yurtdışı bağlantısıyla yapılıyor. İthalat faturalarının şirketlerin dışarıdaki ortaklıkların tarafından ödenmesi etkili olabilir.

 

- Yazım hataları olabilir ama bu düşük ihtimal.

 

KAYNAĞI BELİRSİZ DÖVİZ HAREKETLERİ

Herhangi bir yere yazılamayan döviz hareketleri net hata noksan kaleminde yer alıyor. Kaynağı bilinmeyen döviz girişleri bu kalemi artı yapıyor. (İnternethaber)

 

Sabah’tan Süleyman Yaşar’a göre cari açık nedir ve nasıl kapanır?

 

Cari açık nedir ve nasıl kapanır?

Cari açık bir ülkenin ürettiğinden fazla harcaması anlamına gelir. Ürettiğinizden fazla yaptığınız bu harcamayı diğer ülkelerden borçlanarak karşılarsınız.


Gelelim ürettiğinizden fazla harcadığınız paranın niteliğine... Bu harcama, tüketim için de yapılabilir, yatırım için de. Eğer ürettiğinizden fazla harcamayı kazançlı yatırımlar için yapıyorsanız, borçlarınızı ödersiniz. Yok eğer bu harcamayı ancak uzun sürede geri dönüşü olabilen kamu yatırımlarında ya da bütçe açığını kapatmada kullanıyorsanız, dışarıdan bunun için borçlanıyorsanız, işte o zaman cari açık mutlaka sorun olur. Çünkü politikacı ve bürokratlar bu açığı iyi yönetmez.


Gelelim cari açığın nasıl kapatılacağına... Cari açığın diğer bir tarifi de tasarruf - yatırım farkı olmasıdır. İç tasarruflar arttığı takdirde, dışarıdan yatırım için borçlanmaya gerek olmaz. Bu nedenle de tüketimi kısmak için faizlerin artırılması düşünülür. Oysa faizlerle tasarruflar arasındaki ilişki sanıldığı gibi kuvvetli değildir. Çünkü insanlar sürekli gelirlerine göre harcama yapar, ancak düzensiz gelirlerini tasarruf ederler. Bu nedenle faiz artışı yapmak, tasarrufu artırmak yerine, Türkiye'ye mevcut küresel ortamda daha fazla sıcak para girmesine neden olabilir.


Kaldı ki tasarrufları artırmanın cari açığı kapatacağı söylemi de pek doğru değildir. Çünkü Japonya'da tasarrufların milli gelire oranı yüzde 0.5 hatta 2011'de 1.3 oranında eksiye gideceği tahmin ediliyor. Çünkü yaşlanan nüfus birikimlerinden harcıyor. Oysa Japonya 177 milyar dolar cari işlemler fazlası veriyor. Demek ki cari açık tasarrufla pek ilgili değil.


Keza Almanya'da da tasarrufların milli gelire oranı yüzde 11.3. Yani Türkiye'nin tasarruf oranı olan yüzde 13.4'ten geride. Buna karşın Almanya 189 milyar dolar cari işlemler fazlası veriyor.

 

Anlayacağınız "Faizi artırıp tüketimi azaltırım ve tasarrufu çoğaltırım. Böylece cari açığı kapatırım" hesabıyla davranmak, ekonomiyi yanlışa götürür.


O halde ne yapmalı? Cari açığı kapatmak için ithal malların pahalı hale gelmesi, ülke içinde dış ticarete konu mal ve hizmet üretiminin çoğalması ve ihracatın rekabet gücü kazanması şart. İşte bunun için Türk parasının aşırı değeri alınmalı.