Suriye’de yüzlerce kişinin canına mal olan kimyasal gazdan rejim ve muhalifler birbirini sorumlu tutuyor. Bölgede incelemelerine başlayan BM denetçileri saldırının kaynağına açıklık getirebilecek mi?

Suriye’de başkent Şam’ın dışındaki Mudamiye bölgesinde 21 Ağustos’ta düzenlenen ve yüzlerce kişinin ölümüne neden olan saldırıda kimyasal silah kullanıldığı iddiaları dünyayı ikiye böldü. Batılı ülkeler Esad rejiminin kimyasal silah kullandığı tezinden yola çıkıyor.

Amerikan Savunma Bakanı Chuck Hagel Endonezya ziyareti sırasında askerî müdahale olasılığı ile ilgili yorum yapmaktan kaçındı, ancak tek taraflı bir eyleme girişmeyeceklerini vurguladı: “ABD, Suriye’deki durumla ilgili olarak tüm seçenekleri değerlendirmektedir. Müttefiklerimiz ve uluslararası toplumla birlikte çalışıyoruz, istihbaratı analiz ediyoruz, gerçeklere ulaşacağız. Eğer bir eylemde bulunulacaksa, bu uluslararası toplumla uyum içinde ve yasal gerekçeler çerçevesi içinde olacaktır. Tüm gerçeklere ulaşıncaya kadar, Suriye’de olanlar konusunda kesinlikle eminiz. Harekete geçme ya da geçmemenin sonuçları konusunda yorum yapmayacağım.”

DENETÇİLER İLK İNCELEMELERİNİ TAMAMLADI

Suriye rejiminin denetim için yeşil ışık yaktığı bölgede BM uzmanları dün ilk incelemelerde bulundu. Konvoylarına keskin nişancılar tarafından açılan ateşe rağmen denetçiler 21 Ağustos saldırısından hayatta kalanlarla görüştü, iki hastaneyi ziyaret etti ve numuneler topladı.

Suriye Enformasyon Bakanı Umran ez-Zubi, kimyasal silah saldırısından isyancıları sorumlu tutarak, bu yönde ellerinde bilgi ve kanıtlar bulunduğunu savundu: ''İlk saniyeden itibaren söyledik. Ve bir kez daha güvencesini veriyoruz: Biz kimyasal silah kullanmadık. Suriye’nin hiçbir yerinde, hiçbir şekilde. Bunu geçmişte de yapmadık, şimdi de ve gelecekte de yapmayacağız. Suriye yönetiminin kesin tutumu budur.“

Suriyeli Kürtler de saldırının arkasında Esad rejiminin bulunamayacağı görüşünde. Suriye’deki en önemli Kürt grubu Demokratik Birlik Partisi’nin Başkanı Salih Müslim, Reuters haber ajansına verdiği mülâkatta, ''Rejimin elinde kimyasal silah var gerçi. Ama yönetim bu silahları BM kimyasal silah uzmanlarının bulunduğu yere sadece beş kilometre uzaklıkta kullanmayacaktır. O kadar da aptal değiller“ diye konuştu. Müslim dolaylı olarak saldırıdan çeteleri sorumlu tuttu ve ''Rejimi suçlu göstermeye çalışan güçler var. Ayrıca kimyasal silah sahibi olan sadece hükümet değil“ dedi.

Suriye’de Esad rejiminin en önemli müttefiklerinden Rusya’dan da önemli açıklamalar geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, suçlamaların zamanlamasına dikkat çekti: ''Şuna dikkatinizi çekmek isterim: Kimyasal silah saldırısı haberi tam da Amerikalılar ve Rusların Cenevre’deki Suriye konferansına hazırlık yaptıkları bir dönemde geldi. Bu sözde saldırı hakkında yaşanan heyecanın, planlanan zirveyi tehlikeye attığından hiç şüphe yok.“

Nitekim Cenevre konferansıyla ilgili umutlar sönüyor. Dün İstanbul’da toplanan Suriyeli muhalifler, kimyasal silah saldırısının ardından Cenevre’de planlanan konferansa katılmayacaklarını açıkladı. Peki tartışmalara konu olan bölgede kimyasal silah kullanıldı mı, ya da kim kullandı sorularına yanıt bulunabilecek mi?

'PROPAGANDA SAVAŞI'

2004-2006 yılları arasında BM biyolojik silahlar denetçisi olarak görev yapan, Alman Sol Parti’nin meclis grubu dış politika sözcüsü Jan van Aken, denetçilerin saldırıdan hayatta kalanlar üzerinde yapacakları incelemeler sonucu kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını dakikalar içinde kolayca bulabileceklerini, laboratuvar incelemeleri sonucu hangi maddelerin kullanıldığını da söyleyebileceklerini belirtiyor.

Van Aken, izlerin silineceği yönündeki iddiaları ise propaganda olarak nitelendiriyor: „İzlerin yok edilmesi konusundaki açıklamalar saçmalık. Çünkü asıl önemlisi saldırıdan hayatta kalanlar üzerindeki incelemeler. Üzerinden günler geçse de bu kişilerin enzimlerinin durumu ve idrar tahlil sonuçları değişemez. İzlerin silindiği yönündeki açıklamalar İngiliz Dışişleri Bakanı tarafından yapılan salt propagandadır.“

Aken, çok uçucu özellikteki sinir gazının bile haftalar sonra toprakta tespit edilebilecek atıklar bıraktığını kaydetti. Eski BM denetçisi Aken’a göre asıl sorun başka bir noktada yatıyor: „Denetçiler sadece kimyasal silah kullanıldı mı, kullanılmadı mı, bunu söyleyebilir. Kimin kullandığına dair hiçbir şey söyleyemezler. Ortada dolaşmaya başlayan ve hararetli bir şekilde sürecek olan bu tartışmalar, bir siyasî propaganda savaşıdır. Kanımca sonunda herkes elde kanıt olmadan birşeyler iddia edecektir. Soru, bunlara inanılacak mı.“ (DW Türkçe)