Unutulmaz lider Willy Brandt doğumunun 100'üncü yılında anılıyor. Brandt'ın Polonya'da Yahudi Anıtı önünde diz çökmesinden, Doğu Bloku’na yakınlaşmasına kadar çeşitli siyasi adımları hala hafızalarda.

Willy Brandt 100 yıl önce 18 Aralık 1913'te Herbert Karl Frahm adıyla Lübeck'te doğdu. Siyasete ilgisi genç yaşlarda başlayan Brand, 1930'da Sosyal Demokrat Parti'ye (SPD) üye oldu, bir yıl sonra da Alman Sosyalist İşçi Partisi'ne (SAPD) geçti. Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne (NSDAP) ve Başkanı Adolf Hitler'e karşı kampanyalarda aktif olarak yer aldı. 1933'te NSDAP'nin iktidara gelmesi üzerine Willy Brandt takma adıyla Norveç'e kaçtı. Bu dönemde gazetecilik yaptı ve siyasi çalışmalarını sürdürdü. Nazi yönetimi kendisini Alman vatandaşlığından çıkardı. 1940'da Almanya Norveç'i işgal edince Brandt dört hafta tutuklu kaldı. Alman olduğu fark edilmeyen Willy Brandt Norveç pasaportu ile İsveç'e kaçtı.

YENİ BİR SİYASİ DÖNEMİN ÖNCÜSÜ OLDU

Willy Brandt İkinci Dünya Savaşı sonunda Almanya'ya döndü. Bir yıl sonra Willy Brandt ismi ile yeniden Alman vatandaşlığına geçti. Sosyal Demokrat Parti'ye katılan Brandt'ın 1957'de Berlin Belediye Başkanı olması ile siyaset dünyasında adı duyulmaya başladı. 1966'da Hristiyan Birlik Partileri ile SPD'nin kurduğu ilk Büyük Koalisyon hükümetinde başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olarak görev aldı. Bu dönemde Willy Brandt daha sonra izleyeceği 'Ostpolitik-Doğu Politikası', Batı Almanya'nın yavaşça Doğu'ya açılması çizgisinin ilk adımlarını attı. 1969'da ilk Sosyal Demokrat başbakan olarak göreve gelen Brandt, işaretlerini önceden verdiği Doğu'ya açılma politikasını uygulamaya koydu. Bu politika çerçevesinde, 1970 yılında tarihte 'Doğu Anlaşmaları' olarak anılan Polonya ile Varşova Anlaşması ve Sovyetler Birliği ile Moskova Anlaşması imzalandı.

YAHUDİ ANITI ÖNÜNDE DİZ ÇÖKTÜ

Willy Brandt'ın 1970 yılında Başbakan olarak Polonya'nın başkenti Varşova'yı ziyareti sırasında Yahudi Anıtı önünde diz çökmesi dünyada büyük yankı buldu. Nazi askerlerinin öldürdüğü Yahudilerin anısına yapılan anıtın önünde duran Brandt birden diz çökerek dua etti. İkinci Dünya Savaşı sırasında altı milyon Polonyalı hayatını kaybetmiş ve Polonya Nazi kıyımından en fazla etkilenen ülke olmuştu. Dünya, Brandt'ın bu hareketini övgüyle karşılarken, baybakanın jesti Almanya'daki sağ kesim tarafından tepkiyle karşılandı. Sosyal Demokrat politikacı Batı/Doğu arasındaki gerginliği gidermeyi hedefleyen tutumu ile 1971 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü.

SİYASETTE GERİLEME DÖNEMİ

1972 seçimlerinden Brandt'ın liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti en güçlü parti olarak çıktı. Ancak başarılı seçimler iç siyasette başarı getirmedi. Willy Brandt'ın birinci başbakanlık döneminde iç siyasette 'daha fazla demokrasi' çizgisi izlendi. Seçme yaşı 18'e indirildi, işyeri yönetmelikleri kanununda işçilere daha fazla haklar tanındı ve kürtaj on ikinci haftaya kadar yasal kabul edildi. 1972 seçimlerinden sonra ise iç siyasette gerileme dönemi başladı. Alman bütçesini sarsan petrol krizi ve havaalanı kule kontrol görevlilerinin grevi, genç sosyal demokratların başkaldırısı Willy Brandt'ın başbakanlığına gölge düşürdü. Brandt'ın başbakanlık dönemi özel danışmanı Günter Guillaume'nin Doğu Alman ajanı olduğunun anlaşılması üzerine sona erdi. 6 Mayıs 1974'te Willy Brandt görevinden istifa ettiğini açıkladı. Daha sonra kalkınmakta olan ülkelerle yakınlaşma alanında siyasi çalışmalarını sürdüren Brandt 8 Ekim 1992'de 78 yaşında hayata gözlerini yumdu.

© Deutsche Welle Türkçe