Rusya’nın Suriye’de siyasi diyaloğun sağlanması girişimi çerçevesinde görüşme trafiği hız kazandı. Suriye dışında yaşayan muhalif isimleri Moskova’ya davet eden Rusya, krize taraf ülkelerle de temaslarını sürdürüyor. RS FM'den Hediye Levent, Moskova heyetinde yer alan isimlerle gelişmeleri konuştu:

Rusya'nın girişiminin nasıl bir yol haritası üzerinden ilerleyeceği henüz belirsiz. Resmi temasların ardından yapılan açıklamalar ve Moskova’yı ziyaret eden Suriye muhalefetinden isimlerin aktardığı bilgiler çerçevesinde girişimin net bir çerçevesinin olmadığı söylenebilir. Gerek Suriyeli muhalifler ve gerekse krize taraf ülkelerle temaslarla birlikte şekillenen Rus girişiminin genel hatları ile;

-Suriyeli muhalifler arasında iletişimi sağlamak,

-Siyasi diyalog için yönetimle masaya oturacak temsilcilerin belirleneceği bir ortam oluşturmak,

-Bu girişim çerçevesinde, Suriye krizine taraf ülkelerin asgari müşterekte dahi olsa diyaloğunu sağlamak hedefleri üzerinden ilerlediğini söylemek mümkün.

3 esas hedefin nasıl gerçekleştirileceğine dair detaylar önümüzdeki süreçte belirginleşecek gibi görünüyor.

Suriye yönetim ve muhalefet çevrelerinde dikkatle takip edilen bu girişimin izlemesi gereken yol haritalarına dair farklı görüşler dile getiriliyor. (1)

“PAZARLIK DEĞİL DİYALOG OLMALI”

Muhalifleri tek tek ya da heyet halinde Moskova’ya davet eden Rusya, henüz ilk hedef çerçevesinde görüşmelerini sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde Suriye içinden çeşitli parti, hareket ve aşiret temsilcilerinin de olduğu bir heyet Moskova’da Bogdanov ile görüştü.

Radyo Sputnik’e Moskova ziyaretini değerlendiren Tarık El Ahmet, Suriye Sosyal Milliyetçi Parti’nin temsilcisi olarak heyette yer aldı. Mevcut duruma ve izlenmesi gereken sürece dair görüşlerin aktarıldığı toplantının “yapıcı bir başlangıç olduğu” görüşü hakim.

El Ahmet, Bogdanov’a “Cenevre toplantılarında yapılan hataları aktardıklarını” belirterek, “Artık Cenevre 3 yok Moskova 1 var” diyor. Suriye halkının ve muhalefetinin temsilcisi olarak Cenevre toplantılarında yer alan grupların temsil gücü ve Suriye’deki krizin çözümü için gerçekçi ve somut yaklaşımların ortaya çıkmaması nedeniyle Cenevre toplantılarına ilişkin tartışmalar sürüyor. Sonuçsuz kalan Cenevre 1 ve 2 toplantılarının devamı niteliğinde Cenevre 3 toplantısının yapılıp yapılmayacağına dair henüz somut bir gelişme yok.

Cenevre toplantılarının devam etmeyeceğini savunan kesimden olan El Ahmet’e göre bu toplantıların başarısız olmasının temel nedeni “diyalog yerine pazarlık anlayışı çerçevesinde hareket edilmesi” oldu. El Ahmet, “bu anlayışın Cenevre 1’e de aykırı olduğuna ve daha önce yapılmış hatalardan ders alınması gerektiğine” dikkat çekerek Rus girişiminin “Pazarlık değil diyalog çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini” savunuyor.

“DİYALOGDA İKİ TARAF DEĞİL BİRÇOK TARAF OLMALI”

El Ahmet’e göre, “Cenevre toplantılarında (Suriye Dışişleri Bakanı) Velid El Muallim bir tarafta Suriye hükümetini temsil etti ama diğer tarafta Ahmet Carba vardı. Carba’nın muhalefeti temsil ettiği yaklaşımı yanlıştı. Çünkü o, muhaliflerin hepsini değil Ulusal Koalisyonu temsil ediyordu. Ulusal Koalisyon dış muhalefetin sadece bir parçasıdır. Suriye içinde de muhalefet, tarihi partiler, hareketler, birlikler var. Bunların hepsi siyasi hayatın içinde ve hükümetin dışındalar.”

Diyalog görüşmelerinin sadece muhalefet ve yönetim ya da muhalif isim ve yapılar arasında yapılmasının doğru olmadığını da savunan El Ahmet, “Bir yanda hükümet, diğer yanda iç ve dış muhalif dinamikler, tarihi partiler var. Bu partilerin muhalif olmaları gerekmiyor. (Sendikalar, öğrenci ve kadın birlikleri gibi) toplumsal dinamikler de önemli, dolayısıyla diyalogda iki taraf değil birçok taraf olmalı” diye konuşuyor.

Moskova 1 toplantısının Suriye hükümeti olmadan yapılması ihtimali olduğunu öne süren El Ahmet, önce muhalifler ve Suriye ulusal dinamikleri arasında diyalog ve istişarenin sağlanacağını ardından yönetimle diyalog sürecinin başlayabileceğini söylüyor.

Sadece muhalifler arası bir toplantının liderlik kavgasına neden olabileceğini savunan El Ahmet, muhalifler arası fiziksel kavgadan hırsızlı ve hainlik gibi suçlamalara kadar yaşanan çatışmaları hatırlatıyor.

“RUSYA ULUSLARARASI MEŞRUİYET ÜZERİNDEN HAREKET EDİYOR”

Moskova’ya giden heyette yer alan Faysal Azzuz BAAS Partisi üyesi ve milletvekili.

Rusya’nın Suriye iç ve dış muhalefetini siyasi diyalog sürecine mümkün olabilecek en yüksek düzeyde katılımının sağlanması konusunda çok ciddi olduklarını anlatan Azzuz, “bu girişimin önceki girişimlerden daha ciddi olduğu” görüşünde.

Azzuz’a göre, “Rus girişimi, Cenevre 2’ye alternatif değil. Rusya uluslararası meşruiyet üzerinden hareket ediyor, uluslararası kamuoyunun ve kuruluşların rolüne inanıyor. Bu nedenle Rusya’nın atacağı adımlar çok önemli.”

“CARBA İLE MASAYA OTURURUM”

Suriye iç ve dış muhalefeti arasında kolay kolay kapanmayacak görüş farklılıkları olduğu açık. Dış muhalefet Suriye içindekileri “yönetimin uzantıları” diye suçlarken iç muhalefet de ülke dışındaki muhalif oluşumlara “işgali onaylayan hainler” gözüyle bakıyor. Muhalifler arasında diyalog görüşmelerinin başlaması için iki taraftan birinin duruşunu esnetmesi ya da politikasından vazgeçmesi gerekiyor.

Tarık El Ahmet, “Dış muhalefetle mesela, Ahmet Carba ile aynı masaya oturur musunuz?” sorusuna “Evet otururum” cevabı veriyor ancak konuşmasının devamında dış muhalefete dair güvensizliği açıkça görülüyor.

El Ahmet’in “Peki, aynı masaya oturdunuz, hangi taraf politikasından taviz verecek?” sorusuna cevabı şöyle:

“Bizim partimizin temel esası şu: Suriye’nin çıkarları her şeyden üstündür. Suriye’nin çıkarına olan, kanı, yıkımı durduracak ne varsa ben onunlayım. Benim akrabalarımdan da çok şehit var. Dış muhalefetin bunun sorumlusu olduğunu düşünüyorum ancak ben, Suriye’nin çıkarları için bunu unutmaya hazırım. Bütün Suriyelilerin aynı şeyi yapması lazım. Eğer Cenevere 2’deki pazarlık gibi olacaksa bunu reddederim. Eğer birisi Rakka’yı işgal etmişse onunla nasıl pazarlığa oturayım? İşgal ettiği bir topraktan vazgeçip bunun karşılığında bakan olmasını pazarlık unsuru olarak kabul etmem. Siz Türkiye’de silahlı bir grubun bir şehri işgal etmesini kabul eder misiniz? Ama diyaloğu kabul ederiz.”

Dış muhalif oluşumların duruş değiştirme ihtimali olup olmadığı sorusuna, “(Dış muhalif yapılar) Geri adım atmayacaklarını söyleyeceklerdir. Sürekli yalan söylüyorlar. Biz siyasetle uğraşanlar aynı zamanda sinyalleri de okuruz. Bence dış muhalefetten bazılarının Moskova’ya gitmiş olması bazı konularda geri adım atacaklarını gösteriyor. Mesela muaz el hatip...” cevabını veren El Ahmet’e göre, “Rus girişimi çerçevesinde yapılacak toplantılara katılanlar meşruiyet kazanacak, diğerlerinin meşruiyeti bitecek.”

BAAS Partisi üyesi olan Azzuz’a “Muaz El Hatip’in başbakan olabileceği” yönündeki söylentileri hatırlatarak “Bir BAAS’lı olarak dış muhalefetle aynı masaya oturur musunuz?” diye soruyoruz. Azzuz şöyle cevap veriyor:

“Bizim El Hatip ile ilgili Suriye’ye darbe vurulmasını onayladığı gibi olumsuz düşüncelerimiz var. Eğer El Hatip daha önce bazı eylem ve söylerimden hatalı olduğunu kabul ederse Suriye’de kimin başbakan olacağına anayasa ve seçimler karar verir. Ama önceden birisinin başbakan olması gibi bir şart olursa buna zaten diyalog denmez. Diyaloğu kabul ettiğimize göre, diyalogdan çıkacak sonuçları da kabul ederiz. Diyaloğa dahil olacak herkesin Suriye’nin egemenlik haklarını kabul etmesi, şiddeti reddetmesi lazım.”

IŞİD VE NUSRA’YI KİM DURDURACAK?

Rusya’nın diyalog girişimi çerçevesinde sıkça sorulan sorulardan biri IŞİD ve Nusra Cephesi gibi yapıları kimin durduracağı...

El Ahmet’e göre, Rus girişiminin mesafe katetmesi ile birlikte Suriye meselesi yeni bir aşamaya geçecek. Bu çerçevede, “Bazı hatalardan dönülmesi gerekecek. Türkiye’nin sınırlarını kapatması, Suudi Arabistan’ın para musluğunu kesmesi gerekecek. Daha sonra IŞİD ve Nusra Cephesi ile mücadele için yeni bir ortam oluşacak. Siyasi çözüm için yeni yollar açılacak. Bununla birlikte De Mistura’nın çatışma dondurmayı öngören planı da uygulanırsa sorunlar tek tek çözülür, Suriye krizi çözüme doğru yolamaya başlar...”

“MUHALİFLER ENTEGRE DEĞİL”

Suriye içindeki muhalif isimlerden Nebil Feyyad ise Rus girişimine ümitsiz bakanlardan. Özgür Suriye Ordusu’nun sahada gücünün olmadığı IŞİD ve Nusra Cephesi’nin en etkili yapılar haline geldiğini belirten Feyyad, dış muhalefetin dağınıklığına da dikkat çekiyor.

Feyyad’a göre, “Katar’a bağlı bir muhalefet var, Fransa’ya bağlı bir muhalefet var, Türkiye’ye bağlı bir muhalefet var. Bunlar birbirlerine entegre değiller. Rusya’nın Muaz El Hatip, Mişel Kilo gibi isimleri öne çıkardığını varsayalım. Sahada 3 tane güç var Suriye ordusu, IŞİD ve Nusra Cephesi. Suriye dış muhalefetinin sahada gücü/etkisi yok, neyi ortaya koyarak masaya oturacaklar?”

Rusya’nın girişiminin başından itibaren başarısızlığa mahkum olduğunu savunan Feyyad, “Gerçekçi olmak lazım. Suriye dış muhalefetinin Suriye’de herhangi bir varlığı karşılığı, sokak nezdinde saygınlığı yok. Biz de bir söz vardır, Kendisine itaat edilmeyenin gücü yoktur derler. Bu durumda devlet IŞİD lideri Bağdadi ya da Nusra Cephesi lideri Colani ile mi masaya oturacak?” diye konuşuyor.

Rusya’nın Suriye’deki krizin çözümüne ilişkin niyetini sorgulayan Feyyad, “IŞİD’i ABD vuruyor, Suudi Arabistan, Katar vuruyor, neden Rusya dahil olmuyor?” diye soruyor.

TEMAS TRAFİĞİ

Görüşmeleri yürüten Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov Aralık ayı içinde Türkiye, Lübnan ve Şam’ı ziyaret etti.

İstanbul’da Suriye dış muhalefetinden Hadi Bahra ile görüşen Bogdanov’un bu temasının dış muhalif oluşumlar tarafından “Rusya, muhalefete bir an önce masaya oturması için baskı yapıyor” şeklinde değerlendirildi. (2)

Bogdanov, Lübnan’da Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah dahil siyasi temsilcilerle biraraya geldi. Görüşmelerin içeriği ve Lübnanlı siyasi çevrelerin Rus girişimine nasıl yaklaştıklarına ilişkin bilgi sızmadı ancak Lübnan basınında yer alan haberlerde görüşmelerde, “Suriye’de siyasi çözümün öneminin yanısıra Suriye’deki güvenlik sorununun Lübnan’ı da doğrudan etkilemeye başladığına” vurgu yapıldığı belirtiliyor. (3)

Bogdanov’un bir sonraki durağı olan Şam’da Devlet Başkanı Beşşar Esad ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklama dikkat çekiciydi. Bogdanov, “Amerikalı partnerlerimle de temas halindeyim. Eğer Suriyeliler Moskova’da biraraya gelmek isterlerse bunu Amerika ve diğerleriyle de konuşacağız” dedi. Bu açıklama, Rus girişiminin sadece Suriyeli muhalifleri ve ardından muhaliflerle yönetimi biraraya getirmekle sınırlı kalmayacağının, krize taraf ülkelerin de süreci yakından izlediğinin işareti olarak değerlendirilebilir. (4)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın da Bogdanov ile yaptığı görüşmeyi yapıcı ve olumlu bulduğu da dikkate alındığında Rus girişiminin Şam ve krize taraf ülkeler arasında da asgari müşterekte de olsa diyaloğu içerdiği söylenebilir. (5)

Rusya’nın bu girişiminin Putin’in Türkiye ziyaretinde gündeme geldiği, Bogdanov’un Suudi Arabistanlı partnerleri ile de temasta olduğu öne sürülüyor. İran’ın tam destek verdiğini açıkladığı girişime Türkiye’nin de dahil olduğu iddialar arasında. Bu çerçevede Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun 22 Aralık’ta Moskova’ya gideceği öne sürülüyor. (6)

1 http://www.rsfmradio.com/2014_12_05/Suriye-Siyasi-cozum-de-Rus-fasli/

2 http://www.aljazeera.com.tr/haber/rusya-suriyede-agirligini-koyuyor

3 http://www.dailystar.com.lb/News/Lebanon-News/2014/Dec-05/280005-bogdanov-in-beirut-to-discuss-lebanon-region-security.ashx

4 http://www.naharnet.com/stories/en/158640

5 http://www.naharnet.com/stories/en/158640

6 http://www.rsfmradio.com/2014_12_18/sinirlioglu-suriye-icin-moskovaya-gidiyor/

Kaynak: rsfmradio.com