Yunanistan’da Rethymno (Girit)’deki Enternasyonalist Dayanışma İnisiyatifi Türkiye’deki baskılara dair bir deklarasyon yayınlayarak dayanışma çağrısında bulundu.

Girit Enternasyonalist Dayanışma İnisiyatifinin Yunanca, Türkçe ve Kürtçe yayınladığı deklarasyonun da; “AKP, 15 Temmuz 2016 darbe girişimine (FETÖ Darbe girişimi) karşı darbe ile cevap vermiş ve olağanüstü hal (OHAL) koşullarını kullanarak, rejimin bekasını güçlendirmiştir. AKP’nin yarattığı bu korku rejimi altında farklı mesleklerden binlerce insan işlerinden atılmış ve binlercesi tutuklanmıştır. OHAL fırsatçılığıyla AKP, uyguladığı rejime karşı her türlü farklı sesi, hareketi ve yapıyı baskılamıştır. Yaratılan bu korku rejimiyle, Kürt hareketi, işçi hareketleri, siyasi örgütler, özgür basın, kadın ve LGBTI bireyleri, otonomi hareketleri, dernek ve sivil toplum kuruluşları, Ermeni, Alevi, Ezidi ve diğer farklı kimliklerden insanları, İslam dinini AKP’den farklı yorumlayan grupları terörizm söylemini kullanarak susturmakta ve yok etmektedir. Ülke içinde topyekûn şiddet ve savaş politikası yürüten AKP, aynı zamanda bölgesel savaşlardan ve karışıklıktan faydalanarak, Ortadoğu’da egemen bir rol oynamak istemekte ve Ortadoğu’da oluşan farklı hareketlere karşı çıkmaktadır” denildi.

Dayanışma İnisiyatifi AB ve bulundukları ülkelerde bu faşizmin yansıdığını ve bu duruma karşı yaklaşımlarını eleştirerek şunlara değindi:

“AB hükümetleri, AKP ve Erdoğan rejiminin Türkiye halklarına karşı sürdürdüğü sindirme, katletme ve yıkma politikalarına karşı güçlü bir tepki vermeyerek Erdoğan rejimini desteklemektedir. Bütün bu coğrafyadaki rejimler, farklı derecede faşizan politikalar kullanarak kapitalist sisteme uygun tip “erkek, bireyci, itaatkâr ve tüketici vatandaş” yaratmayı amaçlamaktalar. Erdoğan rejiminin şüpheli kategorisini kabul eden Avrupa, bu politikaları aynı zamanda bize karşı kullanmakta ve Türkiye’den gelen mücadelecilere baskı altına almaktadır. ATİK davası bu zorba politikaların doruk noktasıdır. Yunanistan'daki hükümet, bu sürecin güzel bir örneğidir ‘Sevgili başbakanımız Tsipras, 2015 ve 2016'da Türkiye'yi ziyaret etti ve özellikle ilk ziyaretten sonra Türkiye'den gelen mücadelecilere karşı baskıyı arttırdı.’ İnsan haklarının ''koruyucusu'' Avrupa'nın bir kez daha karşılıklı çıkar anlaşmaları doğrultusunda diktatör rejimlerle işbirliği içinde olduğunu göstermektedir. Batı yaşam tarzı, sözde değerlerinin barış, özgürlük, insan hakları İslami terörizm tarafından tehdit edildiği emperyalist propagandasıyla, halk dirençlerinin suç sayılması ve siyasi muhalefetin sesinin -nereden ve kimden gelirse gelsin- susturulması hedeflenmektedir.”

Girit Entarnasyonalist Dayanışma İnisiyatifi Türkiye’deki dostlarına şöyle seslendi: “Sevgili yoldaşlar, dünyanın bu küçük köşesinden cesaretli mücadelenizi seyrediyoruz. Yaşam alanlarınız ve mahallenizde serbestçe nefes almaya izin vermeyen faşizme karşı Türkiye’deki halkların uzun ve onurlu bir mücadele tarihi olduğunu biliyoruz. Umarız ki küçük sesimiz, komşularımızın mücadelesiyle başka dayanışma seslerini ve eylemlerini birleşecektir” .

Son olarak siyasi tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını isteyen inisiyatif ve Türkiye’deki muhaliflere dokunmayın çağrısında bulunuldu. (Rosida Koyuncu / Demokrat Haber)