The Washington Post, ABD'li yetkililere dayanarak, Trump'ın Süleymani suikastı kararının gerisinde Pompeo'nun olduğunu ileri sürdü.

ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın iki numarası Kasım Süleymani'ye suikast düzenleyerek 3. Dünya Savaşı kumarı oynamasının gerisindeki saiklerin ne olabileceğiyle ilgili haberlere bir yenisi eklendi.

The Washington Post gazetesi, ABD'li yetkililere dayanarak, CIA Başkanlığından Dışişleri Bakanlığına terfi eden Mike Pompeo ile Başkan Yardımcısı Mike Pence'in Süleymani suikasti için Trump'a uzun zamandır yoğun telkinde bulunduğunu yazdı. 

Pompeo'yu Süleymani suikastının arkasındaki adam olarak sunan haberde, Dışişleri Bakanı'nın yazın suikast planı sunduğunda Trump'tan ret yanıtı aldığı, ABD Başkanı'nın aslında suikast için can atmadığı, ABD ordusunda çok sevilen emekli general James Mattis'in Savunma Bakanı kalmış olsaydı suikastı engelleyeceği öne sürüldü.

Habere göre, 31 Aralık'ta ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği'nin basılmasıyla sonuçlanan protestolar başladığında 'bu yeni güvenlik tehdidini' Savunma Bakanı Mark T. Esper, Genelkurmay Başkanı Mark A. Milley ve ABD'nin Irak Büyükelçisi Matthew Tueller ile telefon görüşmelerinde ele alan Pompeo, hafta boyunca Trump'la da defalarca telefonda konuştu.

29 Aralık'ta Pompeo, Esper ve Milley Trump'ın Florida'daki özel kulübüne seyahat etti, buradaki toplantıda iki savunma yetkilisi İran saldırganlığına olası misilleme seçeneklerini sundu, bunların arasında Süleymani suikastı da vardı.

Trump'ın Süleymani'yi hedef alma kararının, bununla ilgili bilgilendirilen bazı yetkililerde sürpriz, hatta şok etkisi yarattığı belirtildi.

Gazeteye adlarının açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkililer, Trump'ın İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı'na suikasta onay vermesinin, Pompeo ile Pence'in kararlı taleplerinin meyvesi olduğunu söyledi. 

Suikast kararındaki önemli etkenlerden birinin, ABD Askeri Akademisi'nin aynı sınıfından mezun Pompeo ile Esper'in Trump'a brifing vermeden evvel kafa kafaya vermeleri ve birlikte uygun adım hareket etmeleri olduğu aktarıldı.

Florida'daki toplantıya katılmasa da Pence'in de suikast kararını desteklediği kaydedildi. 

Bir yetkili, Washington Post'a şöyle konuştu:

"Mattis olsaydı Süleymani suikastı olmazdı. Mattis bunların hepsine karşıydı, bu onun doğal eğilimiydi. Milley ve Esper ise farklı. Şimdi birbirine bağlı, birbiriyle uyumlu bir ulusal güvenlik ekibi ve bütün yetişkin hayatları boyunca birbirlerini tanıyan bir dışişleri bakanı ile bir savunma bakanı var."

Habere göre Pompeo Trump'la Süleymani suikastını ilkin aylar önce konuştu, 20 Haziran'da İran hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle ABD'nin bir casus İHA'sı düşürüldüğünde Trump ilkin Tahran'a hava saldırısını onaylayıp sonra kararını geri çekmişti. 

Bir yetkili, saldırıdan çarkın Pompeo'yu 'çok fena bozum ettiğini' söyledi.

Ancak yetkililer, Trump'ın ulusal güvenlik ekibini değiştirmesinin ve 'İran saldırganlığı' karşısında tırsık gözükmek istememesinin, Pompeo'ya savunageldiği suikast için bastırma fırsatı yarattığını belirtti. Pompeo'nun İran takıntısının Kongre üyeliğinden CIA Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığına uzanan 10 yıllık dönemi kapsadığını vurguladı.  

Süleymani suikastının işlendiği 3 Mart'tan beri müttefiklerle konuşup operasyonun halka ilişkilerini yürüten Pompeo, CNN'e çıkıp "Kötü adamı savaş sahasından temizledik. Doğru kararı verdik. Başkan Trump'ın gösterdiği çabadan gurur duyuyorum" dedi. 

Suikastı 'yüzlerce Amerikalının hayatının tehlikede olduğu' iddiasıyla haklı çıkarmaya çalışan Pompeo, Trump yönetiminin hem dışından hem içinden eleştireler alması ve tehdidin ne kadar acil olabileceğinin sorgulanması üzerine omuz silkerek "Bölgede bir Amerikalıysanız günler ya da haftalar fark etmez" diye konuştu.