Aile ve Çift Terapisti Klinik Psikolog Murat Dinçer, katıldığı bir seminerde bu soruyu gündemine aldı.

Davutpaşa Anadolu Lisesi’nde ara tatil seminerine katılan Dinçer, aile içi iletişim konusunda öğretmenlerle sohbet etti.

Aile içi ilişkilerde inişler çıkışlar olabileceğini söyleyen Dinçer, önemli olanın çıkabilecek krizleri iyi yönetebilmek olduğunu söyledi.

“Tıpkı bir canlının kalp ritmi gibi ilişkiler de inişli çıkışlıdır. Bir ilişkide kavga edilemiyorsa o ilişki ölü demektir.”

Bizdeki ailenin gence kız bulması geleneğinin Çin gibi bazı kültürlerde de olduğunu söyleyen Dinçer, aile içindeki kavgaların çıkış nedenlerini de şöyle sıraladı:

  • Çocuklar,
  • Köken (Orijin) aile ile ilişkiler,
  • Aile içi koalisyonlar,
  • Kuşaklararası aktarımlar/gelenekler,
  • Bireysellik isteği…

Toplumda göreli olarak erkeklerin daha çok aldattığının altını çizen Dinçer, sebeplerini de üç psikolojik nedene dayandırdı:

  1. Daha çok erkek çocuğuna yatırım yapılması (Erkek çocuğunun ilgi odağı olması)
  2. Evlilikteki cinselliğin erkeklerin fantezi dünyasını karşılamaması
  3. Anneliğin kutsanması (Karısı anne olduktan sonra anneyle de bu iş yapılmaz ki demesi)

Aile içinde ilişkileri kitleyen nedenleri; eleştirme, küçümseme, savunmaya geçme ve duvar örme olarak sıralayan Dinçer, bunların yerine şunları önerdi: yumuşak geçiş, duygularını/ihtiyaçlarını açma, sorumluluk alma ve kendi kendini sakinleştirme...

Dinçer’in bozulan ilişkileri kurtarmak için önerileri de şöyle:

  • Eşlerin arasına üçüncü kişileri sokmamak
  • Geçmişin tekrarından özgürleşmek
  • Günah keçisi aramamak
  • Karşısındakini gerçekten dinlemek
  • Net olmak ile katı olmayı karıştırmamak
  • Aynı yöne bakmak/aynı frekansta olmak
  • Karşıdakinin mizacına saygı göstermek
  • Bir rutini birlikte yapmak
  • Evi “huzur evi” yapmak
  • Kaliteli bir cinsel ilişki
  • Tüketim kültürünün ötesine geçmek

Artık gelişmiş toplumlarda uzaya değil insanın beynine/iç dünyasına yatırım yapıldığının altını çizen Dinçer, aile içi iletişime dair günlük hayatta ıskaladığımız pek çok konunun temelinde psikoloji yattığını söyleyerek şu ilginç tespitlerde bulundu:

  • Tedavi ettiğiniz/iyileştirdiğiniz çocuğu tekrar aynı sosyal bağlamına bırakırsanız eskisinden daha çok acı çeker
  • Annesinin babasının dert ortağı olmak çocukları çok yoruyor hatta bir süre sonra roller karışıyor: Anne kız, kız anne rolüne soyunabiliyor
  • “Berke kardeş yapalım mı sana?” diye sormak karı-koca arasındaki ilişkinin bozulduğunun işareti
  • Anneye daha çok bağlanmamızın nedeni çıktığımız beden olması ve oksitosin hormonu
  • İlişkilerde sevgiden kaçınma ya da karşıdakinin sevgisinden emin olamamanın nedeni çocukken yaşadığımız; annesiz büyüme, ihtiyaçlarımızın yeterince karşılanmamış olması gibi travmatik nedenler
  • Aile içi iletişim daha çok beden diliyle yapılıyor
  • Aile dizileri, psikolojinin biriktirdiği bilgileri alıp kaba bir şekilde istismar ediyorlar
  • Biri kaçan diğeri kovalayan türü ilişkilerde olduğu gibi bağlanma örüntüleri farklı çiftlerde ilişkiler sonradan kopabiliyor
  • Kavga çıkmadan önce eşlerin böyle bir kriz anında ne yapacaklarını konuşmaları yararlı oluyor
  • Bir ilişkide yaptığınız şey işe yaramıyorsa başka yollar arayın, ilişki daha da kötüye gidebiliyor
  • Gece dışarı çıkma isteği, anne-baba karşı çıktıkça, kız çocuklarında daha da artar (feedback mekanizması)
  • “Üç bardağı kaldırmamak eşime kendisini kötü hissettirecekse” neden bunu yapayım diye düşünün
  • Erkekler genellikle, kadın aile içi ilişkileri konuşmak istediğinde, “Reca ederim bu bahsi kapatalım Neriman!” tavrında oluyorlar

Haber: Osman Akyol/21 Kasım 2019, İstanbul