Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ziya Selçuk yeni eğitim sisteminin ayrıntılarını anlattı. Bakan Selçuk, "9'larda 15-16 dersten söz ederken, şu anki tasarımda 8 dersten söz ediyoruz. 10. sınıfta 9 ders, 11'inci sınıfta 9'a ve 12'inci sınıfta 7'ye düşecek. Niye azaltıyoruz? Bir çocuğun 15-16 dersi anlaması ve içselleştirmesi mümkün olmuyor" dedi. Öte yandan Selçuk 2024'te üniversite sınavının değişeceğini de söyledi.

Bakan Selçuk'un açıklamasından satır başları şöyle:

Biz bu sistemi kurarken şöyle bir karar varmıştık; sistemlerin birbiri ile bağlantısını dikkate almadan herhangi bir değişiklik yapılmayacak, bu değişikliklerin yeri ve zamanı dikkate alınacak. Her zaman söylüyoruz, biz acele etmiyoruz. Bundan dolayı eğer kendi işlemlerimizi yürütürken acele edersek, fizibilite raporlarını dikkate almaksızın bir genellemeyle yola çıkarsak elbette bir takım sıkıntılarımız olacak. Öğretmen eğitimlerine çok dikkat ediyoruz. Böyle bir sistemi ortaya koyabilmek temel koşullardan dolayı öğretmene bağlıdır. O yüzden birkaç gün değil, birkaç hafta değil birkaç yıl süren öğretmen eğitimlerinden bahsediyoruz. Sınıfta öğretmenleri güçlendirmeden bu tasarının hayata geçmesi mümkün değil. Önümüzdeki aylarda bunun detaylarını paylaşacağız. Biz bunu yaparken katılımı çok önemsedik. Çünkü bu tek başına bir akademik tasarı değil. Bu kişisel bakış açısına sahip bir tasarım değil. Yüzlerde öğrencinin, eğitmenlerin, uzmanların desteğiyle bunları birleştirerek yüksek katılımla bir yere varmaya çalıştık. Sadece benim ve arkadaşlarımın kişisel deneyimleri yetmez. Biz bir deneme tahtasıyla ilgilenmiyoruz. Biz bilimsel metotlarla neyi nasıl yapabilirizin peşindeyiz.

Bütün bunları milli birlik ilkesi altında ele almak zorundayız.

Biz çocuklarımız için bir öz gelecek yazmak istiyoruz.

Buradan şöyle bir şey söylemek mümkün, 5 milyon liseli gencimizin sorusun defalarca duyduk; siz bizi neye hazırlıyorsunuz? Bizim de sorumuz bu oldu. Biz gençleri neye hazırlıyoruz. Bu sorunun cevabını şimdiden vermek elzem. Bu sorunun cevabını vermezsek zamanın ruhunu elde etmek açısından son derece kritik. Biz öğretmenlere de sorduk. Öğrenciler bu kadar yıl içinde öğrendiklerini içselleştiremiyor dediler. Neye hazırlıyoruz sorusu o kadar önemli ki. 2040’klara doğru inanılmaz bir çağ geliyor. Tekillik dediğimiz bir çağ. Beynimize yazılım yüklenmenin mümkün olduğu bir çağa doğru gidiyoruz. Türkiye eğitime sadece sınıflarda yapılan bir iş olarak çerçeveleyemez. Eğitim ekonominin ve demokrasinin ayrılmaz bir paydasıdır.  Neden dünyadaki gelişmiş dediğimiz ülkelerin okullarında az ders var da bizde çok diye sorduklarında bunun bir cevabı olması gerekiyor. Ders sayılarında azalma olması, çocukların deneyim yaşaması. Atölyelerin gerçekten kullanılması, bunların sayılarının artırılması çok çok önemli. Derslerde disiplinler üstü bir yaklaşımın edinilmesi, bizim bütün derslerimiz belirli bir disiplinde yürüdüğü için bütün bunları parça parça öğrenmek sorunların zihninde bir bütünlük oluşturmuyor. Örneğin göç konusunun ekonomik, sosyolojik bir boyutu var.

"NEDEN DERS SAYILARINI AZALTIYORUZ?"

Lise düzeyinde öğrencilerimizin çok sayıda ders aldığı, ancak bu derslerde edindikleri bilgilerle ilgili araştırma ve uygulama imkânlarına zaman bulamadığı; dolayısıyla bilgiyi içselleştiremediği bilinmektedir. Gerek kalıcı bir bilgilenme sürecinin oluşması, gerekse öğrencilerin ilgi ve meraklarını geliştirebilmeleri için lise modelinin disiplinlerüstü derslerle desteklenmesi yoluna gidilmiştir. Bu çerçevede;

9. sınıfta 15-16 olan ders sayısı 8’e, 10. sınıfta 15-16 olan ders sayısı 9’a, 11. sınıfta 12-15 olan ders sayısı 9’a, 12. sınıfta 12-15 olan ders sayısı 7’ye düşürülmüştür.

Akademik Gelişim Programı(AGEP) adıyla bütüncül bir yapıya kavuşturulan akademik dersler Anadolu Liseleri için 9-11. sınıflarda 35, 12.sınıflarda ise 24 ders saati olarak planlanmıştır.

Neden azaltıyoruz? Bir çocuğun 15 dersi anlaması ve içselleştirmesi mümkün olmuyor. Bizim çocuklarımızın de derinleşmeye ihtiyaçları var. Böyle bakınca paydaşların bir diğeri anne ve babalar çocuklar yaşamları boyunca soru çözüyor ama hayatlarında bir sorunla karşılaşınca afallıyorlar. Soru çözmek ayrı bir şey, sorun çözmek ayrı bir şey. Asıl olan şu; bu çocuklar, bu soruları çözerken gerçekten neyi ne şekilde çözüp yol aldıklarını, niçin o şekilde davrandıklarını anlamakta zorlanabilirler ki şu andaki durumda bu. Soru çözmekle sorun çözmeyi ayırt etmeliyiz.

HEY SİSTEMİ

Çocukların hayal edebilmesi için, hayatta toplumsal fayda çalışmalarına katılabilmesi için bir, çok fırsat var. Kısaltması; HEY (Hayal-Etkinlik-Yaşam). İlkokul ve ortaokulda tasarım atölyeleriyle yapamaya çalıştığımız çocuğun birçok denemeyi spor, drama, spor atölyelerinde binlerce kez denediği bazı süreçleri lisede devamı olarak zenginleştirmeyi hedefliyoruz.

Haftalık 5 saatlik zaman dilimleri planlanmıştır. Bu zamanlarda öğrencilerin tasarım ve uygulama becerilerini geliştirecek etkinlikler yapmaları ve toplumsal fayda çalışmalarıyla yaşamla ilişki kurmaları hedeflenmiştir. Bu amaçla, 9-11. sınıflarda Haziran ayları ağırlıklı olarak portfolyo, sunum ve değerlendirme çalışmalarına ayrılmıştır. Buradaki amaç öğrencilerin sadece akademik değil sosyal ve duygusal becerilerinin en üst düzeyde gelişiminin sağlanması yoluyla dengeli bir eğitim sisteminin oluşturulmasıdır.

Bu çerçevede, lisenin ilk üç yılında haftalık okul zamanı; 35 saati AGEP, 5 saati HEY olmak üzere toplam 40 saat olarak planlanmıştır.

Biz kanatlı bir çocuk istiyoruz. 

Esnek bir model lazım. Çocuk 11. sınıfta bile farklı bir alana yönelmekle ilgili bir seçeneğe sahip olmalı. Çocuk için dersler kişiselleştirilebilmeli. Çocuğun ilgi alanlarını ölçmeliyiz. 

KARİYER OFİSLERİ

Öğrencilerin lise dönemi boyunca kendilerini tanımaları ve yaşamın diğer aşamalarını daha etkili yönetmelerini sağlamak üzere her okula Kariyer Ofisleri kurulması yoluna gidilmiştir. Kariyer ofisleriyle öğrencilerin, tüm alanlardan seçecekleri dersler aracılığıyla daha dengeli bir müfredat içinde kendilerini yetiştirmeleri hedeflenmektedir. Başta sertifika programları olmak üzere öğrencilerin okul içi ve okul dışında edinmeleri gereken beceri alanları müfredat içine alınarak okul zaman planlamasına dahil edilmiştir.

Hemen tüm aşamalarda esnekliğe dayalı bir sistem olarak kurgulanan lise modeli, öğrencilere oldukça farklı başarı imkânları sunmaktadır. Bu yönüyle lise modelinin, ortaöğretim düzeyinde yaşanan başarı farklarını azaltması ve eğitime yapılan yatırımların toplumsal ve ekonomik sistemimizde beklenen sıçramayı sağlaması beklenmektedir.

Beklentilere baktığımda hemen isteniyor ki hemen birkaç ayda sistem değişsin. Bu bir kağıt üretmek gibi bir şey değil .Bizim 300 yıllık bir marif davamız var arkadaşlar. Neden sık değişiyor bu sistem sorularıyla sık muhatap oluyoruz. Önemli olan değiştirmek değil, önemli olan ne yaptığını bilmek. bizim yapmak istediğimiz şey bütünsel bir fotoğraf vermek. Bunun için biraz zamana ihtiyacımız var. Üç yıllık bir takvim belirledik.

Bu değişim için bizim bir takım temel kavramlara ihtiyacımız var. Bizim en temeldeki bir problemimiz var. Bilgi ile iletişimimizde bir sorun var. Bu sebeple çocukların sistem kavramıyla ilgilenmesini önemsiyoruz. Çocuğun eşyalara bir bütün olarak bakmasını kolaylaştıran bir şey. Bir çocuğa inekten bahsederken bu da bir sistemdir demek gerekir. Çocuğun etrafında gördüğü her şeyi sistemle ilişki kurması lazım. Bir diğer önemli şey, bilgi kuramı. neden önemli bilgi kuramı?

11 ve 12. sınıflarda zorunlu hale gelen Bilgi Kuramı dersiyle birlikte öğrencilerin bilginin doğası üzerine yoğunlaşmaları sağlanarak, bilgilerin nasıl elde edildiğinin sorgulandığı, doğruluğunun kanıt temelli gerekçelendirildiği becerilerin kazandırılması hedeflenmektedir. Tüm akademik derslerin de Bilgi Kuramıyla ilişkilendirilmesi ve sorgu temelli bir bakış açısının edinilmesi amaçlanmıştır.

Bizim bilgi ile ilişkimizi yenilememiz lazım. Biz ne sorusuyla çok ilgileniyoruz. Çocuk bunu sınavda tekrar edince başarılı sayılıyor. Muvaffakiyet ile başarı farklı bir şey. 

Lisenin 12. sınıfı ise öğrencilerin bir anlamda tercihlerini, planladıkları kariyerlerine uygun ders seçimiyle yapacakları bir sınıf düzeyi olarak düşünülmüştür. Üniversite öncesinde öğrenciler, seçecekleri disiplinlerüstü kariyer dersleriyle hem bir üst eğitim kademesine daha kararlı bir seçim yaparak geçecek hem de ilgi ve yetenekleri temelinde iş dünyasıyla buluşmaya hazırlanacaklardır. Bu amaçla 12. sınıfta haftalık çizelge; akademik ders saatleri 24, proje ve sertifika çalışmaları 6, destek ve rehberlik çalışmaları da 10 olmak üzere toplam 40 saat olarak planlanmıştır.

Biz bu programı yaparken ortaöğretime 1-8’ de hazırladık. Onun da zamanı geliyor. Bütün bu eğitim sisteminin kademelerinin birbiriyle ilişkilendirilmesi gerekiyor ki yaptığımız şey de o. Çocuğun toplumla ilişkisini kuruyoruz.

Ders seçme robotu geliştirdik.

Müfredat geliştirme çalışmalarının tamamlanması, öğretmen eğitimi ve materyal geliştirme çalışmalarının istenen düzeyde yapılabilmesi ve okullarımızın sözü edilen lise modeline daha üst düzeyde hazırlanmaları açısından uygulamaya 2020-2021 Öğretim yılında 9. sınıfı okuyacak öğrencilerle başlanarak kademeli olarak ilerlenmesi yoluna gidilmiştir. Lise modelinin aşamalı gelişimiyle eş zamanlı olarak 2024 yılında uygulanmak üzere yükseköğretime geçişte de gerekli değişiklikler yapılarak sınavla lise yaşamının üst düzeyde uyumu sağlanacaktır.

Bizim öğrencilerimiz liseye başladığında belirli bir kural vardı, mümkün olduğunda biz sürpriz yapmayacağız, oyunun kuralını mümkün olduğunca değiştirmeyeceğiz. Durup dururken bir belirsizlik olası söz konusu olmayacak. Dolayısıyla şu andaki öğrencilerimiz için de benzer bir durum söz konusu. Belki şöyle bir müjde verilebilir; ne yapılabilir önümüzdeki öğretim yılında 12. sınıfta olan gençlerimiz için o senenin rahatlatılması, ilgi ve yeteneklere eğilmek ve şikayetleri baz alan, rahatlatmak için bir hazırlık var.

9. sınıf envanterlerinin üretilmesine de başladık.

Mutlu Çocuklar Güçlü Türkiye hedefiyle yola çıktığımız 2023 Eğitim Vizyonumuz çerçevesinde, toplumsal özlemlerimizi yansıtan ve lisedeki yaşamı önemli ölçüde değiştirmesi hedeflenen lise modelimizi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının milli mücadeleyi başlattığı Milli iradenin 100. Yılında, geleceğimiz ve ümidimiz olan gençlerimizle paylaşmanın heyecanını yaşıyoruz.