Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ensar Vakfı arasında 2017 yılında imzalanan protokole karşı açtığı davayı kazandı.

Tüm örgün ve yaygın eğitim kurumlarını personelleri ile birlikte vakfın kullanımına sunulmasının yolunu açtığı ve öğrencilerin de vakfın ellerine teslim edileceği yönüne eleştirilere konu olan protokolde Danıştay, Eğitim-Sen’in gerekçe ve kaygılarını protokolün örgün eğitime ilişkin kısmı açısından haklı bularak yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

Eğitim-Sen, Ensar Vakfı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokole karşı açtığı davayı kazandı. Danıştay 8. Dairesi, protokolün örgün eğitime ilişkin kısmı açısından Eğitim-Sen’in gerekçe ve kaygılarını haklı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Ancak yaygın eğitim kurumlarına yönelik kısmına ilişkin yürütmenin durdurulmasına karar vermedi. 

Eğitim Sen protokole tüm örgün ve yaygın eğitim kurumlarını personelleri ile birlikte vakfın kullanımına sunulmasının yolunu açtığı ve öğrencilerin de vakfın ellerine teslim edildiği eleştirisiyle protokole itiraz etmişti.

Ayrıca e-yaygın sistemini kullanma hakkı ile birlikte vakfın, sistemde kayıtlı tüm öğrenci ve velilerin kişisel bilgilerine erişebilmesine de olanak sağlaması Eğitim Sen’in eleştirileri arasındaydı.

PROTOKOLDE NELER VAR?

Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Ensar Vakfı arasında 24 Temmuz 2017 tarihinde “T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile Ensar Vakfı Arasında Çeşitli Eğitim, Seminer ve Sosyal Etkinlikler Düzenlenmesine Dair İşbirliği Protokolü” isimli bir protokol imzalanmıştı. 5 yıllığına imzalanan ve yenilenmediği takdirde 5 yıl daha devam edeceği belirlenen bu protokol ile Ensar Vakfı’na, örgün ve yaygın eğitime dahil olan tüm öğrencilere, kursiyerlere, eğiticilere ve öğretmenlere yönelik sosyal, sanatsal, kültürel, sportif, bilimsel, teknolojik etkinlikler ile ilgili seminerler düzenlemek, proje çalışmaları, yarışmalar ile mesleki ve teknik kurslar düzenleme yetkisi verilmişti.

Ayrıca protokol bu etkinliklerin kurumlarda ya da kurum dışı vakfın belirleyeceği mekan ve yerlerde, vakfın belirleyeceği materyallerle ve vakıf personeli olan eğiticiler eliyle yapılmasına olanak sağlanmakta idi.

Ensar Vakfı’na çok geniş yetkiler tanınmış olan bu protokolün 12. ve 15. maddesi ile de gerekli görüldüğünde tarafların yazılı mutabakatı ile protokolde değişiklik ve ilaveler yapılabileceği, protokolde yer almayan hususların da taraflar arasında iyi niyet, karşılıklı anlayış ve uzlaşma kuralları çerçevesinde çözümleneceği gibi hiçbir yasal dayanağı olmayan, muğlak düzenlemeler getirilmişti.

PROTOKOL MUĞLAK KEYFİ VE ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNE AYKIRI

Eğitim-Sen protokolün iptali için mahkemeye sunduğu gerekçe ise şöyleydi:

”Bir kamu hizmetinin yürütülmesi ile ilgili iş ve işlemlerin muğlak, ne zaman hangi koşullarda değiştirileceği belli olmayan, hiçbir kural içermeyen maddelerle düzenlenemeyeceği; okullarda kurulacağı belirlenen kulüplerin neler olacağının, öğrencilerin hangi kurs ya da seminerlere katılacağının, eğitim kurumları dışında hangi mekanlarda, hangi eğiticiler tarafından  nasıl bir eğitime tabi tutulacağının, eğitim materyali olarak kendisine hangi kitap ya da broşürlerin okutulacağının, hangi gezi, seminer ya da kamplara götürüleceğinin vakıf yetkilileri ile il ya da ilçe milli eğitim müdürünün keyfiyetine bırakılamayacağı;  e-yaygın sistemini kullanma hakkı ile birlikte vakfın, sistemde kayıtlı tüm öğrenci ve velilerin kişisel bilgilerine erişebilmesine de olanak sağlanmasının özel hayatın gizliliğine aykırı ve sakıncalı olduğu.”

DANIŞTAY ÖRGÜN EĞİTİME İLİŞKİN KAYGILARI HAKLI BULDU

Danıştay 8. Dairesi, protokolün örgün eğitime ilişkin kısmı açısından gerekçeleri haklı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Ancak mahkeme protokolün yaygın eğitim kurumlarına yönelik kısmı yönünden, üyelerin bir kısmının karşı oyuna rağmen, “uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmediği” gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı vermedi.

Kaynak: Evrensel