Sadece uzaktan seyrettiğimiz bir coğrafya; içinde yangınlar, kıyametler kopuyor...

Doğdular, senin benim gibi. Daha 12'sine bile basmadan kimi ölümle, kimi işkenceyle, kimi de yoksunlukla baş başa bırakıldı… İki dudağının arasına girecek "Ne mutlu Türk'üm diyene," bile kurtaramazdı artık onları, Kürt’leri! O, üzerine bombalar bırakılan, katırlarının bile neredeyse terörist ilan edildiği bir coğrafyada büyüyordu çünkü, şayet öldürülmediyse...

En sevdiklerini yitirmenin "kader" bile denilemeyecek gerçekliğiyle yüzleşti belki de tüm yaşamı boyunca... Hastalıktan değil, yaşlanmaktan hiç değil; hayır, savaşmaktan da değil... Öyle, birden bire... Kapıları bir gece vakti çalınıp en sevdikleri sürüklenerek götürülürken son vedalarını bile edemedi bir çoğu.

Mezarını bile bilmedikleri kayıpları var hala. Toprağın altında mı onu bile bilmedikleri canları var. Bu ne demek? Bu nasıl bir şey? Bununla yaşamak nasıl bir duygu?

Soruların kendisi bile ağır, insan kendini bir an yerlerine koyup düşünmek bile istemiyor; ama yaşadılar, tüm bu acılarla büyüdüler.

Okulda, hastanede, sokakta, medyada aşağılandılar. Şiveleriyle bile dalga geçti Kürtçe’nin alfabesini bile bilmeyenler...

"Orada bir köy var uzakta gitmesek de görmesek de..." diyebilecekleri bir köyleri dahi kalmadı; yakıldı, yıkıldı!

Daha 18'inde, "Savaşmaya gideceksin," diye gönderilen gençlerin naaşı gönderildi ailelerine. Buldukları her şeyi silah yapmayı aklına getirebilen çocuklar, nesiller yetiştirildi, barışa hasret kalan bu memlekette.

Birbirinin acısını sarmak yerine, acıları yarıştırdı birileri sonra da. "Barış" dedikçe, "terör" diyenler; "insan" dedikçe "terörist" diyenler çıktı hep karşılarına...

Sadece bunlar olmadı elbette...

***

"Biz" diyenler, "Biz'ler" diyebilmenin güzelliğini bilenler el uzattılar birbirlerine. Kardeşliğin sözle kurulamayacağını bilenlerdi onlar. Dinlediler, anlamaya çalıştılar birbirlerini. Ne de olsa kolay değildi savaşmanın yüceltildiği bir ülkede yan yana olabilmek.

***

Önümüz seçim. Her birimiz çok heyecanlıyız. Bu seçim "barış" adına bir seçim olur umarım ki;

Sandıktan, elini önce vicdanına koyacak insanlar zaferle çıkar dilerim ki;

Bu ülke artık ağıtların değil, barış türkülerinin yükseldiği bir memleket olur dilerim ki...

Gidenler dönemeyecek geriye ama hiç değilse huzurla uyusunlar ve yeni acılar yaşanmasın diye oy vermeye giderken yanımıza vicdanımızı alalım, o yeter bize...

Ve her şeye inat: 

Barış kazanacak! Barış kazanacak! Barış kazanacak!