Tarık Ali’nin o yazısı:

İsyanlar, neden her zaman, sebebi ne olursa olsun aynı yerlerde patlak verir? Sadece tesadüf mü? Belki de sınıf, ırk, normalleştirilmiş açlık ve günlük yaşamın saf gaddarlığıyla alakalıdır? Hükümetteki politikacılar (İşçi Partisi dahil), taşlaşmış ideolojileriyle bunları söyleyemezler, çünkü üç parti de krizden eşit oranda sorumludur. Bu pisliği onlar yarattı.

Onlar zenginlere ayrıcalık tanır. Onlar, yargıç ve hakimlere, sapanlarla yakalanan protestoculara en ağır cezaları vermeleri ve böylece örnek olmaları gerektiğini bildirirler. Onlar 1990’dan bu yana binin üzerinde insan gözaltında polisler tarafından vurularak öldürülmüşken neden tek bir polis dahi sorgulanmamıştır sorusunu ciddi bir şekilde dile getiremez. Hangi parti olursa olsun, milletvekilinin ten rengi ne olursa olsun aynı klişeleri tekrarlarlar. Evet, Londra sokaklarındaki şiddetin kötü olduğunu biliyoruz. Evet, mağazaları yağmalamanın kötü olduğunu biliyoruz. Peki neden şimdi yaşanıyor? Neden geçen sene olmadı bu olaylar? Çünkü öfke zaman içinde birikir, çünkü sistem yoksul bir topluluğun genç siyahi bir üyesini öldürdüğünde, cevabını içgüdüsel ve simultane bir şekilde alır.

“Uslu” devlet televizyonu ve holding medyasının desteğine sahip olan politikacılar ve iş adamları, ekonomiyle başa çıkamaz ve neticesinde yoksulları cezalandırıp durursa işler daha da kötüye gider. ‘Düşmanı’ canavarlaştırmak, içeride ya da dışarıda korku yaratmak ve onu adaletsizce mahkum etmek sonsuza kadar sorunsuz devam edemez. Bu ülkede gerçek bir muhalefet partisi olsaydı, neoliberal sistem daha fazla insana zarar vermeden onu ortadan kaldırmayı gündeme getirirdi. Bütün Avrupa’da, bir zamanlar merkez sol ile merkez sağ’ı, sosyal demokratlarla muhafazakarları birbirinden ayıran özellikler ortadan kayboldu. Resmi politikaların aynılığı, seçmenlerin daha az imtiyazlı olan kesimini yani çoğunluğu daha da güç duruma düşürüyor.

Tottenham, Hackney, Enfield ve Brixton’lı genç, siyahi işsiz ya da yarım-işçiler sistemin kendilerine karşı olduğunun farkında. Politikacıların anırmalarının o sokakları ateşe verenler şöyle dursun toplumun çoğunluğu üzerinde de hiçbir gerçek etkisi yok. Yangın söndürülecek. Mark Duggan’ın neden öldürüldüğüne dair acınası bir soruşturma yürütülecek, pişmanlıklar dile getirilecek, polis cenazeye çiçekler gönderecek. Yakalanan protestocular cezalandırılacak ve herkes rahat bir nefes alarak hayatına devam edecek, ta ki bir sonraki yangına kadar...

www.lrb.co.uk’den çeviren Mithat Fabian Sözmen / Evrensel