Suriye'de günlerdir çatışmaların yaşandığı Humus kentinde iki yabancı gazetecinin öldüğü açıklandı.

 

Muhalif eylemciler, bombardıman sırasında gazetecilerin kaldığı ve 'medya merkezi' olarak kullanılan bir evin vurulduğunu söylüyor.

 

El Arabiye televizyonu saldırıda dört yabancı gazetecinin de yaralandığını ancak bombardıman sürdüğü için bulundukları yere ulaşılamadığını duyurdu.

 

Bab-ı Amr bölgesindeki bombardıman sırasında ölen ve yaralanan çok sayıda Suriyeli de olduğu bildiriliyor.

 

Ölen gazetecilerin İngiliz Sunday Times gazetesi için çalışan Amerikalı Marie Colvin ve Fransız foto muhabiri Remi Ochlik olduğu açıklandı. Her iki gazetecinin de Orta Doğu ve diğer çatışma bölgelerinde uzun yıllara dayanan deneyimleri olduğu bildiriliyor.

 

Colvin, 2001 yılında da Sri Lanka'daki çatışmaları izlerken ateş altında kalmış, bir gözünü kaybetmişti.

 

Suriye hükümeti ülkede yabancı gazetecilerin faaliyetini sıkı denetimlere tabi tutuyor. Ancak giderek daha çok gazeteci olayların sürdüğü yerlere ulaşmak için riskleri göze alıyor.

 

Geçen hafta da New York Times muhabiri Anthony Shadid geçirdiği bir astım krizi sonucu ölmüştü.

 

Colvin 2010'da ölen gazetecileri anma töreninde konuşmacıydı.

Reuters haber ajansı bir görgü tanığına dayanarak Humus'ta önce gazetecilerin kaldığı evin tank ateşine hedef olduğunu, ardından kaçmaya çalışan gazetecilerin bir roketle vurulduğunu ileri sürdü.

 

BBC’nin haberine göre, Humus, iki haftadır Suriye ordusunun kuşatması altında. Bölgede bazı binaların tamamen enkaz yığınına döndüğü belirtiliyor.

 

Muhalifler, dün ülkenin çeşitli bölgelerinde düzenlenen saldırılarda 100'den fazla kişinin öldüğünü öne sürüyor.

Bunlardan 40'ının Humus'ta olduğu, İdlib'in de can kaybının yaşanan bir diğer merkez olduğu kaydediliyor. Türkiye sınırı yakınındaki İdlib'den eylemcilerin internete yüklediği görüntülere göre, muhaliflerin yargısız infazlara hedef olduğu ileri sürülüyor. Görüntülerde elleri bağlı olduğu halde başlarından vurulmuş cesetlerin yanyana dizildiği görülüyor.

 

Suriye medyası ise, güvenlik kuvvetlerinin bölgede "silahlı terör çetelerine" karşı operasyonlar düzenlediğini ve öldürülenler olduğunu bildirdi.

 

HUMUS‘TA ÇATIŞMANIN BİLANÇOSU

BBC’nin haberinde, son iki haftadır Humus’a yönelik bombardımanda 100’den fazla kişinin öldüğü ileri sürülüyor.

 

Kimi insan hakları örgütleri, Humus kentinin Baba Amr semtine yönelik yoğun bombardımanda 40'tan fazla kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

 

Esad muhalifi aktivistler, kimi binaların tamamen enkaz yığınına döndüğünü söylüyor. Bir sahra hastanesinin de bombardımanda vurulduğu, fakat içerideki personelin zarar görmediği bildirildi.

 

Kuzey eyaletlerinden, Türkiye sınırına yakın İdlib'de kimi köylere hükümet güçlerinin baskın düzenlendiği ileri sürülüyor. İdlib'de kaydedildiği belirtilen ancak bağımsız kaynaklarca doğrulanamayan video kayıtlarında 500 kadar Suriyeli asker, orduyu terkedip isyancılara katıldıklarını ilan ederken görülüyor.

 

BBC muhabiri Jim Muir, internette bu türden video kayıtların daha önce de yayınlandığına, ancak ilk kez yüzlerce askeri bir arada orduyu terkederken gösteren kayıtlara rastlandığına dikkat çekiyor.

 

DİPLOMATİK GİRİŞİMLER VE RUSYA’NIN TEPKİSİ

Başını Arap ülkelerinin çektiği, kendini ‘Suriye’nin dostları’ olarak adlandıran ülke temsilcilerinin Tunus’ta bu Cuma toplanması öngörülüyor.

 

Suriye’nin müttefiki Rusya’nın “sözde Suriye’nin dostları”  toplantısına katılmayacağını açıklaması, girişimin ölü doğma tehlikesini beraberinde getiriyor.

 

Rus dışişleri sözcüsü Aleksander Lukaşeviç hükümetinin Tunus’a gitmeme kararını şu şekilde açıkladı:

‘‘Bize ulaşan bilgilere göre, Suriye’li muhalif gruplar Tunus’a davet edildi. Ancak Suriye hükümetinin temsilcileri konferansa çağırılmadı. Bu demektir ki, resmi otoriteleri destekleyen Suriye halkının çok geniş kesimlerinin çıkarları gözetilmeyecek. Uluslararası topluluk bizim düşüncemize göre Suriye halkının bir bölümünün değil tümünün dostu olmalı’‘

 

Diplomatik sürecin odaklaştığı yerlerden biri de Arap Birliği. Genel Sekreter Nebil el-Arabi, Suriye konusunda Moskova ve Pekin’in tavrını yumuşatmaya çalıştı. Suriye’yi askıya alan Birlik, bu iki başkentte tavır değişikliği işaretleri gözlüyor.